Kudüs’te kabirleri veya makamları bulunan şu üç sahabînin hayatı
Ubâde b. Sâmit (ra)
586’da Medine’de doğdu. Ensarın Hazrec kolundandır. Aynı kabileden olan annesi Kurretülayn bint Ubâde Müslüman olmuş ve Resûl-i Ekrem’e biat etmişti.
Hz. Ubâde, Enes b. Mâlik’in teyzesi ayrıca Hala Sultan olarak tandığımız Ümmü Harâm bint Milhân ve Cemîle bint Ebû Sa‘saa ile evlendi
Ubâde, peygamberliğin 12. yılında (621) on iki Medineli Müslümanla birlikte Mekke’ye giderek Birinci Akabe Biatı’nda bulundu. Ertesi yıl yapılan İkinci Akabe Biatı’na da katıldı, orada seçilen on iki nakib arasında yer aldı. Medine’ye dönünce İslamiyet’i yaymak için büyük gayret gösterdi. Bedir, Uhud, Hendek gazveleriyle Hudeybiye Antlaşması’nda bulunduğu gibi Resulullah’ın bütün gazvelerine iştirak etti.
Mekke’nin fethi sırasında ensar birliğinin kumandanlığını yaptı.
Asr-ı saâdet’te Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezberleyen Medineli beş sahabîden biri olan Ubâde, Ashâb-ı Suffe’den Kur’an okumayı bilmeyenlere Kur’an öğretiyordu.
Hz. Ubâde, Hz. Peygamber(sas)’in emri üzerine Abdullah b. Saîd b. Âs ve Hafsa bint Ömer gibi sahâbîlerle beraber halka okuma yazma öğretti.
Resûl-i Ekrem’in vahiy kâtiplerindendi.
Hz. Peygamber onu zekât memuru olarak görevlendirdi.
Hz. Peygamber’in onu zekât memuru olarak görevlendirdiği zaman kendisine, bir yanlışlık yaparak kıyamet gününde bağıran bir deveyi, böğüren bir ineği, meleyen bir koyunu omuzuna yüklenmiş halde Allah’ın huzuruna gelmemesi için dikkatli davranması yolunda tembihte bulunduğu rivayet edilmiştir (Humeydî, II, 397).
Hz. Ömer Ubâde b. Sâmit’i Suriye’ye yolladı.
Ubâde aynı zamanda Kudüs’te valilik ve kadılık yaptı. Ubâde İslam fetihlerine devam etti; daha sonra Humus’a vali tayin edildi. Bu görevde iken Lazkiye ve Cebele’yi ele geçirdi (17/638). Tartûs’un (Antartus) ve İskenderiye’nin fethinde kumandan olarak görev yaptı. Fethedilen yerlerin imarı için gayret gösterdi.
28 (648-49) yılındaki Kıbrıs seferine eşi Ümmü Harâm ile birlikte katıldı ve Ümmü Harâm orada şehit oldu.
Ubâde b. Sâmit 34 (654) yılında Filistin’de vefat etti. Remle’de defnedildiği ileri sürülmüştür. Kabri, Beytu’l-Makdis’te, Mescid-i Aksâ’nın doğu sur duvarının dışındaki Bâbu’r-Rahme mezarlığındadır. Naklettiği 181 hadisten biri şöyledir:
“Allah yolunda cihat edin. Çünkü Allah yolunda cihat, cennet kapılarından bir kapıdır. Yüce Allah, o cihatla kulunu gam ve kederden kurtarır.” (Ahmed b. Hanbel, el-Musned, c. 5, s. 314)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder