Kudüs’te kabirleri veya makamları bulunan şu üç sahabînin hayatı
Ensar’dan olan Şeddâd b. Evs, M 603’te doğmuştur. Şair sahabî Hassân b. Sâbit’in kardeşi Evs b. Sâbit’in oğludur. Annesi Sırma (Sureyme), Resul-i Ekrem ile aralarında soy yakınlığı bulunan Neccâroğulları kabilesindendir. Uhud, Hendek gazvelerine ve diğer savaşlara katıldığı bilinmektedir.
Hz. Peygamber’in vefatının yaklaştığını anlayan Şeddâd, “Artık yeryüzü bana dar gelmeye başladı ey Allah’ın Resulü!” diyerek sıkıntısını dile getirmişti. Resûl-i Ekrem ona “Haberin olsun, Şam ve Beytu’l-Makdis fethedilecek; inşallah sen ve senden sonra evladın oraların yöneticileri olursunuz” diye cevap vermişti. Hz. Ömer’in Humus valisi tayin ettiği Şeddâd, Hz. Osman’ın katli dolayısıyla idarî işleri bıraktı, toplum hayatından uzaklaşarak kendini ibadete verdi ve Dımaşk’ta (Şam) bir ev yaptırdı. Muâviye b. Ebû Süfyân döneminde Dımaşk kadısı oldu. Ömrünün son yıllarını Kudüs’te geçirdiği ve orada önemli görevler üstlendiği anlaşılan Şeddâd, ayrıca Mescid-i Aksâ’da hadis dersleri verdi.
Şeddâd b. Evs’in talebesi Hâlid b. Ma‘dân’ın, “Dımaşk’ta Resûlullah’ın ashabından Ubâde b. Sâmit ile Şeddâd b. Evs’ten daha güvenilir, daha fakih ve daha güzel ahlâklı bir kimse kalmadı” dediği nakledilmiştir. Dımaşk kadısı Ebü’d-Derdâ her ümmetin bir fakihi bulunduğunu, bu ümmetin fakihinin Şeddâd b. Evs olduğunu söylemiş, Ubâde b. Sâmit (veya Ebü’d-Derdâ), Şeddâd b. Evs’in hem ilim hem de hilim verilen kimselerden olduğunu belirtmiştir. Şeddâd’ın talebesi Esed b. Vedâa, zâhid bir insan olan hocasının yatağına yattıktan sonra sağa sola dönüp durduğunu, “Allahım! Cehennem azabını düşünmek uykumu kaçırdı” diyerek yatağından kalktığını ve sabaha kadar namaz kıldığını zikretmiştir.
Şeddâd b. Evs 58 (678) yılında Filistin’de yetmiş beş yaşında vefat etti. Kabri Mescid-i Aksâ’nın doğu sur duvarının dışındaki Bâbu’r-Rahme mezarlığındadır.
Şeddâd b. Evs’in mükerrerleriyle birlikte elli hadis naklettiği belirtilmektedir. Onlardan biri şöyledir:
“Yüce Allah, size her şeye karşı güzel davranmanızı farz kıldı. (Savaşta düşmanı vb.) öldürdüğünüzde, (işkence yapmadan) güzel öldürün. Hayvanı kestiğinizde güzel kesin. Kişi, bıçağını güzelce bilesin ve hayvanını rahatlatsın.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, c. 4, s. 123)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder