Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

25 Şubat 2023 Cumartesi

NASİHATLER 2

İbâdetin en kıymetlisi, nefse uymamaktır. Ebû Zeri Gıfârî “radıyallahü anh”

Dilini tutmak, altın ve gümüşü tutmaktan daha zordur. Muhammed bin Vâsi “Rahmetullahi aleyh”

Ölüm gelmeden hesabınızı yapınız! Tevbe ediniz ki, affa kavuşasınız. Hacı Bayrâm-ı Velî “Rahmetullahi aleyh”

Yoksullara hizmet eden, şu üç şeyle mükâfatlandırılır: Tevazu, edep ve cömertlik. Ahmed bin Hadraveyh “Rahmetullahi aleyh”

Hz. Osman [radıyallahu anh] diyor ki: “En akıllı kişi, nefsine sahip olup kendini hesaba çeken, ölümden sonrası için amel eden ve kabir karanlığını dağıtmak için Allah Teâlâ’nın ihsan buyurduğu nurlardan bir nur edinendir.”

Sûfilerin büyüklerinden Ebu Abdurrahman Sülemî [kuddise sırruhû] şöyle diyor: “Allah Teâlâ’nın, gizli ve açık bütün hallerinde, bütün işlerinde seni görüp gözettiğini ve her haline şahit olduğunu düşün, sakın unutma!”

Bir defasında Ebu Hafs hazretlerine [rahmetullahi aleyh] nefsten, onun ıslahından soruldu. Hazret: “Nefs her afetin, her felaketin kaynağıdır ve ancak ona muhalefet etmekle ıslah edilir” cevabını verdi.

İlmiyle meşhur sahabilerden Abdullah b. Mesud [radıyallahu anh] şöyle diyor: “Bilmeyen kimseye öğrenmediği için bir kere yazıklar olsun! Bilip de bildiği ile amel etmeyene yedi defa yazıklar olsun!”


Hz. Ali [radıyallahu anh] şöyle buyurmuştur:

“Kuşkusuz nimetin artması şükre bağlıdır. Şükür arttıkça nimet de artar. Bu ikisi sanki aynı ipte yan yana durur. Kul şükretmeyi terk etmedikçe, Allah Teâlâ da nimetini artırmayı kesmez.”


İmam Gazâlî [kuddise sırruhû] şöyle der: “Sen nefsin kötü arzularını yener ve böylece ona üstün gelirsen sende ilim, marifet, hüner, iyilik, hikmet, güzel ahlâk ve saadetin tohumu olan dindarlık, Allah Teâlâ indinde sevaplar kazandıran güzel ameller doğmaya başlar.”


Lokman (aleyhisselâm) oğluna şu nasihatlerde bulunur: “Yavrucuğum! Allah’tan kork ve ona karşı gelmekten sakın. Kalbin günahlarla dolu olduğu halde, insanların sana ikram ve hürmet etmeleri için Allah’tan korkuyormuş gibi görünme!”


Büyük muhaddis İbn Hacer Askalânî [rahmetullahi aleyh] hikmet sahibi bir zatın şöyle dediğini nakleder: “İmanın alameti dörttür: Takva, hayâ, şükür, sabır.”


 'Nefsim bana pranga, ilim silahım, günah hüsranım ve şeytan düşmanımdır! Asla onun isteklerine boyun eğmem!' Hâtim el-Esam [rahmetullahi aleyh]


“Hak Teâlâ’nın kitabı Kur’an-ı Kerim’i okuyarak, sana bildirdiği emir ve yasakları anlayıp tefekkür etmek ve bir de O’nu zikretmek seni Allah’a yaklaştırır. Böylece O’nun emirlerine sımsıkı yapışır yasakladıklarından da sakınırsın.” Ebu Abdurrahman Sülemî [kuddise sırruhû]


“Bir mümin kardeşinde hoşuna gitmeyen bir iş duyarsan birden yetmişe kadar özür kapısı araştır. Bulamazsan belki benim anlamadığım bir özrü vardır de ve ayıbını ört.” Cafer-i Sâdık [rahmetullahi aleyh]


“Âlim dinde tabiptir. Mal sevgisi ise hastalıktır. Doktorun kendisi bu hastalığa yakalanırsa nasıl olur da başkalarını tedavi edebilir?” Fudal b. İyaz [kuddise sırruhû]


“Kardeşlerim! Biliniz ki, bu ümmetin ıslahı ve fesadı kuşkusuz âlimlerin ıslahı ve fesadına bağlıdır. Âlimlerden bir kısmı insanlar için rahmettir. Her kim o âlimlere tabi olursa saadete erer. Bazı ilim sahipleri de var ki, bu ümmet için fitnedir. Her kim bu kimselere uyarsa helak olur gider.” Hâris Muhasibî [kuddise sırruhû], el-Vesâyâ


“Allah korkusu, manevi kalp hastalıklarının tümünü siler, tedavi eder. Allah sevgisi ise kalp hastalıklarını giderdiği gibi (gizli) inkârı silip atar.” Gavs-ı Hizanî Seyyid Sıbgatullah Arvasî [kuddise sırruhû]

Helak Sebepleri

İbrahim Nehaî [rahmetullahi aleyh] şöyle diyor: “Sizden önce helak olanlar şu üç sebepten dolayı helak olmuşlardır: Boş ve faydasız konuşmak, fazla yemek ve çok uyumak.”


Tövbeye Devam

Ebu Abdurrahman Sülemî [kuddise sırruhû] sürekli tövbe halinde olmak gerektiğini söyleyip şöyle öğüt veriyor: “Tövbe etmeyi hatırlamak için, Allah’ın emirlerine karşı işlediğin günah ve isyanları devamlı hatırlayıp tefekkür et. Zira Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi vesellem] devamlı tefekkür halinde, düşünceli ve mahzundu.”

İmam Rabbânî hazretleri [kuddise sırruhû] şöyle buyurmuştur: “Peygamberlerin gönderilmesi, kitapların indirilmesi ve dinin emrettiği yükümlülüklerden maksat, kötülüğü emreden nefsin yönelişlerini ortadan kaldırmaktır. Nefsin arzularını kırmak da dinin hükümlerini yerine getirmeye bağlıdır.”


Takvanın Alameti 
“Takvanın alameti, haramlara karşı dikkatli olup titiz davranmak, Allah Teâlâ’nın bildirdiği hükümlere riayet etmek, mekruh olan şeylerden de kalbi temizlemektir.” Hâris Muhasibî [kuddise sırruhû], el-Vesâyâ

Sevginin Şartı
“Allah dostuna muhabbet beslemek, ihlâs ve edep sahibi olmayı gerektirir. Çünkü bir kimseye muhabbet besleyen kişi, sevdiğine karşı edepli ve samimi olur.” Mevlâna Halid Bağdâdî [kuddise sırruhû]


Zakir ve Gafilin Durumu
Mevlâna Hâlid-i Bağdâdî [kuddise sırruhû] şöyle diyor: “Yüce Allah’ı zikretmek, O’na vasıl olmaya sebeptir ve zikreden kimsenin Allah Teâlâ tarafından sevildiğinin alametlerindendir. Zira Cenab-ı Hakk’ın gazap ettiği isyankâr kimselerin elinden zikir alınır, böylece Allah’ı zikretmekten mahrum kalırlar.”

En Büyük Düşman
Hâris el-Muhasibî [kuddise sırruhû] şeytana karşı bizi şöyle uyarıyor: “Sana karşı şeytandan daha şiddetli bir düşman yoktur. O halde ona karşı çok uyanık ve tedbirli ol. Zira o çok sinsidir, göz açıp kapayıncaya kadar insanı aldatabilir. Neticede ona uymak suretiyle ya Allah’ın gazabına uğrarsın ya da ona tabi olmayarak Allah’ın fazlıyla kurtuluşa ulaşırsın. Allah bizi iblisin ve askerlerinin şerrinden muhafaza eylesin.”

 Her Yerde Zikrullah

Ebû Vai l Şakîk b. Seleme [rahmetullahi aleyh] şöyle diyor: "Çarşıda olsa bile kişinin kalbi Allah Teâlâ’yı zikretmeye devam ettiği müddetçe namazda sayılır. Şayet kalbiyle beraber dili de zikrederse (hayır konuşur, hayır söylerse) daha yüce bir zikir yapmış olur.”


Az Konuşmak

Şeyh Sa'dî-i Şîrâzî hazretleri Irahmetullahi aleyh] şöyle diyor: “Az konuşan, utanılacak durumlara düşmez. Bir arpa kadar misk, bir yığın çamurdan değerlidir. Çok konuşandan sakın. Bilginler gibi bir konuş, pir konuş. Yüz ok attın, tümü boşa gitti. Akıllıysan bir at, he­defi tuttur. İnsan, işitildiğinde kendisini utan­dıracak bir şeyi neden söyler?
Kimsenin aleyhinde de konuşma. Belki duvarın ardında bir kulak veren vardır. Gö­nül, sırları saklayan bir kaledir. Dikkatli ol, kalenin kapısı açık kalmasın. Mum, dili yü­zünden yanar. Arif bunu bilir, bu yüzden ağzı kapalıdır.”


Helâl Lokma

Süfyân-ı Sevrî hazreiıerne (ranmetullahi aleyh) biri gelerek namazı birinci safta kılmanın faziletinden sordu. Ona şu cevabı verdi: “Öncelikle yediğin ekme­ği helalinden mi kazanıyorsun ona bak. Ondan sonra da namazını hangi safta kıl­mak istersen kıl." 

İbrahim b. Edhem de [rahmetullahi aleyh] şöyle diyor: “Bir de­fasında namaz kılmaya üşenerek kalkan birini gördüm. Sonra anladım ki o kimse­nin kazancı helalinden değil Helalinden yeseydi üşenmezdi." 


Zor Olanı Tercih

Rebî' b. Huseym [rahmetullahi aleyh] hizmet etmek isteyenlere izin vermez, evi­ni kendisi süpürür, temizlerdi. Bu hususta soranlara, “Ben nefsimin sıkıntı çekmesini seviyorum” derdi.


Zor ve Kolay

Nakledildiğine göre adamın biri Bâyezid-i Bistâmî hazretlerine [kuddise sırruhû] gelerek, “Allah yolunda karşı­laştığın en zor şey nedir?" diye sordu. 0 da, “Bunu tarif etmek mümkün değil" dedi. “Peki, Allah yolunda karşılaştığın ve nefsine en kolay gelen şey nedir?” "Evet, bunu söyleyebilirim. Nefsimi Al­lah Teâlâ'ya itaat ve ibadetlerinden birine davet ettim. Ama gönülden icabet etme­di. Ben de onu tam bir sene isteklerinden menettim."





















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder