HADİSLERİN MUHAFAZASI İÇİN ÇEKİLEN ZAHMETLER
AiA b Ebî Rabah (r.a.) anlattı: “Ebû Eyyûb (r.a), Ra sûlûliAh (S.â.v.) Efendimiz'den işittiği bir hadîs-i şerifi, ilkim bin Amlr’e (r.a.) sormak için Mısır'a doğru yol* buluğa çıktı.
Mısır'a varınca vâli Mesleme b. Muhalled el-Ensâ* ll'nln evine geldi. Mesleme, hemen dışarı çıkarak Ebû Eyyûb (r.a.) İle kucaklaştı.
"Yâ Ebâ Eyyûb! Seni buraya getiren sebep nedir?" diye sordu. O da, “Rasûlüllâh (s.a.v.)’tan işit- liflim bir hadisi ben ve Ukbe dışında bilen kalmadı. O hâdial sormaya geldim. Yanıma bir adam ver de bana evini göstersin." dedi. O da birini gönderdi.
Hl. Ukbe'nin evine vardılar; Ukbe dışarı çıkıp, Ebû Eyyûb (r.a.)'un boynuna sarıldı ve “Yâ Ebâ Eyyûbl •eni buraya getiren nedir?” diye sordu. O da; “Ra SÛlüllâh (s.a.v)'tan işittiğim ‘mü’mlnln ayıbını örtmeye dair* hadîsi, seninle benden başka bilen kalmadı. Bu hadîsi tamamıyla bir söyle." dedi.
Hz, Ukbe şöyle dedi: “Evet, Rasûlüllâh’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittim: (meâli) “Kim, dünyâda bir mü'mln kardeşinin ayıbını örterse, Allâh da kıyâmet günü onun ayıbını örter." buyurdu. Ebû Eyyûb (r.a): "Doğru Söylediniz," dedi ve Medine’ye dönmek üzere hiç beklemeden hayvanına bindi. Mesleme (r.a.)’nin hazırladığı hediye dahî kendisine ancak yolda ulaştı rılabildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder