H I Z I R LALA M H AYREDDİ N VE NASREDDİ N'DİR
Bu sırada Cezayir'de gelişmeler olmuş, Oruç Reis İspanyollarla bir çarpışmada şehit düşerek yerini kardeşi Hızır almıştı. İspanyollar bundan sonra Tlemsen emiri ile de işbirliği ile Hızır Reis'i Cezayir'den çıkarmak üzere faaliyetlere giriştiler. Müttefiklerin ilk saldırılarını defeden Hızır Reis vaziyetinin nazikliğini de görmüştü. Bir avuç Türklerin hem Şarlken'e hem de yerlilere karşı durma imkanı çok azdı. Bu itibarla Selim Han'a müracaata karar verdi. Hızır Bey de dört pare gemiyi padişah ve yüksek rütbeli paşalar için nice hediyelerle donatarak hazırladı. Ağalarından Hacı Hüseyin Ağa'yı leventlerin başbuğu seçerek gönderdi. Yavuz Sultan Selim bu ziyarete oldukça sevinmiş, Oruç Reis'in şehadet haberine ise bir o kadar üzülmüştü. Hızır Bey' in hediyeleri huzur- ı şeriflerine gelip namesi okunduğunda: "Hızır lalam, Hayreddin ve Nasreddin'dir. Benim evvelden beri en makbul kulumdur. Ben onun her işini kabul eyledim. Düşmanları üzerine daima muzaffer olsun. Ol vilayetin namesin ve hutbesin benim nam-ı pakime göndersin" diyerek Hacı Hüseyin Ağa'ya hil'at giydirdi. Ağa ve leventler için konaklar döşetip tayinatlar verdi. Hacı Hüseyin Ağa Asitane-i Saadet'te kırk gün kadar kaldı. Devlet ileri gelenleri ile görüşüp hediyelerini takdim etti. Dönüş için hazırlıklarını tamamladıktan sonra Sultan Selim Han tarafından bir kez daha kabul edildi. Selim Han, kendi hattı ile yazdığı mektubu Ağa'ya teslim eyledi. Ayrıca bir cevahir taş oturtma sonkur kılıç, bir hil'at-ı fühire, bir diba sancak ve bir flandıra verdi. Sonra Hüseyin Ağa'ya: Ya vuz Sultan Sel im Han 261 "İşbu kılıcı lalam Hayreddin Reis'e götür. Ona bergüzarım olsun. Din düşmanlarına benim aşkıma gazalar eylesin. Sancağım ile flandıramı yanından ayırmasın. Ne zaman açarsa galip ve mansur olsun. Hakk Teala iki cihanda yüzü ak eylesin" diyerek dualar etti. Tekneler, Yalı Köşkü'nden kendilerini uğurlayan Selim Han'ı yollu yolunca üçer kat şenlik eyleyip top atışları ile selamlayarak ayrıldılar. Selim Han gemilerin yolda hiçbir şekilde incitilip rencide edilmemeleri için Venedik balyozundan bir mektup dahi aldırıp Hacı Hüseyin Ağa'ya verdirmişti. Kendisinin has kullarından bir kişiyi de yanlarına katmıştı. Hacı Hüseyin Ağa gemilerin yelkenlerini açıp yola revane olduktan birkaç gün sonra Koron Kalesi'ne yakın vardıklarında Venedik'in sekiz pare kadırgasına rast geldiler. Koron Kalesi önünde yatarlar idi. Hayreddin Bey' in gemileri olduğunu bilip el koymak sevdasında iken onların hiç kaçma emaresi göstermeden Koron Limanı'na girişine bir anlam veremediler. Ancak Hacı Hüseyin Ağa liman - da sandala girip doğruca generalin sefinesine çıkarak balyosun kağıtlarını gösterince hayrette kaldılar. Onlara: "Mademki siz buraya kadar gelip bizimle mülaki oldunuz. Bizim sizleri Modon'a kadar iletmemiz gerekir. Zira biz biliriz ki sizlere bir taraftan bir zarar erişirse onu bizden bilirler" diyerek sekiz pare kadırgaları ile kendilerine bir müddet yoldaşlık da yapmışlar. Nihayet birkaç gün daha geçince gemiler Cezayir'e azim şenliklerle vasıl olurlar. Hayreddin Bey o gün büyük bir divan tertip etti. Bütün alimler. Salihler, şeyhler, gaziler orada hazır bulundular. Padişah hazretlerinin ihsan buyurdukları hil'atı giyip kıl ıcını boynuna bir hamayıl ( muska) gibi asan Hayreddin Bey, ayakta hürmetle padişahın namesini kabul ederek, üç defa öpüp yüzüne gözüne sürdükten sonra bütün erkana karşı okuttular. Emr-i şerifi büyük bir muhabbetle dinleyen alim ve erkan: "Duyduk ve gereğince amel etmek bizim için en büyük saadettir" dediler. Padişah hazretlerine azim dualar eylediler. 262 K ayı 111: Haremeyn Hizmeti nde Memleket halkı küçüğü ve büyüğüyle genci ve yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle şad ü hürrem oldular. İlk cuma günü hutbeyi Selim Han hazretlerinin adıyla okutan Hayreddin Bey donanma ile gelmiş bulunan padişahın adamını yine büyük hediyelerle Asitane'ye gönderdi. Öte yandan bu son gelişmelerden Tunus ve Tlemsen beyleri fevkalade huzursuz olmuşlardı. Cezayir vilayetine padişahın emr-i şerifleri geldi ve halk bunu büyük bir memnuniyet içerisinde kabullendi diyerek gam ve gussa içerisinde kalmışlardı.2
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder