RODOS ÜZERİNE Mİ
Selim Han'ın donanmaya verdiği yoğun önem ve ehemmiyet üzerine iki yüz elli gemiden mürekkep muazzam bir donanma savaşa hazır hale gelmişti. Seferin nereye açılacağını kimse bilmemekle beraber Hıristiyanlara karşı olacağı kuvvetle zannediliyordu. Belki Roma'da gerçekleştirilmeye çalışılan Haçlı seferini karşılamak için yapılıyordu. Fakat devlet adamları arasında Rodos üzerine olacağı hususunda umumi bir kanaat mevcuttu. Aslında devlet adamları Rodos üzerine bir seferin açılmasına taraftar idiler. Zira Rodos bir korsanlar ve hırsızlar durağı olmasıyla şöhret bulduğu gibi Mısır'ın alınması ile zaptı daha da önem kazanmıştı. Zira mutlaka güven altında bulunması icap eden İstanbulİskenderiye ticaret yolunun üzerinde bulunuyordu. Vezirler artık: "Şu Akdeniz yalnız Devlet-i Aliyye'ye bir mersa (liman) olabilir" diyerek Rodos'un fethinin şart olduğunu kendilerine inandırmışlardı.234 Akabinde vezirler ve ileri gelen devlet adamları padişahın da Rodos'un fethine yönelmesi için elbirliği yaptılar. Sefer için gereken işleri kendince hazırladılar. Selim Han'ın Eyüp Sultan Hazretleri'ni ziyaret ettiği bir gündü. Eyüp Sultan Kapısı'ndan dışarı çıktığı anda tersane yöresinden top sesleri geldi. Nedenini sorduklarında: "Kapudan gemisin denize saldılar. Onun şenliğidir" dediler. Ya vuz Sultan Selim Han 263 Gazaba gelerek: "Kimin emriyle gemi salarlar? Ne zamandan beridir kendi başlarına göre hareket eder oldular? Derhal boynu vurulsun" diyerek Kapudan Cafer Bey'in idamını emrettiler. Fakat Veziriazam Piri Mehmed Paşa araya girerek o kadırganın yeni yapılan kadırgalardan biri olup denetlenmek için suya indirildiğini söyleyerek kaptanın affını ve görevinde kalmasını temin etti. Fakat Selim Han bütün bu hareketlerin kendisini Rodos Adası'na yönlendirmek için olduğunu biliyordu. Ertesi gün divanda vezirlere ağır sözlerle hitap ederek: "Beni bir kafir adasına iletmek istersiniz. Ona değer mi ki ben oraya varanı, fakat fethi güç ola! Hoş sizin gibi tedarikli vezirler( !) ile fethedileceği de belli değil. Nasıl fethedersiniz ki, daha gereklerini hazır etmediniz. Bir kale parçasına bizzat varayım, fakat fethinde güçlük ve yığın yığın zahmet çekeyim. Irz-ı saltanat ona güç getirir mi? Hem hisar fethinde en önemli gereç baruttur. Kaç aylık azık ve barutunuz vardır? Söyleyin bana!" diyerek çıkışınca vezirler sıhhatli bir cevap veremediler. Bunun üzerine hışım ve gazapla: "Şimdi sizin tedbirinizle kale fethine varmak akıllıca hareket midir? Varın işi araştırın ve yarın arz eyleyin" diyerek huzurdan çıkardılar. Ertesi gün divanda: "Padişahım dört buçuk ve nihayetinde beş aylık barutumuz vardır" diyerek bilgi verdiler. Selim Han: "Siz ol hisarı beş değil, altı ayda dahi alamazsınız. Be hey adamlar! Bu tedarik ile oraya varılmaz. Biz ülkeler zapt etmek niyetinde iken, siz beni bir hırsız kalesi ile uğraştırmaya çalışıyorsunuz. Varın gidin, benim seferim yok!" dedi. Ardından hüzünlü bir şekilde: "Meğer sefer- i ahiret ola" diyerek yüzünü vezirlerinden çevirdiler.23
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder