OSMANLI TARİHİ 265 YAVUZ SULTAN SELİM HAN (Ridaniye Savaşı)
25 Ocak 1517 günü Osmanlı ordusunun merkezinde Veziriazam Sinan Paşa bulunuyordu. Sağ kolda Anadolu Beylerbeyi Mustafa Paşa, Dulkadırlı birlikleriyle Şehsuvaroğlu Ali Bey ve Akkoyunlu Beyi Ferruhşad Bey yer almıştı. Sol kolda ise Rumeli askerlerinin başında olarak İkinci Vezir Yunus Paşa bulunuyordu. 199 Osmanlı ordusunun geliş yönü ve manevra taktikleri ile Memlüklerin toplarını kullanma ve değerlendirme imkanları ortadan kalkmıştı. Buna rağmen savaşa son derece istekli ve arzulu başladılar. Ok ve tüfekler birbirleri üzerine yağmur ve dolu gibi yağmaya başladı. Etrafbarut dumanı içerisinde kaldı. Ardından bütün hatlar şiddetle birbirlerine girdiler. Oklar tende yaralar açıp, ciğerler kanla çeşme oldu. 238 K ayı ili: Haremeyn Hizmeti nde Kılıcın yüzü kanlı su olup, bulutun şekli kan havası ile gözükmekteydi. Kılıçların parıltısı ateşe ve kılıçların her biri yılana benzerdi. Çok kimsenin ömür güneşi tutulup, kumru ecel hepsinde tutuklu oldu. Dilenci ve emir bir olup, kılıç ve altı dilli topuzlar durmaz can alırdı. İnsan kanı nehir ve ırmak olup sanki akan ikinci bir Nil, ceset ve ölülerle her köşe dolu, yaralılar dört bir yanı kaplamışliı.200 Tumanbay savaşın gittikçe aleyhlerine döndüğünü anlamakta gecikmedi. Muharebeyi ancak Selim Han'ı saf dışı bırakarak kazanabilirdi. Bu itibarla yanında en şeci generalleri Al�nbay ve Kurtbay ile tamamen zırhlar giyinmiş vurucu birliği olduğu' halde Osmanlı merkez sancakları üzerine süratle yürüdüler. Selim Han'ı ölü veya diri ele geçirerek neticeye varmak istiyorlardı. Gerçekten Tumanbay'ın emrindeki birliklerin saldırısı çok ani ve şiddetli olmuştu. Osmanlı birliklerinin arasından neredeyse yıldırım ya da fırtına gibi geçmişler; merkez hattını yönetmekte olan Veziriazam Sinan Paşa dilaverleriyle karşı karşıya gelmişlerdi. Sinan Paşa'nın yanında Ramazanoğlu Mahmud Bey ile Hazinedar Ali Ağa bulunuyordu. "Alemlere gölge salan padişah uğrunda can vermek iftiharımız kılıç karşısında yüz geri etmek utancımızdır" diyen Sinan Paşa da kolları sıvayıp meydana daldı. Yüreklendirici sözlerle gönülleri pekiştirdi. Şimdi bu hatta ölümüne bir mücadele başlamıştı. İşte bu ölümüne çarpışma sırasında Sinan Paşa bir ok isabetiyle yaralandı. Kendisini hemen atından indirip mahfeye aldılar. Fakat o, "Bana nesne lazım gelmez" diyerek savaş alanını terk etmeyip yeni öğütler verdi. Bozgunun umumileşmesini önledi. Sinan Paşa'nın yaralandığını duyan padişah, derhal sipahi birliklerini, ağaları Bali Ağa başlarında olduğu halde o hatta kaydırdı. Şimdi de Osmanlı cengaverlerinin amansız saldırıları başlamıştı. Özellikle Anadolu Beylerbeyi Mustafa Paşa emrindeki yiğitler fırtınayı andıran acımasız hamlelerle Memlükleri başak gibi ezip geçtiler. Yavuz Sultan Selim Han Muvaffakiyetten tamamen ümidini kesen Tumanbay, savaş meydanından kaçarak kurtuldu. Ridaniye ordugahı bütün topları ve mühimmatı ile zapt edildi. Memlükler var olma mücadelesinde son harp oluşun verdiği hırs ve azimle gerçekten de şiddetle vuruşmuşlardı. Nitekim savaş meydanında yirmi beş bin ölü vermeleri bunu açıkça göstermektedir. İleri gelen Memlüklü devlet adamlarından emir Salah Erkınas, Mir Bahş Bay, Mirahur-ı kebir Ons Bay, Emirü'l-ulema Ast Bay, Tola Bay, Canbolat Bey, Kayrabay ve daha nice namlı beyleri ölüler arasında idi. 202 Alan bay ağır yaralı olarak kaçmış ve az sonra da vefat etmiştir. Esir edilen Kurtbay ise öldürülecektir. Osmanlı ordusundan da Veziriazam Hadım Sinan Paşa ile Ramazanoğlu Mahmud Bey, eski hazinedar Ali Ağa ve Memlüklerden kaçarak Osmanlı hizmetine giren eski Ayıntab Beyi Yunus Bey şehit oldular. Selim Han geceyi Ridaniye Sahrası'nda geçirdi. Ertesi gün başta Veziriazam Sinan Paşa olmak üzere Osmanlı şehitlerinin cenaze törenleri yapıldı. Bu törende Selim Han pek müteessir olmuştu. Yanındakilere: "Yusuf Aleyhisselam'ın tahtına nail oldum, fakat Sinan gibi sadık ve cesur serdarımdan ayrıldım. Bir memleket ona bedel olamaz" sözleriyle üzüntüsünü ve onun, yanındaki değerini işaret etmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder