Tebliğ Üslubu
Insan nisyan ile maluldür. Unutkandır yani. Dünyaya niçin gönderddiğini, ölümü, hesap gününü, ahireti unutur çoğu zaman. Beşerdir, şaşar; imtihan gereği önüne çı-karılan yanlış yollara sapıp sırat-ı müs-takimden uzaklaşabilir. Bu sebeptedir ki İslâm, kardeşlik hukuku çerçevesinde bir-birlerini hayra ve hakka çağırma, kusurla-rını düzeltmeleri için birbirlerine ayna olma sorumluluğu yükler müminlere. Böyle bir sorumluluk, hepimizin ya davet eden ya da davet edilen olarak içinde bulunduğu tebliğ faaliyetini, doğruluğu bakımından da dikka-te almamızı gerektirir. Kendisine çağırılan şeyin hak ve hayır ol-ması kadar, çağrı yahut tebliğin o hakikate uygunluğu, metodu, üslubu da önemlidir. Çünkü usul ve şartlarına dikkat edilmeden yapılan yanlış bir tebliğin, hem çağırılan hakikati zedetemesi hem muhatapları ya-nıltması sebebiyle vebali vardır. Hele de bu tebliğ din ve tasavvufa daveti amaçtıyorsa daha bir dikkat ve özen ister.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder