Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

23 Mayıs 2021 Pazar

OSMANLI TARİHİ 201 II. BAYEZİD (Aşikare Var ve Haklarından Gel)

 


OSMANLI TARİHİ 201 II. BAYEZİD (Aşikare Var ve Haklarından Gel)

AŞİKARE VAR VE HAKLARINDAN GEL 

Öte yandan Akkerman'da kalmış olan bazı Boğdanlılar prensleri Stefan'a haber göndererek bir gece vakti kale önüne geldikleri takdirde ipler sarkıtarak kendilerini içeri alabileceklerini bildirdiler. Bunun üzerine Stefan belirledikleri gecede gemilerle kale önüne çıkarma yaptılar. Boğdanlılar kale muhafızlarının gafletinden faydalanarak gelenleri iplerle çekmeye başladıkları sırada gaziler vaziyetten haberdar oldular. Süratle seferber olarak kaleye girenleri yakaladıkları gibi çıkmak üzere bulunanları da temizlediler. İçeri girenlerden esir ettiklerini padişah katına göndererek vuku bulan hadiseyi de rapor ettiler. Boğdan beyi ise güçlükle canını kurtarabilmişti. 33 il. Bayezid Han, Boğdan beyinin bu hareketini haber alır almaz Rumeli Beylerbeyi Hadım Ali Paşayı Boğdan Seferi' ne memur etti. Kapıkulu askerlerinden bir kısmını da emrine vererek: "Var ol kafirin memleketine gir. O benim fethettiğim hisarı geceleyin uğrulamak istemiş. İmdi sen aşikare var ve haklarından gel" demişti. Eflak beyini de kuvvetleriyle yanına alan Hadım Ali Paşa, Eylül 1485'te Boğdan'a girdi. Mukavemete cesaret edemeyen Stefan Cel Mare, Lehistan Kralı Kazimir'in yanına kaçtı. Hadım Ali Paşa köşe bucak aradığı Stefan Cel Mare'yi bulamayınca Boğdan'ın tahtını bahtını yıktı, harap etti. Pek çok ganimet malıyla geri döndü. Hadım Ali Paşa kuvvetlerinin bölgeden ayrılmasından sonra Stefan Cel Mare, Lehistan ve Macar krallarından aldığı yardımcı kuvvetler ile tekrar ülkesine gelerek bir kez daha Kili ve Akkerman kalelerine saldırdı. II. Bayezid Han 43 Bunun üzerine akıncı kumandanlarından Silistre sancakbeyi meşhur Malkoçoğlu Bali Bey, Boğdan harekatına memur edildi. Bu ünlü akıncı kumandanının Boğdan'a girmesi üzerine Stefan Cel Mare, Leh ve Macar krallarından yardım istedi. Onlar da birtakım yardımcı birlikler gönderdiler. Prut Nehri üzerinde köprü kuran Malkoçoğlu kendi akıncılarıyla orada durup tımarlı sipahilerini ileri göndemişti. Düşman gözcüleri Malkoçoğlu'nun kuvvetlerinin bölündüğünü ve azlık kaldığını görüp haber verince, Stefan'ın emrindeki bütün kuvvetler onun üzerine doğru at kopardılar ve cenge giriştiler. Hiç telaş göstermeyen bu tecrübeli akıncı beyi bir taraftan mu - kabele ederken, diğer taraftan da bir kısım kuvvetlerini geri pusuya yatırdı. Malkoçoğlu'nun yanındaki az sayıdaki akıncı yiğitleri, önce can alıcı okları ile nice göğüsleri deldiler. Sonra keskin darbeleriyle düşmanın ciğerini dağladılar. Yavaş yavaş da geriliyor ve düşmanı pusuya doğru çekiyorlardı. Savaşın iyice kızıştığı bir sırada ve düşmanın artık zafere yakın olduklarını hissettikleri esnada boru, davul sesleri, tehlil ve tekbir avazeneleri ile pusuya gizlenmiş olan askerler siperlerden çıkarak düşmana doğru hücuma kalktılar. Saatlerdir az sayıdaki akıncı birliğine galebe çalamayan düşmanın, yeni ve taze birliklerin geldiğini sanarak maneviyatı sarsıldı. Derhal kaçış yolunu tutmaya başladılar. Malkoçoğlu, akıncılarına kaçanları takip ettirerek nicelerini kırdırdı. Bir hayli ganimet malı ile dönüş yolunu tuttu.34 Boğdan Prensi Stefan Cel Mare, Osmanlılarla başa çıkamayacağını anlamıştı. Ülkesini daha fazla harap ettirmemek için Osmanlı kudretine boyun eğerek dört bin altına çıkarılan senelik vergiyi ödedi. Ömrünün sonlarına doğru Boğdan ismindeki oğluna, memleketi öteki milletlerden daha hakim ve kuvvetli olduklari için Türklere teslim ederek başkalarına vermemesi tavsiyesinde bulundu ki, hemen bütün Boğdan voyvodaları bu vasiyete uyacaklardır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder