ŞAİ R FATİH
Fatih Sultan Mehmed, devrinin aynı zamanda kuvvetli bir şairidir. Şiirde mahlası Avni idi. Ancak bir padişah, böyle bir mahlas
kullanabilirdi. Zira yardım eden, arka çıkan, imdada yetişen gibi
ihtiva ettiği manalar düşünülürse bu mahlasın gereğini yerine getirmek oldukça zor olsa gerektir.
Aruzu, usta şairlerden farksız bir hakimiyetle kullanmış, şiirlerinde ince hissiyat ve düşüncelerini dile getirmiştir. Sehi Bey, Fatih
için: "Pek çok şiirleri vardır. Sözleri merdane, şiirleri aşıkane, nazmı
benzersizdir" demektedir. Şiirlerindeki ifadeleri açık ve üslubu
akıcıdır. Aruzu ustaca kullanan Fatih'in şiirlerinin ekserisi gazel
tarzındadır.291
Fatih'in şiirleri bir divan teşkil edecek sayıya varıyordu. Şiirlerinde sağlam bir İslam itikadı sezilmektedir. Kur'an, hadis, fıkıh
gibi ilimlerdeki vukufunu şiirlerine yansıtmıştır. Şiirlerinde zaman
zaman tasavvufun esasları görülür. Zikrettiği beşeri güzeller, bazen
Cemal-i Mutlak'a uzanan bir çizgide görüntü verirler.
Nihad Sami Banarlı Bey divan şiirini anlatırken: "Bunun için
yaratılışın izninden başka üstün bir kültüre sahip olmak gerekir.
Türk, Arap, Acem edebiyatlarını, İslam ilimlerini, İslam tefekkürünü,
tasavvufu, Şark-İslam mitolojisini bilmek; Aruz ve kafiye ilimlerini
öğrenerek fesahat ve belagatın inceliklerine vakıf olmak lazımdır.
Bunlardan başka astronomiden tıp bilgisine, matematikten kimyaya
kadar fen bilgilerini, şiiri onlarla besleyecek ve şiirde onların akislerini fark edecek kadar kavramış olmak lüzumu vardır" demektedir.
318 K ayı II: Cihan Devleti
Görüldüğü gibi bütün bu ilimleri kullanarak yazılan şiirleri
anlamak için aynı ilimlerden az da olsa nasipdar olmak lazımdır.
Divan edebiyatının kaynaklarını dahi bilmeyen ilimden nasipsiz
kişiler bu şiirlerin zahiri manalarına bakarak Fatih hakkında yalan
yanlış yorumlar yapabilmektedirler.
292
Nitekim Fatih' in çok arzuladığı bir sevgiliye yazdığı şu beyitleri
Alnın kamerine yüzün ayına müşabih
Bunca göz ile görmedi bu çarh-ı mualla
"Yaratılalı şunca zaman olan bu yüksek gök kubbe altında, gelip
geçen bunca göz sahibi insanlar, senin kamer alnına ve ay yüzüne
benzeyen birini daha görmediler" derken Peygamber Efendimiz'i
methetmektedir.
Fatih gök kubbede ancak bir tane ay olması gibi sevgilinin de
dünyada bir tane olduğunu ifade ediyor. Beyitte gök kubbedeki
yıldızlar birer göz olarak düşünülüp karanlık gecede her birisinin ay
ile varlık kazandıkları ima ediliyor ki bu manzara cahiliye devrinde
Hazreti Peygamber'in zuhuru ve O'nunla yeni bir varlık kazanan
Ashab-ı Kiram mazmununu hatırlatır. Nitekim Hazret-i Peygamber
bir hadislerinde ''.Ashabım yıldızlar gibidir:' buyurmaktadır.
Ardından da (Ya Resulallah) Şu gök kubbe senin hasretini çektiğim gam bezminde, içtiğim acı kadehin içinde yalnızca bir su
kabarcığından ibarettir manasına şu beyti söylemektedir.
Şol cam ki nuş eylemişem bezm-i gamında
Bir sade hababıdır anın künbed-i hadra293
Fatih Sultan Mehmed şiirlerinde söylemek istediklerini fazla
muğlak bir hale getirmeden açık ve saydam ifadelerle dile getirir.
İster aşkı, ister tasavvufu ve dini temayülleri terennüm etsin hemen
her mısraı edebi anlayışından kaynaklanan yalın ifadesi ile kuvvet
bulur. Edebi sanatları da zaman zaman kullanmakla birlikte bunu
bir gaye edinmemiştir. Sanat endişesiyle şiir söylememiş, bu da
ifadelerine ayrı bir cazibe ve halavet kazandırmıştır.
Fatih Sultan Mehmed Han 319
Bir gazelinde dünyaya gelişten maksadını anlatırken söz söylemekten muradının ne olduğunu da çok güzel bir ifadeyle sunmaktadır.
Bağda gül-ruhlarındır verd-i hamradan murad
Kametindir rasti serv-i dil-aradan murad
Aşk derdidir cihanda aşıka maksCtd olan
Vasl-ı dilberdir hemin bu dar-ı dünyadan murad
DCtd-ı ahımdır felekde ebr-i barandan garaz
Eşk-i çeşmimdir eşiğinde süreyyadan murad
Çün ecel sulh ettirir ahir niza'ı kaldırır
Pes nedir dünya için bu kuru gavgadan murad
Beyti bozarsın rakibi anma şi'rinde sakın
Avni dilber vasfıdır şi'r ü inşadan murad294
Açıklama:
Doğrusu gül bahçelerindeki kırmızı güllerden maksat, senin gül
yanakların; gönül süsleyen serviden murad da senin endamındır.
Cihanda aşıkın tek arzusu senin aşkının derdidir. Nitekim bu
dünya evinden murad da sevgiliye kavuşmak değil midir?
Göklerdeki yağmur bulutlarının sebebi benim ateşli ahlarımın
dumanıdır. Ülker yıldızından murad ise eşiğinde döktüğüm gözyaşlarımdır.
Mademki ecel gelince, herkesi sulh ettirip (musallada helallaştırıp) aradaki çekişmeye son verdirir. O halde dünya için bu kuru
kavga da ne oluyor.
Ey Avni herkes bilir ki şiir ve düzyazıdan maksat, sevgilinin
özelliklerini sayıp dökmektir. O halde sakın şiirde rakibin adını
anma ki sonra beyti bozarsın.
Aşık Çelebi, Fatih' in şairliğini överken, pek çok beytinin muasırları tarafından ezbere bilindiğini belirterek şu beyti misal olarak
gösterir.
320 K ayı II: Cihan Devleti
Sakiya mey ver ki bir dem lale-zar elden gider
Erişir fasl-ı hazan bağ u bahar elden gider295
Fatih'in bu beytindeki saki ve mey kelimeleri divan edebiyatının
manaları cihetinden incelenirse, mürşidinden ilahi aşka dair marifetler sunmasını istediği, nasıl sonbahar gelip baharın güzellikleri
uçup giderse ölümün de lezzetlere son vereceği vurgulanmaktadır.
Fatih Sultan Mehmed şiirlerinde özellikle kulluk devleti üzerinde
durmakta ve Cenab-ı Hak'tan bu devletin kendisinden alınmaması
için adeta yalvarmaktadır. O her zaman ilahi aşkın cezbesine kapılmış Rabbi ile huzur bulmayı arzulayan aşık gibidir.
Zülfünün zencirine kul eyledin şahım beni
Kulluğundan kılmasın azad Allah'ım beni
***
Verseler mülk-i cihanın tac u tahtı devletin
Avni kuyun terkin etmez başına sultan olup296
Açıklaması: Bütün cihan mülkünün tacı ve tahtına hükmetme
şansını verip başına da Avni'yi sultan etseler; yine de senin mahalleni
bırakıp gitmez (Senin aşkını dünya sultanlığına değişmez).
Aşk ile viran eden gönlünü mamur istemez
Hatırın mahzun eden bir lahza mesrur istemez
Aşk nakdi bir hazinedir ana yokdur zeval
Malfk olan Avniya bir gence gencur istemez297
Açıklaması: Gönlünü aşk ile viran edenler bir daha onun mamur
olduğunu istemezler. Senin derdinle hatırını hüzünlere boğanlar bu
halden o kadar zevk alırlar ki artık bir an olsun şen şakrak olmayı
arzu etmezler.
Ey Avni aşk yok olmayan gerçek bir hazinedir. Ona sahip olan
kişi dünyada nice kıymetli hazinelere sahip bir hazinedar olmayı
dilemez. Aşk sultanı büyün dünya sultanlarından üstündür.
Kime yar alam cihan içinde yarim var iken
Kime kul alam o şah-ı tac-darım var iken
Fatih Sul tan Mehmed Han
***
Kurtarmasın Allah beni bu derd-i hevadan
Derdin ile dil dağlamayan zevkini bilmez
Dindirmesin Allah gözümün yaşını zira
Aşkın ile kan ağlamayan zevkini bilmez298
321
Fatih, şu şiirinde de arı, duru ve sanatkarane bir tarzda ilahi
duygu ve düşüncelerini yansıtmaktadır.
İreli can kulağına senin aşkın nidasından
Olur Lebbeyk işi gökde tavaf eyler safasından
Seherde bülbüle sordum niçün feryat idersin sen
Niyaz eylerem Allah'a rakibün iftirasından
Mahallen halkı incidür beni bilmezliğe urup
Ne müşkildir cefa ermek kişiye aşinasından
Benim sen şah-ı meh-ruya kul olmak iledür fahrüm
Geda-yı dilber olmak yeğ cihanın her safasından
Nala oldu ise Avni cihan sultanları hani
Ki düştü üstüne saye senin destün hümasından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder