Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

29 Nisan 2021 Perşembe

OSMANLI TARİHİ 183 FATİH SULTAN MEHMED (Hayırla Yâd Edilen Dayak)

 


HAYIRLA YAD EDİLEN DAYAK

Peygamber Efendimiz'in Ne güzel sultan tanımlamasına nail olan Fatih Sultan Mehmed'in İslamiyet'e bağlılığı pek yüksekti. Cihad yolundaki gayretinin yanı sıra dinin emir ve yasaklarının uygulanışına da büyük titizlik gösterirdi. Vezir ve beyleri şer'i kurallara son derece bağlı olup onun dairesi dışında hiçbir işe ruhsat verilmezdi. Fatih Sul tan Mehmed Han 3 1 1 Dönemin alimlerinden Molla Bahaeddin Edirne'de kazasker iken Enderun ağalarından Davud bir fesada sebep olmuştu. Mahkemede naib (kadı vekili) onun bu hareketine gazap gösterip men etmeye teşebbüs edince Davud Ağa kendisini dövmeye cüret etti. Fatih, bu olayı haber alınca İslam'ın emir ve yasaklarını uygulattıran kişinin böyle tahkir edilmesine çok canı sıkıldı. Bu durumu dinin tahkir edilmesi olarak görüp Davud Ağa'nın derhal öldürülmesi emrini verdi. Divandaki vezirler ne kadar şefaat etseler de faidesi olmamış ve Fatih kararından dönmemişti. Nihayet vaziyetin hallini Molla Bahaeddin'den rica ettiler. O da: "Naib gazabı hasebiyle yerinden kalkınca üzerinde kazanın naipliği kalmaz ve onu naip iken dövmüş olmaz, binaenaleyh dini tahkir etmiş değildir" diyerek Fatih'i kararından vazgeçirmeye muvaffak oldu. Davud Ağa bir müddet sonra İstanbul'a gelerek Fatih' in huzuruna girdi ve af edilmesini diledi. Fatih ise gizlice hazırlattığı bir sopa ile onu bir güzelce döverek İslamiyet'in kadrine hürmetini gösterdi. II. Bayezid zamanında veziriazam olan Davud Paşa, kendisini dört ay hasta yatıran bu dayağı intibahına (gafletten uyanmasına) vesile sayıp daima Fatih'in ruhunu hayır ile yad edermiş.288 Fatih Sultan Mehmed Han'ın namaz kılınmasına dikkat edilmesi hususunda Rum vilayetlerine gönderdiği bir fermanı şöyledir: ''Allahu Teala, emirlerinin yerine getirilmesini bize nasip ve müyesser eylesin. Bu hükümde bildirmek istediğim husus şudur: Rum diyarındaki şehir ve kasabalarda ve buraların köylerinde yaşayan Müslüman ahali, İslam dininin emir buyurduğu farzları yapıp, sünnetlerine riayet etmekte, Kelam-ı kadime ve Furkan-ı medde yani Kur'an-ı Kerim'e, hadis-i şeriflere uymakta gevşeklik gösterip muhalefet ederler imiş. Allahu Tealanın "Namazı ikame ediniz!" emrini çiğneyip; "Namaz dinin direğidir. Onu dosdoğru kılan dinini ikame etmiş olur, terk eden dinini yıkmış olur" hadis-i şerifine uymayıp, tuğyan yoluna sapanlar ve böylece mescit ve camileri viraneye ve harabeye döndürüp, fısk ve fücur, yani günah işlenen yerleri mamur ederler imiş. Bu ve buna benzer haberler bize ulaşı- 312 K ayı I I : C i h a n D e vleti yor. Eğer bunlar doğru ise, emr-i bil marılf ve nehy-i anil münker eylemek üzerime vacip olduğundan, ileri gelen bir adamımı bu iş için vazifelendirdim. O inceleyip takip edecek. Şöyle emr eyledim ki: Her kim namazı terk ederse, dövülmek ve mali cezaya çarptırılarak tazir eylemek meşru olduğundan, İslam dininin emri gereği artık Rum diyarında namazını geçirenler tespit edilip, tamam haklarından gelinsin. Halka namaz kılmaları tembih edilip, kılmayanlar hakarete uğratılıp teşhir edilsin. Hiç kimse ne olursa olsun bu icraata mani olmaya! Rum sancağı beyleri ve kadıları ve subaşıları ve bunların emrindeki diğer memurlar gönderdiğim vazifeliyle bu hususta el birlik edip yardımcı olalar. Böylece İslamiyet'in yüce ahkamı, emri ve yasaklarını yerine getirmekte gevşeklik ve tembelliğe asla meydan verilmeye. Öyle ki, mescitler dolacak, medreseler mamur edilecek ve din-i İslam kuvvetlendirilmiş olacaktır. Böylece Müslümanlar refah, huzur ve saadet içinde olup, padişahın devletinin devamına ve kudretinin artmasına duacı olacaklardır. Bunu böyle bilesiniz. Alamet-i şerifime ( tuğrama) itimat kılasınız:'



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder