Hakikati Ararken
Rivayete göre, Hz. Ebû Zer [rachyallahu anh] daha müslüman olmadan hakikati aramaya başlamış ve Peygamber Efendimizi [sallalla- hu aleyhi vesellem] görmeden üç yıl önce kabilesinin putlarını reddederek namaz kılmıştı. Şöyle anlatır: "Dedim ki: ‘Allah Resûlü’nü görmeden üç yıl önce namaz kıldım.’ ‘Kimin için?' diye sordular. ‘Allah için' dedim. ‘Yüzünü hangi tarafa çeviriyordun?’ dediler. Dedim ki: ‘Hangi yana dönsem Allah’ı görüyordum.’”
Samimiyetle gerçeği arayan kişi, bu arayışın onu götüreceği yeri anlar, bulduğunda ise sımsıkı bağlanır. Mekke'de müslüman olan Ebû Zer [radıyallahu anh] soluğu Kabe’de aldı ve şöyle haykırmaya başladı: “Kureyşliler! Allah'ın birliğine, Muhammed'in elçiliğine iman ediyorum!”
Bunun üzerine Kureyş ahalisi hemen tekme tokat onu dövmeye başladılar. Hz. Abbas [radıyallahu anh] gelerek onu kurtardı. Fakat ertesi gün yine aynı aşkla Kureyş ulularının içine dalan Hz. Ebû Zer, hakikati haykırmaya, İslâm'ı anlatmaya devam etti. Kureyşliler onu yine dövdüler, Hz. Abbas yine kurtardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder