Allâhü Teâlâ, kullarına, Peygamberler aleyhimüsselâm gönderdi ve onlar vâsıtası ile kullarına, saâdete ve felâkete sebeb olan işleri bildirdi.
Peygamberlerin en büyüğü, son peygamber Muhammed Mustafa (s.a.v.)*dır. Yeryüzündeki dinli dinsiz herkese, her yere, her millete peygamber olarak gönderilmiştir.
Son peygamber Hz. Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem bütün insanların, meleklerin ve cinlerin peygamberidir.
Dünyânın her yerinde, herkesin, o yüce Peygambere tâbi’ olması, uyması lâzımdır.
Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) üç vazifesi vardı:
Birincisi, Kur’ân-ı Kerîm'in hükümlerini ya’nî îmân edilecek bilgileri ve fıkhın hükümlerini (dinde, yapılması emredilen veya yasaklanan işleri) bütün insanlara tebliğ etmek, bildirmektir.
İkinci vazifesi, Kur’ân-ı azîmüşşânın ma’nevi, (ya’nî Allâhü Teâlâ'nın zâtına ve sıfatlarına âid) ma’rifetleri, yalnız ümmetinin yüksek olanlarının kalblerine akıtmaktır.
Üçüncü vazifesi, ahkâm-ı fıkhıyyeyi; dinin hükümlerini nasihat »ile yapmayan Müslümanlara, kuvvet kullanarak yaptırmaktır.
Resûlullah'dan sonra (sallallahü aleyhi ve sellem) dört halîfeden her biri (radıyallahü anhüm), bu üç vazifeyi tam yaptılar. Hulefâ-i râşidînden sonra Sahâbe-i kirâm radıyal- lahü anhüm azaldı, fitneler, bid’atler çoğaldı, İslâmiyyet üç kıt’aya yayıldı, bu üç vazifeyi, bir kişi yapamaz oldu.
îmânı ve dinin hükümlerini bildirmek vazifesini, mücte- hidler; mezhep imamları yaptı.
İkinci vazifeyi, insanları irşad etmek, dinde; itikatta ve amellerde ihlâsa kavuşturmak vazifesini Hz. Ebû Bekr’in (r.a.) veya Hz. Ali’nin (k.v.) yolundaki mürşid-i kâmiller yaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder