Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

24 Nisan 2017 Pazartesi

PEYGAMBER EFENDİMİZİN (SAV) MESCİDİNİN AYDINLATILMASI



Önceleri yatsı ve sabah namazı vakitlerinde Mesöd-i Nebevilin içinde kuru hurma dal ve yaprakları yakılarak aydınlattırdı.

Temîm-i Dârî (r.a.), Medine’ye gelirken, yanında zeytinyağı ve bir veyâ iki kandil getirmişti. Kandilleri mescide astırdı. İçine, fitil, zeytinyağı koydurdu. Güneş batıp karanlık basınca, kandilleri yaktırdı.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) mescide gelip de mescidin kandillerle aydınlanıp parladığım görünce: "Kim yaptı bunu?" dedi.

“Yâ Resûlallâh! Temîm-i Dârî yaptı!" dediler.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Sen, İslâmiyet’i ve mescidini nurtandırdın. Allâh da seni dünyâda ve âhirette nurlandırsın! Vallâhi, bir kızım olsaydı onu sana nikâhlardım!” buyurdu.

Bir gün mescidin kandilini, Temîm-i Dârînin (r.a.) kölesi Fetih (r.a.) gelip yakınca, Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Mescidimizin kandilini kim yaktı?” diye sordu. Temim: “Şu kölem!” dedi.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), "Nedir ismi onun?” diye sordu.

Temîm (r.a.); «Fetih'tir!» dedi.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Hayır, onun ismi, Sirâc’dır!" buyurdu. (Sirâc, kandil demektir.) Bundan sonra Fatih'in ismi Sirâc oldu.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder