27 Nisan 2017 Perşembe
MÂLİK BİN DİNÂR HAZRETLERİ İLE ÇOCUK
Hz. Mâlik bin Dinâr, toprakla oynayıp bâzan gülen, bâzan da ağlayan bir çocuğa rastlar. Aralarında geçen konuşmayı şöyle nakleder: ‘‘Ben çocuğa selâm vermek istedim. Fakat önce nefsime ağır geldiği için selâm vermekten kaçındım. Sonra nefsime ‘Ey Nefis! Rasûlullâh (s.a.v.) büyüklere de küçüklere de selâm veriyordu.’ dedim ve çocuğa selâm verdim.” Çocuk: “Ve aleykesselâmü ve rahmetullâhi ve berakâtühû yâ Mâlik bin Dinâr.” dedi.
Ben hayretle çocuğa sordum: “Sen, beni hiç görmemiştin. Hiç görmediğin hâlde beni nasıl tanıdın?” Çocuk: “Âlem-i melekûtta (melekler ve ruhlar aleminde). Benim rûhumla senin rûhun karşılaşmıştı. Bizi “lâ yemût” (ölmez) olan Ce-nâb-ı Hakk karşılaştırdı.” dedi. Ben çocuğa; “Akıl İle nefis arasında ne fark var?” diye sordum. Çocuk; “Nefis seni selâmdan men etti. Aklın ise seni selâma götürdü.” dedi. Ben; “Sana ne oluyor da böyle toprakla oynuyorsun?” dedim.
Çocuk,: “Çünkü biz topraktan yaratıldık, yine toprağa karışacağız.” dedi.
Ben yine sordum: “Ben seni bâzan ağlarken, bâzan da gülerken görüyorum.” Çocuk, “Evet. Rabblmin azâbını hatırladığım zaman ağlıyorum. Rahmetini hatırladığım zaman da tebessüm sdlyorum.”
Yine sordum: “Ey oğul, senin hangi günâhın var ki ağlıyorsun?” Çocuk, “Yâ Mâlik, öyle deme. Çünkü ben, annemin küçük odun olmadan büyükleri tutuşturamadığı-nı gördüm.” cevâbını verdi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder