24 Nisan 2017 Pazartesi
EBÛ EYYÛB'El-ENSÂRİ'NİN (R.A.) FAZİLETLERİ
Bedir, Uhud, Hendek gazaların, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in yanında butundu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Medine'ye hicret ettiği zaman, yedi ay onun evinde oturdu. Ebû EyyûbeTEnsârî (r.a.), Yezîd b. Muâviye'nin kumandasındaki İslâm ordusu ile İstanbul'a kadar gitti. Hastalanınca Yezîd b. Muâviye, ziyâretine gelip, kendisine; "Ey Ebû Eyyûb! Bir dileğin var mı? Bana vasiyette bulun.” dedi. Ebû Eyyûb'el-Ensârî (r.a.)de; "Evet! Dileğim var. Askerlere benden selâm söyle! ‘Allflh’a hiç bir şeyi ortak koşmaksam Ölen kişiyi Allâh cennete koyar.' buyurduğunu, Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)'den, işittiğimi, onlara haber ver! Beni, Rum toprağının içinde, ellerinden geldiği kadar İleriye doğru götürsünler! İşte, senden dileğim, cenazemi düşman toprağı içinde, gücün yettiği, giriş yapabildiğin yere kadar taşı ve daha ilerisine götürmek İmkânını bulamadığın zaman oraya defnet! Çünkü, “Kostantînlyye (İstanbul) sûrunun dibine sallh bir kişi gömülecektir!” buyurduğunu, Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.)’den işttmlşimdlr. Umarım ki o kişi ben olayım!” dedi. Ebû Eyyûb'el-Ensârî (r.a.), hicretin elli ikinci yılında vefat etti. Yezîd b. Muâviye; onun cenaze namazını kıldırdı. Tâbutu ortalarına alıp düşmanla çarpışa çarpışa, ilerilere doğru götürmeye çalıştılar. Kayser; bu durumu görünce, Yezîd'e haber gönderip; "Şu gördüğüm nedir?!” diye sordurdu.
Yezîd de; “Bu, bizim Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in sahâbîskiir. Cenâzesinin senin ülkende içerilere doğru götürülüp gömülmesini, bizden istedi. Biz de; ya onun vasiyetini yerine getiririz ya da canlarımızı Allâh yolunda feda ederiz!” diye cevap verdi.
Kayser; “Bu ne acâyip şey! Halk senin babana nasıl dâhilik yakıştırmış bilmem? O seni, tutup buralara kadar gönderiyor sen de peygamberinin sahâbîsini, bizim ülkemizde gömmeye kalkıyorsun!? Halbuki sen dönüp gidince, biz onu çıkaracak, köpeklere yem edeoeğiz!” diyerek haber gönderdi.
Yezîd; “Vallâhi ben, si2e söyleyeceğim söz kulaklarınıza küpe olmadıkça onu ülkenizde bırakmak niyetinde değilim. Size söyleyeceğim söz, şudur; Eğer onun kabrini açtığınızı veyâ cesedine bir şey yaptığınızı İşitecek olursam ben de Arap ülkesinde öldürmedik Hıristiyan, yıkmadık kilise bırakırsam, bu Ölüye İkrâmıma sebep olan zât (Peygamber Aleyhis$elâm)ı, İnkâr etmiş olayım!” diye cevap verdi.
Bunun üzerine Kayser; “Senin baban seni benden daha iyi tanıyormuş! Ben de onun kabrini elimden geldiği kadar koruyacağıma Mesih hakkı için söz veriyorum!” diyerek haber gönderdi.
Labels:
DİNİ BİLGİLER,
Dini Hikayeler,
Dini Kıssalar,
Dini Yazılar,
Evliya Hikayeleri,
Evliyaların Hayatı,
Hikayeler,
Hz. Muhammed (sav),
İlmihal,
İslam,
İslam Tarihi,
İslami Yazılar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder