
Osmanlı padişahlarından onaltısının halk ağzında veyahut tarih menbalarında tekerrür etmiş lakapları vardır . Kalan yirmiside lakapsız olduğu için yanlız adı ile anılır . I Osman'la Orhan Bey'in lakapları (Gazi) , I. Murad'ın (Hüdavendigar) , I.Beyazıd'ın (Yıldırım) , I.Mehmed'in (Çelebi) , II.Mehmed'in (Fatih) , II.Bayâzid'in (Veli) , I.Selim'in (Yavuz) , ve (Kadîm) , I.Süleyman'ın (Kanuni) , II.Selim'in (Sarı) , III.Fatih'in (Eğri Fatihi) , II.Osman'ın (Genç) , IV.Murad'ın (Bağdad Fatihi) , IV.Mehmed'in (Avcı) , III.Seim'in (Halim) , ve nihayet II.Mahmud'un lakabıda (Adlî) dir .

Osmanlı tarihinde en çok yaşayan hükümdar 78 yaşında vefat etmiş olan Orhan Gazi , en çok yaşayan ikinci padişahta 75 sene 4 ay 19 gün yaşadıktan sonra 76 yaşının içinde vefat eden II.Abdülhamid'dir . En genç vefat eden padişahta 17 sene 6 ay 18 gün yaşadıktan sonra 18 yaşının içinde şehid edilmiş olan II.(Genç) Osman'dır .
Cülûs yaşı bakımından en ihtiyar padişah 65 yaşında tahta çıkmış olan V.Mehmed Reşad , en gencide 7 yaşında tahta çıkan IV. Mehmed'dir . Osmanlı tarihinde 16 hal vakası vardır , ama 15 padişah hal edilmiştir . Bunun sebebi I.Mustafa'nın ikinci defa hal edilmiş olmasıdır . II.Murad'la III.Ahmed'in hal'leride feragat şeklindedir . Son padişah VI.Mehmed Vahideddin'in hal'i ise saltanatın ilgasından dolayıdır . Hilafetin ilgasındaki kanunda son halife Abdülmecid'in de hal' edilmiş olduğundan bahseddilmekte isede onun saltanat sıfatı olmadığı için yekûne dahil edilmesi doğru değildir .
Osamlı padişahlarından Murad-ı Hüdâvendigar harp meydanında şehid edilmiş , Fatihle II.Bayezid zehirlenmiş , Genç Osmanla II.Selim ve Sultan Abdülaziz şehid edilmiş ve Sultan İbrahim'le IV.Mustafa'da hal'lerinden sonra fetva ile idam edilmiştir .
Osman Gazi'den Kanuni'ye kadar ilk on padişah ordu başında ve fiilen baş kumandan olarak bütün seferlere iştirak etmişlerdir . Sarayından ayrılmayan ilk padişah II.Selim'dir . Ondan sonra yalnız III.Mehmed , II.Osman ,IVMurad , IV.Mehmed ve II.Mustafa harbe gitmiş , diğerlerinden bazıları ordu ile hareket etmişlersede harp meydanlarında gitmemişlerdir . Bu vaziyete göre fiilen harp etmiş Osmanlı padişahlarının mecmûu onbeşten ibarettir .
Osmanlı tarihinde en uzun saltanat Kanunî'nin miladi takvim hesabı ile 45 sene 11 ay 7 gün süren devri ve en kısa saltanatta da IV. Murad'ın 93 günden ibaret saltanatıdır .
Osmanlı İmparatorluğunun azami genişleme nisbeti IV.Mehmed devrine rastladığı gibi küçülmeye başlamasıda yine aynı devre rastlar .
Osmanlı tarihinde 7 padişahın ölümü bir müddet gizli tutulmuştur . Bunun sebebi vâlilikte tecrübe gören halefleri Pâyitahta (baş şehir) gelip tahta çıkıncaya kadar yeniçerilerin kargaşalık çıkarmalarına meydan vermemek içindir . Bu yedi padişahtan Çelebi Sultan Mehmed'in ölümü 41 gün , IIMurad'ın 12-16 gün , Fâtih'in 1 gün , Yavuz'un 9 gün , Kanuni'nin 48 gün , II.Selim'in 7 gün ve nihayet II.Murad'ın ölümü de 11 gün gizli tutulmuştur .
Cülûs bahşişi âdetine I.Abdülhamid devrinden itibaren son verilmiştir .
Türk hakimiyeti Orhan Gazi devrinde Asya'dan Avrupa'ya Yavuz devrinde Afrika'ya ve nihayet II.Selim devrindeki Sumatra seferinde de Okyanusya'ya dayanmıştır . Bu suretle Osmanlı İmparatorluğu azamet devrinde dünyanın dört kıtasına yayılmış demektir .

1839-1876'da Bursa , sicillerini inceleyen Dr.Abdurrahman Kurt Osmanlı Ailesi ile ilgili şunları yazmış :
Birden dörde kadar kadınla evlenme geçerli olmakla beraber 361 evli erkekten 353'ünün (%97.8) tek , 8'inin (%2.2) poligomik (çok) evlilik yaptığı göz önünde bulundurulursa , toplumda tek eşliliğin yaygın olduğu söylenebilir . Şüphesiz İslâm'ın dört eşe kadar izin verdiği poligomi (çok evlilik) çeşitli zaruri hallerin ortaya çıkarttığ bir müessesedir . Ancak bütün müslüman evliliklerini poligam nitelikli görerek peşin hükümle hareket edilmesi doğru değildir . Zaten İslam'da tavsiye edilende tek kadınla yapılan evliliktir .

Amerikalıların televizyona "Aptal Kutusu" demeleri boşuna değil . TV seyrettiğimiz her saniye gerçek hayattan kopup onların dünyasında pasif bir unsur oluyoruz . TV seyrettiğimiz her saat ortalama 30 sayfa kitap okumaktan mahrum oluyoruz . TV seyrettiğimiz her gün ortalama 72 cinayet , yaralama ve tecavüz , olayına şahit oluyoruz .

"Yanında Allah (c.c.)'ın sünnetleri , Resûlullah (s.a.v.)'ın sünnetleri ve evliyanın sünnetleri olmayan bir kimsenin elinde hiç bie şey yok demektir ". Hz. Ali(r.a.)'ye denildi ki "Allah (c.c.)'ın sünneti nedir ? " "Sırrı gizlemektir" buyurdular . "Resûlullah (s.a.v.)'ın sünneti nedir ?" "İnsanlarla iyi geçinmektir" "Evliyanın sünneti nedir ? " "İnsanlardan gelen eziyetlere tahammül etmektir "buyurdular . Sizden evvelkiler üç şey ile öğütleniyor ve mektuplaşıyorlardı .
1-Âhireti için çalışanın din ve dünyasına Allah (c.c.) kaifidir .
2-Gizli halini iyileştirenin Allah (c.c.)'ta aşikar halini iyileştirir .
3-Allah (c.c.)'la arasını düzeltenin Allah (c.c.)'ta insanlarla arasını düzeltir . (Zira ,Allah (c.c.) kimi severse halkada onu sevdirir)


Azim ve sebât muvaffakiyetin en mühim şartlarındandır . Bunlar olmadan dünyevî ve uhrevî hiçbir gaye ve hedefe nâil olmak mümkündeğildir .
Âyet-i Celîlede meâlen , "Ey imân edenler !Topluluk halinde kafirlerle karşılaştığınız vakit artık onlara arkalarınızı dönmeyin . Her kim böyle bir günde onlara -ancak bir kıtal için yan çizerek , yan düşmanı daha iyi vurmak için bir harp hilesi maksadıyla veya diğer bir takımda mevki' almak halleri müstesna- arkasını dönerse muhakkak Allah'tan bir gadaba değmiş olur ve varacağı yer cehennemdir . O ise ne kötü bir âkıbettir . "(Sûre-i Enfal 15-16) buyurularak , Allah (c.c.) yolunda bir tehlike ile karşılaşınca sebât etmek îcâb ettiğini sebât etmeyip geri dönenlerin , Allah (c.c.)'ın gazabına dûçar olacakları beyân edilmiştir .
Gayretsiz rahmet olmaz . Ca'fer-i Sâdık hazretleri "Kim son derece gayret sarfeder Hakkın rızasına ulşır , diye iddiada bulunursa o haddi tecavüz etmiş olur . Kim de gayret sarfetmeden ona vasıl olunur iddiasında bulunursa oda kuru temennîde bulunmuş olur" buyururlar . (Tafsilü'n-Neş'eteyn ve Tahsîlü^s Seadeteynterc. 161 )
Allah (c.c.) yolunda nasıl bir azim ve sebât gösterileceğinin en güzel misali başta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) olmak üzere diğer Peygamberân-ı izâm hazarâtı ve onların varislerinin hayatlarıdır .
Her biri pek çok mihnet ve meşakkat çekmişlerdir . Fakat onlar Allah (c.c.)'tan bu sıkıntıların kalkmasını değil o sıkıntı karşısında azim ve sebât vermesini istemişlerdir . "Başka bir söyledikleride yoktu . Sadece Ey Rabbimiz Bizim günahlarımızı ve işimizde taşkınlıklarımızı mağfiret buyur , ayaklarımızı sabit kıl ve kafirlere karşı bizleri mansur kıl diyorlardı " (Sûre-i Âl-i İmran 147) meâlindeki Âyet-i Celilesi bunun şahididir .
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bütün peygamberlerden daha çok eziyet çekmiştir . Buna rağmen hiçbir zaman azim ve sebatından bir şey kaybetmemiş vazifelerinde zâfiyet göstermemiştir . Cenâb-ı Hak Peygamber Efendimizin (s.a.v.) büyük azim ve gayretini şöyle beyan buyuruyor "Ey Habibim !Neredeyse sen bu söze (Kur'an'a) inanmayanların ardından üzülerek kendini helak edeceksin "(Sûre-i Kehf 6)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder