

İbnü'l Emin mahmud Kemal inal Bey'in "Son hattatlar" isimli eserinde verdiği bilgilere göre bilhssa nesihte büyük bir maharet kesbetti . Hayatını Mushaf-ı Şerif yazmaya vakfetti . Bu vadide öyle bir gayret gösterdiki 106 adet Kur'an-ı Kerîm yazma şerefine nail oldu . Kitâb-ı Mübîn'in şefaatini hak etti . 107. nüshayı cennet-i a'la'da tamamlamak üzere Milâdi 1894 Hicrî 1311 yılında Ramazan ayının 4. gecesi Terâvih namazını kıldırırken Bekâ Alemine intikal etti . Merkez Efendi Kabristan'ına defnedildi . Kabrinin kitâbesi şöyledir ,
"Yüz yedinci Mushâf-ı Şerifini Sûre-i Yusuf'taki "Ersilhu meanâ Ğaden..."(Yarın onu bizimle beraber (kıra) gönder de bol bol yesin (içsin) oynasın . Biz onu mutlaka koruruz) âyeti kerimesini tahrîr eden ve teravih namazını kıldırırken Rükû esnasında vefat eden meşahir-i hattat ve muallim-i sıbyândan Burdurî Kayışzade el-Hac Hâfız Osman Efendinşn Rûhiçün rızâen lillahi-Fatiha . 4 Ramazan 1311 yevm-i Pazartesi
Mahmud kemal İnal bey Kayışzade Osman Efendi hakkında daha sonra şu bilgileri vermktedir .
"Merhum bazan istanbul'da bazen Burdur'da oturur , İstanbul'da bulunduğu çoğu zaman - bilâhare Sultan Abdulhamid Han2a ikinci imam , sonra birinci imam olan - Zeyrek Camii İmamı Hâfız R3aşid Efendi'nin evnde ik^met ederdi.
Sıbyan Mektebi hocalığında ve arnavutköyü'nde "Feyz-i Âtî " lisesi Kargir yalının yarısının sahibi bulunan Müşîr Hüsnü Paşanın bir süre Ramazan İmamlığında da bulundu

Tâbîin'den olan İbn-iSîrîn Hz. Osman (r.a.)'ın hilfetinin son iki yılı içinde doğdu . Hz.Ebu Hureyre (r.a.) , Abdullah Bin Ömer (r.a.) , Abdullah Bin Zübeyr (r.a.) , İmrân Bin Husayn (r.a.) ve Enes Bin Mâlik (r.a.) gibi sahâbilerden hadis rivayetinde bulundu .
Hasn-ı Basrî (r.h.)'nin muâsırı olan İbni Sîrîn son derece takva sahibi idi . Helal ve haramı iyi bilir ve ona göre hareket ederdi . Kimseyi kötülemez kimseye hased etmezdi . Doğruluğu şiâr edinmişti . Kötü yolda olanları münasip bir dil ile ikaz eder öğüt verirdi .
Biri ona gelerek
-Cenazenin sahibinden haya ederek cenazeye katılana sevap var mıdır ? diye sorar . İbn-i Siri
-Bir değil iki sevap vardır . Birisi kardeşine dua etmen , ikincisi hayatta olanları ziyaret etmen , diye cevap verdi
İbn-i Sirin rüya tabirinde büyük iktidar sahibi idi . Alimler onun rüya tabirindeki ehliyetini kabul etmişlerdi .
Bir gün İbn-i Sirin'e birisi gelerek "Rüyada elbisemi yıkıyor fakat bir türlü arınmıyor " görüyorum der . İbn-i Sirin " sen kardeşinle münasebeti kesiyorsun" der .
Yine bir gün bir başkası gelerek "rüyada bir kabdan bal yalıyorum " der . İbn-iSîrîn " Allah (c.c.)'dan kork Kur'ân'a dön . Çünkü sen Kur'ân'ı öğrenen ve sonrada unutan birisisin" der .
İbn-i Sîrîn Hicri 110 (M.728) yılı Şevval ayında Basra'da Allah (c.c.)'ın Rahmetine kavuşmuştur

Eski vezirlerden birinin "mirü'l Ümera" yani "paşa" ünvanına hâiz bir kahyası varmış . Bir gün manasız kelimelerden bahsedilirken paşa buna demişki
-Paşa maşa kürk mürk derler . Bu maşa mürk ne demek ? Kahya ise şu karşılığı vermiş
-Efendim bunlar mamasız değildir . "Paşa" Zâti aliniz gibi yüce vezirlerdir . "Maşa" kulunuz gibi olan maşalardır . "Kürk" efendimizin arkasındaki samur kürke derler , "mürk" ise kulunuzun sırtındaki tilki postuna derler .


Diğer bir Âyet-i Celilede Hz. Allah (c.c.) Zât-ı Ulûhiyyetine isyandan kendilerini muhafaza eden ve Cennâti Âliyata dahi ettiği kullarının vasıflarını sayarken meâlen "O muttâkiler geceleri pek az uyurlardı . seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi" buyuruyor (Sûre-i Zârîat 17-18)
İnsan hayatını devam ettirebilmek için yetecek kadar yemek , içmek ve uyumak mecburiyetindedir . Vücudun kuvvetini sarsacak ibadet ve hizmetlerini yapmaya mani olacak şekilde az yemek ve uymak sıhhati ihmal olacağından caiz değildir .
Aşırı dercede yemeğe düşkünlük oburluktur . Perhizkarlık , az yemek , az içmek ve az uyumak sıhhat ve rahatı oburluk ise zahmet ve meşakkati davet eder . Bir Hâdis-i Şerifte Fahri Âlem Efendimiz (s.a.v.) " İsraf etmemek ve böbürlenmemek şartıyla yiyiniz ve giyininiz" buyuruyor (Feyzü'l_Kadir 2/351)
Yeme ve İçmede Ölçü
Bir insan için ölmeyecek kadar yiyip içmek farzdır . Kuvvetini ziyadeleştirmek için doyuncaya kadar yiyip içmek mübahtır . Bnnun fevkinde (yani doyduktan sonra ) yemek içmek haramdır . Bunun ölçüsü ise mideyi İfsâd edeceğine zann-ı galip olacak miktardır.
Bununla beraber misafirine riayet (onu yalnız bırakmamak ve mahcup etmemek için ) ve ertesi günü tutacağı orucu rahatça tutabilmesi için bira fazla yiyip içmede bir beis yoktur (Büyük İslam İlmihali 427)
uyku yorulmuş bulunan insanın dinlenmesi için Allah (c.c) tarafından lutfedilen bir istirahat halidir .
uyku insanin sıhhat ve afiyetine sebep olduğu için ve insanı bir çok günahlardan men ettiği için bir ibadettir .
Hulasa az yemek , az uyumak , az konuşmak kamil insanların hususen ehl-i ilim ehl-i zikir olan kimselerin vasfıdır .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder