Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

5 Ekim 2016 Çarşamba

ESKİ BAYRAMLARDA MUÂYEDE

ESKİ BAYRAMLARDA MUÂYEDE
 Osmanlı tarihinin son devirlerinde halk arasındaki bayramlaşma adetleri mühim bir değişikliğe uğramadığı halde Muâyede usulleri çok değişmiştir . Bayrmlaşma ile muâyede arasında anlam bakımından hiç bir fark yoktur . Türkçedeki bayramlaşma kelimesinin Arapçadaki karşılığı muâyededir . Fakat osmanlı teşrifatında aynı anlamı ifade eden bu iki kelimenin Türkçesi halka ve Arapçası devlete hasredilmiştir . Bu bakımdan bayramlaşma demek halkın Ramazan ve Kurban bayramlarında birbirni tebrik etmesi ve muâyede demekte padişahla sadr-ı azam ve şeyh-ül islama muhteşem merasimle arz-ı tebrik edilmesi demektir .
 Bayramlaşma adetlerimizin hemen hiç değişmemesine mukabil muâyede usullerimiz bilhassa tanzimattan itibaren tamamiyle değişmiştir . Fransız Türkologlarından (jean deny ) eski Osmanlı teşrifatının incelikleri itibariyle hiçbir millete misline tesadüf edilmeyecek kadar mükemmel olduğuna kânidir .
 Tanzimata kadar padişahtan başka Sadr-ı Azamda Şeyh-ül İslamda muâyede merasimi yapıldığı halde Tanzimattan sonra bu tabir yalnız padişaha hasredilmiştir .
 Elimizdeki teşrifatnamelerin en mühimi Vak'anüvis Es'ad efendinin Teşrifat-ı Kadime ismindeki eseridir . Diğer kaynaklarında teyit ettiği bu kıymetli eserden anlaşıldığına göre Ramazan bayramlarının muâyede merasimi üç yerde yani Bab-ı Ali2de Bâb-ı Meşihatte (Şeyhülislamlık) ve Topkapı Sarayında yapılırdı .
 ramazanın 26. günü başlayan muâyede devresi iki safhaya ayrılabilir . 26 Ramazandan , 29 Ramazana kadar dört gün süren birinci safha Bâb-ı Ali ile Bâb-ı Fetva denilen Meşîhat dairesinde ve 30 Ramazan 1 Şevval arife ve bayram günleri cereyan eden ikinci safhada Topkapı Sarayındaır .
 Tanzimattan itibaren bu usuller değişmiş , Ramazan içinde muâyede adeti kaldırılmış  , merasim yalnız bayramın birinci günü olarak saraya hasredilmiştir .

 BU ÜMMETİN ÜSTÜNLÜKLERİ

 Allah (c.c.) Teala bu ümmete umumi kıtlık vermeyecek
 Bu ümmetin düşman tarafından hepsi birden helak olmayacak
 Sahur yemeği yalnız bu ümmete verildi
 Ramazan ayı ve Kadir gecesi bu ümmete verildi
 Her peygamber ümmeti için dünyada iken dua etmiş ve kabul olunmuştur . Peygamber efendimiz ise bu duasını ümmetine şefaat için ahirete bırakmıştır
 Müslümanların abdest azaları ahirette nurlu olacaktır
 Her yüz senede bir müceddid gelecektir
 Cennete giren ilk ümmet bu ümmet olacaktır
 Cennete ilk önce Peygamber efendimiz girecektir
 Bu ümmet delalet üzere birleşmeyecektir

HELALLEŞELİM
 İstanbuldan cerre çıkan biri ta Akka kalesine Cezzar Ahmet Paşaya kadar gitmiş . Biraz sebeplenmek gayesiyle huzura çıkmış . Bir aşır okumuş . Paşa borçlu kalmamak için kendiside okuyarak cevap vermiş . Hoca güzel bir beyit yamış . Paşa da mukabele etmiş . Sonunda paşa " e artık birbirimize hakkımız yok " deyince hoca " vallahi paşam ben ta İstanbuldan geldim zat-ı alinizde İstanbula gidip gelmelisiniz ki helalleşelim "

SADAKA-I FITIR

 Zekatte olduğu gibi fıtrada da niyet lazımdır , niyetsiz olmaz . Sadaka-i Fıtır bütün hususlarda zekat gibidir . Ancak mal zayi olursa zekat sakıt olur , lakin sadaka-i fıtır sakıt olmaz . Fıtranın verileceği yerler zekatta olduğu gibidir . Yani zekat kimlere verilirse fıtrada oralara vrilir .
 Hususiyle talebe-i ulema ( dünya ve ahiret saadeti temin eden ilimleri okuyan talebelere) zahit , muttaki ve salih olan kimselere verilmesi evla , ilmiyle amil olan fakir alimlere verilmesi hepsinden efdal ve a'ladır . Sa'lebe bin Suayr (r.a.)'dan nakledildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) Ramazan bayramından bir veya iki gün önce irad buyurdukları hurbelerinde şöyle buyurmuşlardır " Her hür ve köle için her küçük ve büyük için sadaka olarak buğdaydan yarım sa veya hurmadan veya arpadan bir sa nisbetinde veriniz "(İmam Serahsi , el-Mebsud 3/101) Bu hadis-i şerifi esas alan hanef mücteğitleri "Sadaka-i fıtır vacibtir , çünkü haber-i vahidle sabit olmuştur " hükmünde ittifak etmişlerdir .

RAMAZAN-I ŞERİF BAYRAMI
 Bayramlar ilahi rahmet ve nur yağmurlarıyla günah kirlerinden temizlenmiş dini ve manevi vazifelerini en güzel şekilde yerine getirmeye çalışmış kullarına Mevlamızın bir mükafatıdır .
 Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu günlerin yeme içme ve Allah(c.c.)'ı zikir günleri olduğunu bidirmiştir . Bayram sırf eğlence ile geçirilecek bir tatil değildir . Mümin bayram gününü yeme içme ziyaret etme gibi diğer davranışlarını dini havayı bozmayacak şekilde devam ettirmelidir . Bayram günü temizlenmek esastır . Bu sebeple gusletmek yeni elbiselerini giyip güzel kokular sürünmek tırnakları kesip saç tıraşı olmak sünnettir . Hadis-i Şerifte şöyle buyurulmuştur : " Bu gün Allah Tealanın müslümanlar için bayram kıldığı bir gündür . Bu günde guslediniz . Kimin güzel kokusu varsa ondan sürünmesi kendisine zarar vermez ve misvak kullanınız . "
 İbn-i Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre sevgili peygamberimiz bayram günü güzel elbiselerin giyilmesini teşvik ederdi . Efendimizin pamuktan desenli bir hırkası vardı . Onu her bayramda giyerlerdi . Bayram namazından döndüklerinde Sahabe-i Kiram kendilerine "Ey Allah (c.c.)2ın Res3ulü (s.a.v.) Allah (c.c.) sizden kabul buyursun " derlerdi . O da " Evet Allah (c.c.) bizden ve sizden kabul buyursun " diye mukabelede bulunurlardı . Yine Ramazan-ı Şerif bayramında namaza gitmeden önce bir miktar tatlı yemek , evden çıkarken gizli olarak tekbir getirmek , arasat meydanına toplanır gibi teenni ile mescide yürüyerek girmek âdâb-ı İslâmiye'dendir . Ebû Râfi (r.a.) rivayet ediyor , " Resûlullah (s.a.v.) bayram namazına yaya olarak gider , gittiğinden başka bir yolla yaya olarak dönerdi " 
 Bayram günleri müslümanların birbiri ile kaynaştığı karşılıklı sevgi ve kardeşliğin zirveye ulaştığı günlerdir . Akraba eş dost ile bayramlaşma kabir ziyaretleri ile ahireti hatırlama , ihtiyaç sahiplerine yardım elini uzatarak herkesin bayram yapmasını temin etme bayramın güzelliklerindendir .
 Bayram günü ana ve babasının ellerini öpen ve onlara ikram edene Allah (c.c.) Teâla'da ikramda bulunur . Bayram günü anne ve babasının kabrine giden kişinin her adımına sevapo verilir .
 Bayram geceleri ibadetle geçirilmesi icabeden müstesna vakitlerdendir . Cenâb-ı Hak bayram gecelerinde Ramazan-ı Şerif'in tamamında affettiği kişi sayısınca günahkarı affeder . Kur'an okumak Resûlullah(s.a.v.)'a salat-u selam getimek suretiyle bu gecenin ihyası mümkündür . Evla ve efdal olan namaz kılmaktır . Rasûlulah (s.a.v.) buyurdular ki " Kim her iki bayram gecesini Allah (c.c.)'tan sevap umarak ibadetle geçirirse kalplerin öldüğü günde kalbi ölmez "(Kütübi Sitte 17/175 )






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder