Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

7 Ekim 2016 Cuma

BİR TÜRK İCADI - KULUÇKA MAKİNESİ

BİR TÜRK İCADI
 Yılarda beri hafife alıp durduğumuz sarıklı atalarımız birçok sahalarda olduğu gibi tavukçuluk sahasındaki keşifleriylede dünyayı hayretler içinde bırakmış adamlardır .
 Bunun ne demek olduğunu anlamak için Fansız seyyahlarından Le Bruyn ve İngiliz seyyahlardan Meltonun seyahatnamelerine şöyle bir göz gezdirmek kafidir . Batıcılarımızın batıdan aldığımızı zannedip imrendikleri kuluçka makinelerinin en mükemmel şekli bizim işte o şerfli atalarımızın icadlarından olduğu bütün batı menbalarının ittifakıyla sabittir .
 Mesela Corneile Le Bruyn'ın 1732 de La Haye de neşrolunan " Voyages au Levant " beş ciltlik büyük seyahatnamesinin ikinci cildinin 64 - 70 inci sayfalarında kendisinden evvelki seyyahların izahatıda karşılaştırmak suretiyle verilen malumata göre o zaman bir Osmanlı vilayeti merkezi olan Kahire'de zengin bir Türk iş adamı ilk kuluçka makinelerini yaptırıp işletmeye başlamıştır .
 Muhtelif seyahatnamelerin bu mesele hakkında verdikleri izahatın bazı ehmmiyetsiz teferruatında bir takım ihtilaflar bulumakla beraber umumi hatlarında hepsi müttefiktir .
 Yer altında yapılan kuluçka makineleri kerpiçtendir . Üzerlerinde birer değirmi menfez vardır . Bunlar fazla hararetin çıkması için yapılmışlardır . Bir fırın binasında umumiyetle 24 fırın bulunur . Bu fırınlar 12'şerden iki tarafa ayrılmış ve aralarında işçiler için küçük bir yol bırakılmıştır . Her iki taraftaki onikşer fırının altısı altta ve altısıda üsttedir . Yani fırınlar iki katlıdır .
 Bunların saman ve gübre yakılarak ısıtıldığından bahsedilir . Yumurtalar genellikle üst fırına konulur ve alt fırında ateş yakılır . Bazanda bunun aksi yapılır . Civcivlerin kabuklarından çıkışı 21 . gün başlayıp 22. gün son bulur . Yalnız Mısırın sıcak ikliminden dolayı bu faaliyeet kış mevsiminin 4 ayına münhasırdır . Fırınların büyüklüğüne göre her birine 800 den 8000 'e kadar yumurta koyulduğu rivat edilir .
 Diğer vilayetlerimizdede kurulan bu kuluçka makineri sayesinde Avrupaya civciv ihracatı yapılmış Türk rekabetine dayanamayan Avrupalı tavukçular Türk fırın piliç etlerinin tabii piliçler kadar lezzetli olmadığı hakkında şaiyalar çıkarmış fakat buna rağmen Floransa dukası Türkiyeden mütehassıslar getirip önce İtalyada teşebbüse geçmiş ve ondan sonrada bu Türk icadı Lehistana varıncaya kadar yayılmıştır .

İBRET VERİCİ HADİSELERİN UNUTULMAMASI

 Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde " Benim tarafımdan ( tebliğ edilen Kur'an'dan ) bir ayet olsun (halka) ulaştırınız . Benî İsrail(in ibretli kıssaların ) dende haber verebilirsiniz " (Sahih-i Buhari terc.9-190/ 1411)buyurmuşlardır . Nitekim Kur'an-ı Kerimde ibret vrici birçok haberler vardır . Ayet-i kerimede mealen "(Celâlim hakkı için ) onlara (geçen ümmetlerin mühim kıssa) haberlerinden öyleleride geldiki onlarda zecrecek ( vazgeçiecek tehdit , sakındıracak öğüt , yahut sakınılması gereken acı akıbetlerin) haberleri var " buyrulmuştur (Sure-i Kamer , 4)
 Bunlardan birkaçını zikredelim .
 Putlara tapan ve kendilerine gönderilen Peygamberlerin nasihatlerini dinlemeyen Hz.Nuh (a.s.) kavmi ve Âd kavmine Cenab-ı Hak kırk yıl yağmur göndermedi . Kuraklıktan bağ ve bahçeleri kurudu , hayvanları telef oldu . Kafirlerin çocukları bile doğmaz oldu . Allah (c.c.)2ın onları büyük bir helake hazırladığı aşikar olduğu halde ibret alan olmadı . Hatta bu felaketlerin Peygamberleri yüzünden başlarına geldiğini söylediler . Sonunda Cenab-ı Hak Nuh kavmini bir tufan ile , Âd kavmini ise dehşetli bir fırtına ile helak etti .
  Berekli bağ ve bahçeler türülü nimetler sahibi olan Semûd kavmide hak yoldan ayrılıp sapıttılar . Peygamberini (hâşâ) şımarık bir yalancı olarak kabul eden bu kavim yavaş yavaş cezalandırıldı . İlk gün yüzleri sarardı , ikini gün kızardı , son gün ise simsiyah oldu . Yinede tevbe etmediler . Hatta kendilerince bu azaptan kurtulmak için peygamberlerini öldürmeye kalktılar . Sonunda şiddetli bir zelzele ve kuvvetli bir ses ile paramparça oldular .
 Yalancılık iki yüzlülük ve her türlü sapkınlığın pençesine düşen Lût kavmi ise sapıklardan bazılarının kör edilmesiyle ihtar olundu . Fakat bu azaptan ders almadılar . Sonra şiddetli bir zelzele ile bulundukları şehirler yerle bir oldu . Bir taraftan yağan taşlar ile helak olurken diğer taraftanda yerden çıkan pis kokulu sular altında kaldılar .
 Bu kavimlerin başlarına gelen ibret verici felaketler , Cenab-ı Hak tarafından bizzat kendi Kelâm-ı Kad'imiyle bizlere haber verilirken her kısanın akabinde şu kâbil âyet-i celîleler tekrar olunmuştur meâlen "Biz onu bir âyet olarak bıraktık . Düşünmek ve ibret almak icâbederken düşünen varmıki azabım ve inzarım nasıldır . Şanım namına Kur'an-ı'da müuesser kıldık kolaylaştırdık . Düşünülmek için . Fakat hani düşünen " (Sûre-i Kamer 15 - 17 )

İCAZET ALMAK
 İmam-ı Ebu Yusuf (r.aly) hocasından izin almadan ders meclisi kurdu ve fetva vermeğe başladı . Bu hadise hocası İmâm-ı Âzam (r.aly) hazretlerine ulaştırıldı . İmâm-ı Âzam hazretleri huzurunda bulunanlardan birini "Şimdi git Ebu yusuf'a şu meseleleri sor " diyerek gönderir
 "Bir kimse temizleyiciye bir elbise bıraksa elbiseyi almaya gidince temizlikçi elbise aldığını inkar etse şahıs elbise almaya ertesi gün tekrar gitse temizlikçi elbiseyi temizlenmiş olarak verse ücret hak eder mi ? "
  İmam Ebu Yusuf (r.aly) "hak eder " deyince sual soran " hata ettin " der . "hak etmez " deyince yine " hata ettin " der .
 sual soran cevap verir "Elbiseyi inkardan önce temizlemiş ise sahibi için temizlemiştir . Ücret alır . İnkardan sonra ide kendisi için temizlemiş sayılır ve ücret almaz "
 "Namaza giriş farz ile midir sünnet ile midir ? "
 İmam Ebu Yusuf (r.aly) " farzla girilir " deyince sual soran "hata ettin " der . " sünnetle girilir " deyince yine aynı şekilde " hata ettin " der.
 Sual soarn cevap verir "namaza giriş hem farzla hemde sünnetledir . Çünkü iftitah tekbiri farzdır , elleri kaldırmak ise sünnettir "
 "Tencerede et pişerken içine kuş düşse et yenir mi yenmez mi ? "
 İmam Ebu Yusuf (r.aly ) "yenir "der Soran "hata ettin " deyince "yenmez " der ve soran yine "hata ettin "der .
 Sual soran cevap verir "eğer kuş et piştikten sonra düşerse suyu dökülür ve et üç kere yıkandıktan sonra yenilebilir. Kuş et pişmeden düşmüş ise et kuş ile beraber piştiği için ikiside yenmez . "
 Bu cevaplardan sonra İmam Ebu ysuf (r.aly) hemen kalkar ve hocası İmam âzam (r.aly) yanına gider . Hocası "seni buraya cevap veremediğin sorular mı getirdi "der . "evet" cevabını alınca hocası İmam-ı Azam (r.aly) tebessüm ederek " insanlara fetva vermeye koyulan ve Allah (c.c.)'ın dininde söz söylemek için kendine meclis kuran bu kadarcık meseleleri nasıl bilmez " der .
 İmam Ebu Yusuf (r.aly) hatasını anlar ve hocasının ellerinden öper .

KUR'AN'DA İSMİ GEÇEN PEYGAMBERLER
 Hz. Âdem (a.s.) 'dan Peygamberimiz (s.a.v.)2e kadar bir rivayete göre 124 bin , diğer bir rivayete göre 224 bin peygamber gelmiştir . Bunlardan ancak 28 peygamberin isimleri Kur'an-ı Kerim'de zikredilmiştir . Kur'ân-ı Kerîm'de adları geçen ve bilinmeleri vacib olan peygamberlerin mübarek isimleri şunlardır :
 Âdame (a.s.) , İdris (a.s.) , Nûh (a.s.) , Hûd (a.s.) , Sâlih (a.s.) , İbrâhim (a.s.) , L^t (a.s.) , İsmâil (a.s.) , İshâk (a.s.) , Yâkub (a.s.) , Yûsuf (a.s.) , Eyyûb (a.s.) , Şuayb (a.s.) , Mûsâ (a.s.) , Hârûn (a.s.) , D3avûd (a.s.) , Süleyman (a.s.) , Yûnus (a.s.) , İlyas (a.s.) , Elyesa (a.s.) , Zülkifl (a.s.) , Zekeriyya (a.s.) , Yahyâ (a.s.) , Îsâ (a.s.) , Üzeyr (a.s.) , Lokman (a.s.) , Zülkarneyn (a.s.) , Hz. Muhammed (s.a.v.) ,   (Üzeyr (a.s.) , Lokman (a.s.) , Zülkarneyn (a.s.) için evliya da denilmektedir .

 CENAZE NAMAZI İLE İLGİLİ HATIRLATMA

 Bir çok kimseler cenaze namazının dördüncü tekbirinde ya hiç ellerini bırakmadan selem vermekte veya sağ tarafa selam verince sağ elini , sol tarafa selem verince de sol elini bırakmaktadır .
 Bu hareketlerin ikiside yanlıştır . Doğrusu dördüncü tekbiri aldıktan sonra her iki eli yana bırakıp selam vermektir . Çünkü kendisinde sünnet olan bir zikrin bulunduğu kıyamlarda eller bağlanır . Sünnet olan bir zikrin kalmadığı kıyamlarda ise eller bağlanmaz , yana salınır (Dürer 1/53)
 Cenaze namazı içinde imam açıktan "Allahuekber" diye tekbir aldıkça bazı kimseler kafalarını kaldırmaktadırlar . Bu da yanlış ve tehlikeli bir harekettir . Doğrusu ne kafa ile ne de başka bir aza ile namaz müddetince hiçbir harekette bulunmamaktır .
 Cenaze namazı kılınacak yer veya ayakkabı temiz değilse ayakkabıyı çıkarıp üzerine basılır .

 GIYBET EDENE NASIL DAVRANMALI

 Birisi Zeynelâbidin'in aleyhinde konuşmuştu . Onun yanına gitti . Onunla bira sohbet ettikten sonra buyurduki " Hakkımda bazı şeyler konuştuğunu duydum . Dediklerin doğru ise Allah (c.c.) Teâla2dan mağfiet dşlerim Allah (c.c.) beni affetsin. Dediklerin iftira ise Allah (c.c.) seni affetsin . Selâmı rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder