KUR’ÂN-I KERİMİN ÜSTÜNLÜKLERİ
Kur’ân-ı Kerim öyle bir İlâhî kitaptır ki, onun mânâsı da nazmı da Allah'tandır. Nazmı ile ibâdet edilir, mânâsı İle amel edilir, böy- lece Hakkin rızâsı kazanılır. O, hiçbir kitâba benzemez; mânâsını hiçbir kimse değiştiremez. Nazmının yerine başka bir lafız konulamaz ve hiçbir tercüme de Kur’an hükmünü alamaz.
Kur’ân-ı Kerim, edebî bir mûcizedir; beyan üslûbu, fesahat ve belagatı eşsizdir. İfadelerinde öyle bir akıcılık vardır ki, Arap lisânında bir benzeri yoktur. Binâenaleyh edebî üstünlüğü münâkaşa götürmez derecede açıktır.
Kur’ân-ı Kerimin, münkirlerin inkârı ile fazîlet ve şerefinden herhangi bir şey eksilmez. Zaman ve mekânın değişmesiyle o değişmez. Onda tahrif, tağyir ve tebdil aslâ mümkün olmadığı gibi, ilave de yapılamaz. Bu hususu bizzat Mevlâmız şöyle beyan ediyor:
"Kitap kendilerine gelince, onlar onu İnkâr etmişlerdir; oysa o değerli bir kitaptır. Geçmişte ve gelecekte onu geçersiz Kılabilecek (bir güç) yoktur. O hikmet sahibi ve övülmeye lâyık olan Allah’tan İndirilmiştir. Kur’ân’ı muhakkak kİ biz İndirdik; elbette onu yine biz koruyacağız. ” (S. Fussılet, 41-42; S. Hıcr, 9)
Geçmiş milletlere âit en sağlam bilgiler Kur’ân-ı Kerim’dedir. Ke- zâ gelecekle alâkalı haberler ondadır. insanoğluna hem dünyasını hem âhiretini öğretip, yapması ve kaçınması gerekenleri bildiren yegâne kitap odur. Kısacası, insanlığın muhtaç olduğu ve olacağı bütün hükümler ana batlarıyla Kufan'da yer almıştır. Ameller ibâdetler, hayatın bütün yönleriyle alâkalı ahlâkî esaslar; hukuk, iktisat, idare, âile, kadın ve çocukla ilgili hükümler... Hâsılı, fert ve cemiyetin muhtaç olduğu bütün temel esaslar Kur’ân-ı Kerim’de mevcuttur; Resûlüllah (s.a.v.) Efendimizin sünnetleri ile de bunların tatbikat şekli ve şartları belirlenmiştir.
Kısacası, hiçbir kimseden ve hiçbir yerden okuma-yazma öğrenmemiş, ilim tahsili yapmamış bulunan ümmî bir peygambere indirilen bir kitapta, böylesine geniş bilgilerin bulunması, şüphesiz onun Allah kelâmı olduğunun en bariz delilidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder