HAZRETİ ALİ (K.V.)’DEN İLMİN FAZİLETİ
Rasûlöllâh (s.a.v.) “Ben ilmin şehriyim. Ali (o şehrin) kapısıdır.” buyurunca Hâricîler Hz. Ali’yi (r.a.) kıskandılar. Hâricilerin ileri gelenlerinden on kişi “Ali’ye hepimiz aynı soruyu soracağız. Eğer hepimize ayrı ayrı cevaplar verirse onun âlim ve fâdıl olduğunu anlarız.” dediler. On kişi Hz. Ali (k.v.)'nin huzuruna gittiler.
Birincisi: “Yâ Ali İlim mi efdaldir, mal mı efdaldir?’' diye sordu. Hz. Ali (k‘v.) “ilim efdaldir” dedi. “Delilin nedir?” dedi. Hz. Ali; “İlim, peygamberlerden (a.s.) mi- râştır. Mal Karun ve firavundan mirâsdır.” buyurdu.
İkincisi: “Yâ Ali ilim mi, yoksa mal mı efdaldir?” diye sordu. Hz. Ali, “İlim efdaldir. Çünkü ilim, sâhibini saklar. Malı, sahibi korur.” buyurdu.
Üçüncüsü, aynı soruyu sordu. Ona da “İlim efdaldir. Çünkü, mal sâhibinin düşmanı çoktur, ilim sâhibinin dostu çoktur.” buyurdu.
Dördüncüsünün aynı suâline, “İlim efdaldir. Çünkü, mal sarf edilince eksilir. İlim sarf edilince artar.” buyurdu.
Beşincisine, “Mal sâhibini cimri diye çağırırlar. İlim sahibini hürmetle çağırırlar.” buyurdu.
Altıncıya cevâp olarak, “Mal, eşkıyâdan saklanır.
İlim eşkıyâdan saklanmaz.” buyurdu.
Yedinci kimsenin aynı sorusuna, “Mal durmakla zâyi* olur. İlim durmakla zayi’ olmaz.” cevâbını verdi.
Sekizinci kimseye “Mal kalbi karartır, ilim ise nûr- landınr.” buyurdu.
Dokuzuncu kimseye, “Mal sâhibi, çok malı sebebiyle kibirlenir, benlik davâsında bulunur. İlim sâhibi böyle bir davâda bulunmaz.” buyurdu.
Onuncu kişiye cevap olarak; “Mal kalbin katılaşmasına sebep olur. İlim rahmete sebep olur.” buyurdu.
Bundan sonra Hz. Ali (k.v.) buyurdu ki: "Hayatta olduğum müddet, devamlı olarak bunları bana sorsalardı, hepsine başka başka cevaplar verirdim." On Hâricî bu cevâplardan sonra Hz. Ali (k.v.)’ye itâat ettiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder