Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

5 Haziran 2022 Pazar

EN BÜYÜK MUCİZE! KUR'AN-I KERİM

 


EN BÜYÜK MUCİZE! KUR'AN-I KERİM

Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafâ'nın mucizeleri çoktur. En büyük mucizelerinden biri ve hattâ birincisi kur’in-ı Kerîm'dlr ki kıyâmete dek bâkîdlr, indlâi günkü gibi kalacaktır. Bir asırda muteber ve meşhûr olan ner ne ise; o asırda gönderilen Peygamberin mucizeleri ona göre olur­du. Meselâ Hz. Mûsâ (a.s.) asrında sihirbazlık pek şöhret bulduğundan, Cenâb-ı Hakk ona asâsının ejder olarak sihirbazlara üstün geleceği mucizeler verdi. Hz. Isâ (a.s.) asrında da hikmet pek İleri olduğundan Cenâb-ı Hakk onu âmâların gözlerini açmak ve ölüleri diriltmek gibi tabiblerln yapamayacağı mucizelerle gönderdi.

Hâtemü'l-Enblyâ Muhammed Mustafâ Hazretlerinin asrında İse, şiir ve inşâ pekziyâde İlerlemişti. Arapların me­denîlerinde fesâhat verbelâğat pek İleride olduğu gibi bedevileri (yürükleri) de gâyet sâde ve güzel şiirler, hutbeler okurlardı. Hepsi nazım ve nesir İle sihir gibi sözler söylerdi. Bu sebepten Fahr-i Alem Hazretlerine belâğatın en üst mer­tebesinde olan bir kitâb-ı kerîm nâzil oldu. Onun mislini ge­tirmekten hattâ bir sûresine nazire (benzer söz) söylemek­ten bütün fasih ve beliğler âciz kaldı. Hâlbuki sûre sûre ve âyet âyet nâzil oldukça Resûl-I Ekrem onu ümmetine okurdu ve buna nazire söyleyemezdiniz diye bütün fasîh ve beliğ zatlara meydân okurdu. Nitekim âyet-l celîlede -meâlen-: “...Bu Kur'ân'ın mislini vücûda getirmek üzere insanlar ve cinler bir yere gelseler, birbirlerine yardımcı olsalar dahi onun mislini vücûda getiremezler? (Isrâ, 88) diye buyruldu.

İnkâr eden ve düşman olan bunca fesahat ve belâgat sahipleri içinde bir şahıs yâhud bir topluluk çıkıp da onun bir kısa sûresinin biıe benzerini söyleyemedi.

Âyet-i kerîmelerin bâzısında az lafzın çok mânâya de­lâleti var ve bâzısındaki tafsilâtın fevkalâde bir tatlılık ve le- tâfeti vardır kİ buralarını ancak fesâhat ve belâğatten anla­yanlar bilir ve zevkine onlar varır. Kur'ân-ı Kerîmi tekrâr tekrâr okumakta insan lezzet bulur ve okudukça okuyacağı gelir. Hâlbuki bir şiir veya inşâ ne kadar güzel olsa birkaç kere okunduktan sonra insanın tabiatı ondan usanır.

Bunun için fesâhat ve belâgat sahiplerinden akıl ve insâfı olanlar hemen Müslüman oldular, samîmî kalb ile Kur’ân’ın hükümlerine bağlandılar. İmâna gelmeyenler de beşerin tâkati hâricinde bir'kelâm olduğunu itirafa mecbur Kaldılar.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder