CUMA NAMAZI
Cuma, Müslümanlarca bir bayram günüdür. Bu mü* barak günde Müslümanlığın varlığı, birliği, güzellikleri tecelli eder.
Bu hayırlı günde mükellef olan Müslümanlar, cami ve mescidlerde toplanırlar, hutbeleri dinleyerek faydalanırlar. Hep birlikte cuma namazını kılarlar, sonra ya başka ibadetlerle meşgul olur veya birbirini ziyaret ederler yahut kendi işlerine dönerler.
Bir hadîs-i şerifte buyruluyor ki:
“Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün cuma günüdür. Âdem aleyhisselam o gün yaratılmış, o gün cennete konulmuş, o gün cennetten çıkarılmıştır. Kıyâmet de ancak cuma gününde kopacaktır.”
Bütün bu hâdiselerde ise birçok hayırlar, hikmetler bulunmaktadır.
Resûl-i Ekrem (sallallâhu aleyhi vesellem) Efendimiz, hicretleri esnasında Medine-i Münevvere’ye yakın bulunan “Sâlim ibn-i Avf” yurdunda “Rânuna” denilen vadide “Benî Sâlim” mescidinde ilk Cuma hutbesini okumuş, ilk cuma namazını kıldırmıştır.
Cuma namazının vakti tam öğle namazının vaktidir, cuma namazı için öğle vaktinde ezan okunur.
Evvelâ, tam öğle namazının ilk sünneti gibi dört rek’ât cumanın ilk sünneti kılınır.
Sonra cami-i şerif içinde bir ezan daha okunup minberde cemaata karşı hutbe okunur.
Bu hutbeden sonra kamet okunup cumanın iki rekât farzı cemaatle kılınır. İmam cehren (sesli) okur.
Bu farzdan sonra da yine öğlenin ilk dört rekât sünneti gibi cumanın son dört rek’at sünneti kılınır.
Bundan sonra da “Zuhr-i âhir” adıyla dört rek’ât daha namaz kılınır.
Bundan sonra da vaktin sünneti niyetiyle tam sabah namazının sünneti gibi İki rek’at daha kılınır. Teşbih ve dua ile namaz tamamlanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder