OSMANLI DEVLETİNİN KURULUŞUNDA ÂLİMLER
Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gâzi çocukluğundan itibaren büyük âlimlerin sohbetlerinde ve meclislerinde bulunur ve onların sağlam fikirleri ile hareket eylerdi. Asrın mümtâz âlim ve fakîhlerinden olan Edebâlî Hazretleri’ne damad oldu. 680/1281 senesinde pederinin irtihâlinde amcaları ve büyük biraderleri mevcûd olduğu hâlde istidâd ve ehliyetiyle bey oldu.
Osman Gazi, Selçuklu devletinin bir daha kuvvetini kazanamayacak derecede zayıf kaldığını görmüş, Moğolların İslâm memleketlerini yağmalamasına pek müteessir olmuştu. Bir taraftan yanına sığınan Müslümanları iskâna çalışıyor, bir tarafdan da Bizans Devletine âit memleketlere doğru gazalar yapıyordu. Kayınpederi Mevlânâ Edebâlî de âdil ve ilmiyle amel eden âlimler yetiştirmeye çalışıyordu.
699/1299 senesinde Selçuklu sultânı Alâeddîn’in esîr edilmesi üzerine Osman Gâzî istiklâlini ilan etmiş ve kayınpederi Edebâlî’yi de müftü tayin etmişti. Osman Gâzî dînî meselelerde olduğu gibi, devlet ve idare işlerini de ona danışırdı. Edebâlî Hazretlerinin talebesi ve dâmâdı olup sultan adına ilk hutbeyi okuyan Tursun Fakîh de kâdı tayîn olundu.
701/1301 senesinde sancaklar teşkîl olunduğu sırada her tarafa müftî ve kâdîlar ta’yîn olunmuş ve Edebâlî Hazretlerinin önceki gayreti sayesinde muktedir ve âdil memûrlar ta’yîn edilmiştir. 726/1326 senesinde Edebâlî Hazretleri'nin vefatı üzerine Tursun Fakîh kayınpederinin yerine fetva makamına geçti.
Bütün Osmanlı hanedanı İslâmın hükümlerine uyarak dîn ve hukûk işlerine ait hususları bu ilimlere vâkıf olan âlimlere havale etmişler, idare makamlarının en yükseği olan vezirleri dahi ilmiye sınıfından tayîne dikkat etmişlerdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder