OSMANLI TARİHİ 205 II. BAYEZİD (Mütareke)
MÜTAREKE
Memlüklerin Anadolu'da giriştikleri yağma ve tahrip hareketi ile Müslüman halka gösterdikleri fena muamelder Memlük kaynakları tarafından da tenkit edilmiştir. Hatta Sultan Kayıtbay Mısır'a dönen asi ve serkeş asker ve komutanları azarlamaktan kendini alamamıştır. Bütün bu muvaffakiyetlere rağmen, devam eden savaşlar yüzünden Memlük Sultanlığı mali bakımdan büyük müşküller le karşı karşıya kalmış bulunuyordu. Halk ve tüccar savaş masraflarını karşılamak üzere devamlı arttırılan vergilerden bıkmışlar, isyan noktasına gelmişlerdi. Sultan Kayıtbay bu durumu ulema ve ümeranın hazır bulunduğu bir mecliste açıkça belirtmek durumunda kalmıştı. "Osmanoğlu Mısır askeriyle muharebeden vazgeçmiyor. Bilad-ı cebeliyye ahvali fesada vardı, harap oldu. Tüccar Mısır'a getirilecek olan muhtelif eşyayı getirmekten çekiniyor. Asker maaş istiyor. Maaş veremezsem Mısır'ı ve Kahire'yi yağma edip evleri yakacaklardır:' Sultan Kayıtbay bu itibarla Kahire'ye getirilen Mihaloğlu İskender Bey'i hapisten çıkartarak fevkalade tazim ve hürmet gösterdi. Savaşın son bulması konusunda aracı olmasını diledi ve bir elçilik heyeti ile İstanbul'a gönderdi. Böylece bir kez daha barış yollarını deniyordu. Öte yandan son mağlubiyeti ve Memlük askerlerinin Anadolu'da yaptıkları tahribatı Gümülcine'de avlanmakta iken haber alan Sultan il. Bayezid süratle İstanbul'a dönmüş ve çadırının Üsküdar'a 54 Kayı III: Haremeyn Hizmetinde kurulmasını emretmişti. Memlük sultanının talebini reddeden il. Bayezid Han bizzat sefere çıkma kararını vermiş bulunuyordu. Ancak dört beş yıldır iki Sünni devlet arasında devam etmekte olan ve pek çok Müslüman kanının dökülmesine, hanelerin harap olmasına ve hac yolunun kapanmasına sebep olan savaş, ulemayı ve diğer Sünni Müslüman devletleri de harekete geçirmişti. Osmanlı alimlerinden Molla Arap demekle meşhur Müftü Alaaddin Ali harbe acele ile girişmenin mahzurlarını belirterek padişahı teskin etti. Hazırlıkları yavaşlattı. Bu sırada Tunus Emiri el-Mütevekkil Alallah Osman'ın elçileri de kadırgalarla İstanbul'a gelmiş bulunuyordu. Sultan il. Bayezid'e bir nüsha Kur'an-ı Kerim ve bazı hadis kitaplarından ibaret hediyeleri takdim eden elçi, Tunus'un İspanyollar tarafından hücuma uğradığı ve Endülüs'te zulümlerin arttığı bir dönemde, iki Müslüman devlet arasındaki mücadelenin mahzurlarını dile getiren ve barış yapılmasını rica eden Tunus emirinin mektubunu da okumuştu. Molla Arab'ın girişimleri, Tunus emirinin ricası il. Bayezid Han'ı anlaşmaya yanaştırdı. İstanbul'da hapis bulunan Memlük Elçisi Mamay el-Haseki ile birlikte Bursa Kadısı Şeyh Ali Çelebi Kahire'ye gönderildi. Osmanlı Elçisi Sultan Kayıtbay tarafından hürmetle kabul olundu. Adana ve Tarsus'un gelirlerinin Mekke ve Medine'ye tahsilinin kabul edilmesi üzerine Osmanlı elçisi de bu şehirlerin anahtarlarını sultana sundu. Böylece savaş boyunca sık sık el değiştiren Adana ve Tarsus'un Memlüklere aidiyeti kabul edilmiş bulunuyordu. Gülek Hisarı iki devlet arasında sınır olarak belirlendi.42 Bundan sonra b aşta Mihaloğlu İskender B ey olmak üzere Kahire'de mevkufbulunan Osmanlı esirlerini serbest bırakan Kayıtbay, mukabele olarak Yaşbekoğlu Emir Canbulat'ı elçilikle Osmanlı padişahına gönderdi. Bu anlaşma iki taraf arasında barışı sağlamış ise de, Osmanlıları tatmin etmekten uzaktı. Dolayısıyla Osmanlılar bu barışı bir II. Bayezid Han 55 mütareke olarak kabul etmişlerdir. Barış arada çıkan bazı küçük çaplı anlaşmazlıklar giderilmek suretiyle on beş sene kadar devam edecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder