Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

31 Mayıs 2021 Pazartesi

OSMANLI TARİHİ 204 II. BAYEZİD (Ağaçayırı Savaşı)


 

OSMANLI TARİHİ 204 II. BAYEZİD (Ağaçayırı Savaşı)

Bununla beraber Osmanlılar ertesi sene Memlüklülere karşı tekrar bir sefer hazırlığı içerisinde idiler. Gerek Mısır'da gerekse Batı da Osmanlı kara ve deniz kuvvetlerinin Memlüklere karşı harekete geçeceği kanaati hakimdi. Sultan Kayıtbay, bir taraftan Akkoyunlu Sultanı Yakub Bey vasıtası ile Osmanlılarla anlaşma yollarını ararken diğer taraftan da İtalya cumhuriyetlerine elçiler göndererek ittifaklar kurmaya çalışıyordu. II. Bayezid ise Venediklilere müracaat ederek Kıbrıs'ta askeri bir üs istedi. Ancak Memlüklerle anlaşmalarına sadık kalan Venedik Senatosu bu isteği reddetti. Bütün hazırlıklarını tamamlayan Osmanlı Devleti 18 Mart 1488'de Vezir Hadım Ali Paşa'yı maiyyetinde yeniçeri, sipahi, azab ve timarlı askerlerden müteşekkil altmış bin kişilik bir kuvvet olduğu halde Çukurova Bölgesi'ne gönderdl. Hersekzade Ahmed Paşa kumandasında yüz yelkenliden ibaret Osmanlı filosu da Akdeniz'e açılmıştı. Konya Ereğlisi yoluyla süratle Adana'ya giren Hadım Ali Paşa burasını ve Tarsus'u tahkim ettikten sonra Memlüklere ait Ayas, Ayn-ı Zerbe, Köre, Nemrun ve Melvane kalelerini zaptetti. Şiddetli bir savaştan sonra Sis Kalesi'ni aldı. Zaptettiği hisarlara subaşıların emrinde hisar askeri yerleştirdi. Ayas'ın zaptında denizden destek veren Osmanlı donanması, Trablusşam sahillerini de vurduktan sonra, İskenderun sahil geçidinden geçecek olan Mısır kuvvetlerini önlemeye memur edilmişti. Nitekim geçide giren Nablus Şeyhi İbni İsmail kuvvetleri Osmanlı donanmasından çıkarılan birliklerle perişan edildiler. Ancak yeni Osmanlı birlikleri kıyıya çıkarılırken meydana gelen şiddetli fırtına sebebiyle, donanma geçit önünden ayrılmaya mecbur kaldı. Memlük ordusu bundan istifade ile B agras Geçidi'ni aşıp Adana'da Ağaçayırı mahalline ve Osmanlı ordusunun karşısına kondu. Kırk bin kişilik Memlük ordusunda Şam, Haleb, Trablusşam, 50 Kayı III: Haremeyn Hizmetinde Sayda ve Remle askerlerinden başka Şam Türkmenleri, Turgutlu ve Varsak cemaatlerinden de birlikler bulunuyordu. İki ordu 17 Ağustos 1 488'de Adana civarındaki Ağaçayırı'nda karşı karşıya geldiler. Osmanlı ordusunun merkezinde Hadım Ali Paşanın emrinde yeniçeri birlikleri yer almıştı. İsfendiyaroğlu Kızıl Ahmed B ey, Turhanoğlu Ömer ve Mehmed beyler ile Yahya Paşa da merkezde idiler. Sağ kolda Anadolu Beylerbeyi Sihan Paşa, Karaman Beylerbeyi Yakub Paşa, Veliyyüddin oğlu Ahmed Paşa ve Süleyman Bey, sol kolda ise Halil Paşa komutasında Rumeli kuvvetleri yer almıştı. Memlük ordusunun başında ve merkezinde ise yine Atabeg Emir Özbek vardı. Dımaşk melikü'l-ümerası, Şam askeri ve Türk emirleri sağda, Haleb emirü'l-ümerası ise sol kolda mevzi almışlardı. Timraz eş-Şemsi ise dört bin mızraklı cündi ile öncülük ediyordu Osmanlı savaş düzenini dikkatli bir şekilde inceleyen Atabeg Emir Özbek öncelikle Anadolu kuvvetleri üzerine şiddetle saldırdı. Bu kısmın sarsıldığını gören Ali Paşa o tarafa yönelirken Rumeli Beylerbeyi Halil Paşa'yı Memlükleri yandan vurmak ve çevirmek üzere görevlendirdi. Ancak Halil Paşa yanındaki beylerin yerinde "dur ve alayını bozma'' demeleri üzerine harekete geçmedi. Bu sırada şiddetle direnen Evrenos oğullarından İsa ve Süleyman beylerin şehit düşmesi üzerine Osmanlı ordusunun sağ tarafı çöktü. Zira zoru gören Karaman kuvvetleri de derhal kaçış yolunu tutmuşlardı. 40 Memlük askerlerinden bir kısmı ile Ramazan ve Turgutoğulları kuvvetleri kaçmakta olan Yakub Paşa ile Karaman kuvvetlerinin peşine düştüler ise de yakalamaya muvaffak olamadılar. Bu sırada Memlük kuvvetlerinin bir kısmı Osmanlı ordugahını yağmalamış ve Rumeli kuvvetlerinin arkasını çevirmeye başlamıştı. Ancak Niğbolu Sancakbeyi Yahya Bey'in insanüstü mukavemeti Memlükleri şaşırttı. Çılgınca savaşa girişen Yahya Bey atı vurulup yere düştüğünde adamlarının cansiperane tutumları neticesinde II. Bayezid Han 51 etrafını saran Memlük askerinden kurtulmağa muvaffak olmuş sonra başka bir ata binerek mücadeleye devam etmişti. Köstendil Sancakbeyi Sinan Bey'in idaresindeki Rumeli birlikleri de Yahya Bey'e nazire yaparcasına muharebeye girişince Memlük kuvvetleri bozulmaya yüz tuttu. Şafakla başlayıp karanlık basıncaya kadar süren savaşın nihayetinde Memlük kuvvetleri geri çekildiler. Ancak Osmanlılarda da onları takip edecek hal kalmamıştı. Ali Paşa düşmanı takip etmenin isabetli olacağını bildiren kumandanlarını dinlemeyerek geri çekildi. Halbuki bu sırada Haleb'e doğru çekilen Memlük birlikleri Bagras Geçidi'ni tutan Hersekzadenin hücumuna maruz kalmıştı. Şayet Ali Bey düşmanı takip etmiş olsaydı, Memlükler iki ateş arasında perişan edilebileceklerdi. Dolayısıyla Hersekzade'nin hücumunun neticeye fazla bir tesiri olmadı.41 Özellikle Rumeli beylerinden Yahya ve Sinan paşaların hüsrevane çarpışmaları neticesinde ağır bir hezimetten kurtulan Osmanlı ordusu beraberindeki top ve silahları Adana Kalesi'ne bıraktıktan sonra Larende'ye doğru çekilmişti. Ali Paşa, Larende'de bir taraftan dağılan kuvvetlerini toplamaya çalışırken diğer taraftan da durumu padişaha bildirmişti. Padişah da suçluların cezalandırılmasını, askerin terhisini ve kendisinin de yanına gelmesini emretmişti. Bunun üzerine Ali Paşa savaşta ihmal ve gayretsizliği görülen Karagöz Paşa'yı, Kayseri Sancakbeyi Yularkısdı Sinan Bey'i, Karesi Sancakbeyi İshak Bey'i, Rumeli ümerasından Müsellim Bey'i ve Karaca Paşa oğlu İskender Çelebi'yi tutuklatarak İstanbul'a gönderdi. Adana savaşında da gayretsizliği sebebiyle ordunun bozulmasında etkin rol oynayan Karagöz Paşa idam olundu. Hadım Ali Paşa merkeze gelerek savaşın bütün safhalarını anlattığında padişah Rumeli Beylerbeyi Halil Paşa'yı azarlayarak yerine büyük kahramanlıklar göstermiş bulunan Yahya Paşa'yı tayin etmiştir. 52 Kayı III: Haremeyn Hizmetinde Öte yandan Haleb'e dönmek düşüncesinde olan Atabeg Emir Özbek, Turgutoğlu ile Varsak beylerinin ısrarları üzerine geri dönerek Adana Kalesi'ni muhasaraya başladı. Kuşatma üç ay kadar şiddetle devam etti. Müthiş bir topçu ateşine maruz kalan kale surları paramparça oldu. Gündüz savaşan geceleyin de kalenin yıkılan yerlerini tamirle meşgul olan muhafızlar kuşatmanın uzaması sonunda yorgunluktan bitab olmuşlardı. Merkeze gönderdikleri bir mektupta: "Bütün halimiz aczle ve kusurladır. Bugün yarın demekle olmaz. Her ne tedbirle olursa olsun üzerimizden düşmanı giderme tedbirini bulmak ve etmek gerekir. Yoksa yoldaşların Hüdavendigar yolunda bir ölmekleri vardır. Olancası kırılıp meded ermeyecek ne olur. Kalenin halini sormaktan murad derdimize derman olmaktır. Olmayınca faide nedir?" Bu yakarışa rağmen Osmanlılar Adana Kalesi'ne imdat edemediler. Nihayet kaledeki barut deposunun tutuşması ve bu yüzden yangınlar çıkması işi büsbütün zorlaştırdı. Kale komutanının yangınları söndürmekle uğraştığı esnada bir top güllesinin isabetiyle şehit düşmesinden sonra muhafızlar kapıları açarak amanla teslim olmak zorunda kaldılar (Eylül 1 488). Osmanlıların Çukurova'da üst üste mağlubiyetleri bölgedeki Bozok ve Üçok Türkmenleri ile diğer boy ve ulusların Memlükler tarafına meyletmelerine sebep oldu. Nitekim evvelce Osmanlılara taraftar olan Dulkadırlı Alaüddevle Bozkurt Bey, Memlük Sultanı Kayıtbay ile anlaşıp oğlunu rehine olarak Kahire'ye gönderdiği gibi, kızını da Atabeg Emir Özbek' in oğlu ile evlendirdi. Bunun üzerine Osmanlılar da Şam Kalesi'nden kaçıp kendilerine iltica eden Şah Budak'a yardıma karar vermişlerdir. Amasya Sancakbeyi Hızırbeyoğlu Mehmed Paşa, Kayseri Sancakbeyi Mihaloğlu İskender B ey ve Karaman Beylerbeyi Mahmud Bey de yanında olduğu halde Şah Budak, kardeşi Alaüddevle üzerine yürüdü. Ancak Memlüklerin büyük kuvvetlerle Alaüddevle'ye yardıma gelmesi üzerine Osmanlı destekli Şah Budak kuvvetleri mağlup oldu. II. Bayezid Han 53 Mihaloğlu İskender Bey esir düşerken oğlu maktuller arasındaydı. Kahire'ye getirilip halka teşhir edilen bu Osmanlı akıncısı Kayıtbay'ın emri ile hapsedilmiştir. Memlüklü Sultanı bir kez daha anlaşma talep etmek ve Dulkadırlılar üzerindeki hakimiyetinin tanınmasını sağlamak üzere Mamay el-Haseki'yi elçilikle Osmanlı padişahına gönderdi. Ancak elçinin tutuklanması ve geri dönmemesi üzerine Emir Özbek yanında Alaüddevle de olduğu halde Osmanlı topraklarına girerek Kayseri'yi muhasara altına aldı. Buna karşılık Hersekzade Ahmed Paşa'nın büyük bir kuvvetin başında Karahisar yolunda harekete geçmesi üzerine Niğde, Ereğli, Larende ve Aksaray taraflarını yağmalayarak çekildiler. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder