OSMANLI TARİHİ 197 II. BAYEZİD (Cem Sultan Roma da)
CEM SULTAN ROMA' DA
Anlaşmaya göre papa, o tarihe kadar şövalyelerin her sene Sultan Bayezid'den almakta oldukları kırk beş bin dukanın kendilerine bırakılmasına mukabil şövalyelere mühim imtiyazlar tanıdı. Rodos Şövalyeleri reisi d'Aubusson'u bu çok mühim kararına karşılık kardinal derecesine çıkardı. Papa alacağı kırk beş bin dukanın on binini ise Fransa kralına verecekti. Buna rağmen 11 Ekim 1 488'de Bourg-Neuf'tan hareket edip Lyon ve Rhon Nehri yoluyla Marsilya'ya, buradan da Toulon'a vasıl olan Cem, Fransa Kralı VIII. Charles'ın isteği üzerine durdurulmak istendi. Zira fevkalade yetkilerle Fransa kralına gelen Bayezid'in elçisi, Cem Fransa'da kaldığı takdirde her sene elli bin altın duka verileceğini, Filistin'in zaptedilmesi halinde ise Kamana Kilisesi'nin Hıristiyanlara bırakılacağını, ayrıca mukaddes eşyaların da krala gönderileceğini bildirmişti. Kralın durdurma emrine rağmen acele ile Toulon'dan gemiye bindirilen Cem, adeta Fransa'dan kaçırıldı. Sahili takip etmek suretiyle önce Ostia'ya ve Tiber Nehri yoluyla da Roma'ya varıldı. II. Bayezid Han 31 Burada papa ve kardinaller hariç bütün Roma ileri gelenleri ve askeri kıtaları tarafından görkemli bir merasimle karşılandı. Yanında papanın oğlu Francesco Cybo'nun refakati eşliğinde at üstünde muhteşem bir alayla Roma sokaklarını gezip Vatikan'da kendisine tahsis edilen mahalle geldi. Cem, ertesi gün (14 Mart) Papa VIII. İnnocent tarafından resmen kabul edildi. Papa, kardinaller ve Roma'da bulunan bütün elçiler şehzadeyi ayakta karşıladılar. Papa büyük tacını ve merasim elbiselerini giymişti. Teşrifat memuru Cem'den imparatorların bile ayaklarını öptükleri papanın huzurunda hiç olmazsa kavuğunu çıkarıp eğilmesini istediler. Bu hareketi zillet olarak gören Fatih' in oğlu, babasından başka kimsenin önünde eğilmemiş olduğunu, bundan böyle de eğilmeyeceğini kesin bir dille ifade etti. Bütün ısrarlara rağmen kavuğunu çıkarmaya ve diz üstü çökmeye rıza göstermeyerek doğru papanın yanına gidip onun ve kardinallerinin omuzlarına sarıldı. Cem Sultan, başlangıçtan itibaren Rodos'a ne maksatla geldiğini ve başından geçenleri tafsilatıyla anlattıktan sonra artık Mısır'a gidip ailesiyle beraber olmaktan başka bir emelinin kalmadığını belirtti ve bu konuda aracılığını istedi. Papa, Osmanlılara karşı yapılacak bir Hıristiyan müşterek hareketi için şehzadeyi elde etmek istiyordu. Bu itibarla Cem'in üzüntüsüne güya iştirak edip onunla birlikte gözyaşı döktükten sonra kendisine Macaristan'a gitmek tavsiyesinde bulundu. Zeki şehzade, papanın kendisini öne koyarak bir Haçlı seferi tertipleyeceğini sezmişti. Böyle bir hareketin İslam aleminde nefretle karşılanacağını belirterek kabul etmesinin mümkün olmadığını belirtti. Bunun üzerine papanın ağzından: "Var öylece it gibi bir köşede kıvrıl yat:' cümlesi döküldü. Bunun üzerine aynı dili bildiği anlaşılan Cem de bu kez Latince: "Size gelen itten beter olmayıp ya nice olayazdı!" diye sertçe mukabele etti. 32 Kayı III: Haremeyn Hizmetinde Bu cevap üzerine papa, ağzının payını almış bir şekilde utançla özürler diledi ve konuyu başka yönlere çevirdi. 17 Cem, Papa VIII. Innocent'in döneminde St. Angelo Kulesi'nde sıkıntılı bir dönem geçirdi. Onun 1492'de ölümü üzerine yeni Papa Aleksander Borgia zamanında daha serbest bir hayat sürmeye başladı. Roma şehri dışında atla gezinti yapabiliyor, asilzadelerin davetlisi olarak açık hava ve salon toplantılarına katılabiliyordu. Özellikle bu toplantılar sırasında asilzade ailelerin kızları, bu yakışıklı Osmanlı şehzadesi ile görüşebilmek veya konuşabilmek için etrafında pervane oluyorlardı. Hatta papanın güzelliği ile meşhur kızı Lusia Borgia'nın Cem'in karşısında neredeyse çıplak denecek bir şekilde raksettiği rivayet edilmiştir. Cem Sultan, Roma'daki gezintileri sırasında fakir halka yardımları ile de ünlenmişti. Bu durum insani özellikleri gelişmemiş Hırıstiyan halk arasında yanlış tefsirlere yol açtı ve şehzadenin Hıristiyanlık dinine yakın olduğu kanaatini uyandırdı. Papa Aleksandr Borgia da bu söylentilerden cesaret alarak bir görüşme sırasında Cem Sultan a Hıristiyanlık dinini teklif etti. Hem bu sayede bütün Avrupa alemini kendi yanına çekebilir ve Osmanlı tahtını rahatça ele geçirebilirdi. Cem Sultan ise bu teklife: "Değil Osmanlı saltanatı, hatta bütün dünyanın padişahlığını verseler dinimi terk etmem!" diyerek kati bir cevap verdi. Papa hiddetlendiğini gördüğü şehzadeyi teskin edebilmek için epeyce dil dökmek zorunda kalmıştır. Cem için Roma'daki bu rahat günler de fazla uzun sürmedi. Özellikle M acar Kralı Mathias Corvin'in ölümü Avrupayı tekrar hareketlendirdi. Bu arada toprakları Osmanlı akıncıları tarafından çiğnenmekte olan Venedik Cumhuriyeti de yeni bir Haçlı seferi organize etmek üzere faaliyetlere girişmişti. Papaya müracaatla Cem'i böyle bir seferde öne koymanın getireceği avantajları sıralayarak, kendilerine verilmesini istediler. Venedik ayrıca, Fransa ile Napoli'nin arasındaki II. Bayezid Han 33 ihtilafı giderip Memlükleri de yanlarına almak suretiyle Osmanlılara karşı güçlü bir ittifak kurmaya çaba sarf ediyordu. Venedik'in bu faaliyetlerine karşılık Fransa Kralı VIII. Charles 1494 Eylül'ünde büyük bir ordu ile İtalya'ya doğru yürüdü. Şarl'in hedefi ise Napoli Krallığı'nı elde ettikten sonra Cem'i yanına alıp, Kudüs'e doğru bir Haçlı seferi organize etmekti. Bu sırada papaya her sene verilmekte olan parayı getiren Türk elçisi ile İstanbul'dan dönmekte olan papalık sefiri İtalya'da bir kale komutanının taarruzuna uğramış ve yanlarındaki evraklarına el konulmuştu. Sultan Bayezid'in papaya gönderdiği bir mektubunun da bulunduğu bu evraklar Fransa kralının eline geçti. Bayezid namesinde, Cem'in papa tarafından öldürülmesi mukabilinde iki yüz bin altın vermeyi taahhüt ediyordu. Mektubu ele geçiren Şarl, Ocak 1495'te Fransa yolu ile Roma'ya girdi ve papadan Cem'in teslimini istedi. Papa da kralın Fransa'ya dönüşünden sonra tekrar papalığa iadesi şartıyla kabul etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder