Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

22 Nisan 2021 Perşembe

OSMANLI TARİHİ 177 FATİH SULTAN MEHMED (Fatihin Son Seferi)

 


FATİH'iN SON SEFERİ 

148 1 yılına gelindiğinde Fatih'i ilgilendiren ve çözülmesi düşünülen üç önemli mesele vardı. Bunların en mühimi Mısır meselesi idi. Fatih Sultan Mehmed'in Memlük sultanı ile hac yolu üzerindeki su kuyularının tamiri meselesinden doğan anlaşmazlığı Dulkadırlı ülkesindeki nüfuz mücadelesi ile doruğa çıkmıştı. Fakat Avrupa ve Akdeniz tarafındaki hareketlilikten dolayı padişahın Memlüklerle ilgilenmeye vakti olmamıştı. 1479 yılında Memlük Sultanı Kayıtbay'ın desteklediği Şah Budak ile Osmanlıların desteklediği Alaüddevle Bozkurt Bey arasında şiddetlenen mücadele iki devleti bir kez daha karşı karşıya getirdi. Zira Osmanlı askerinin desteğiyle hareket eden Alaüddevle mağlup olduğu gibi maiyetindekilerden büyük bir kısmı da esir düşmüştü. Memlük sultanının, Sis naibi tarafından Kahire'ye gönderilen Osmanlı askerlerinin başlarıyla çevgan (atlı top oyunu) oyunu tertip ettirmesi, Fatih'in asla kabullenebileceği bir durum değildi. Artık Memlüklerle savaş kaçınılmazdı. İkinci olarak Rodos ve mülhakatı olan adaların muhasarası, Fatih'i son günlerinde en çok üzen olaylardan biri olmuştu. 23 Mayıs 1480 günü Gelibolu'dan hareket eden Vezir Mesih Paşa komutasındaki ordu, asıl çıkarmayı 28 Temmuz 1480'de ( Otranto çıkarmasıyla aynı günde) yaptı. Fakat muhasara, Mesih Paşanın basiretsizliği (kroniklere göre cimriliği) yüzünden başarılı olamamıştı. Üçüncü olarak Fatih'in 1480 yılının bahar ayında Gedik Ahmed Paşa komutasında gönderdiği ordu 28 Temmuz 1480 günü Otranto'ya çıkarma yapmış ve on dört günlük mukavemetin ardından şehri 11 Ağustos'ta teslim almıştı. Şimdi muhtemelen Fatih' in İtalya fethi planı uygulamaya girecekti. Fatih Sul tan Mehmed Han 29 1 Cihangir Padişah'ın tuğları 1 481 yılı baharının girişinde Üsküdar'da dalgalanmaya başlamıştı. Anadolu birliklerinin Konya Ovası'nda toplanmasını emretmişti. Ayrıca Karaman Valisi Şehzade Cem'i de bir miktar birlikle Suriye hududuna göndermişti. Nihayet Fatih, 27 Nisan 1 481 Cuma günü bizzat ordusunun başında Anadolu tarafına, Üsküdar'a geçti. Ancak padişahın rahatsızlığı sebebiyle orada birkaç gün konakladı. Padişah atla gidemeyecek kadar dermansız olduğundan at arabası ile harekete geçti. Doğuya doğru ilerlemeye başlamıştı. Bitkin bir halde Gebze'ye yakın Maltepe'de Tekfur Çayırı veya Hünkar Çayırı denilen yerde kurulan ordugahına indi. Hali iyice sarsılmış, ağrıları da epeyce artmış bulunuyordu. Doktorlar çaresizlik içinde son bir çare arar gibiydiler. Padişah hayattan kalan son ve kısa an içinde kandildeki yağ tükenmek üzere iken, kelime-i şehadet getirmekle zamanını geçiriyordu. Nihayet 3 Mayıs 1 481 Perşembe günü akşama yakın otuz yıl saltanat sürdükten sonra kırk dokuz yaşında iken hayata gözlerini yumdu. Ölmedi şah Mehemmed İbn Murad Belki bağ-ı cinane kıldı seyr İşi hayr olduğu için halka Oldu tarih ana "dua-i hayr" (886/1 481)271 İstanbul'dan çıkışı ile ölümü arasında yedi gün geçmişti. Onun nereye gittiğini kimse bilmiyordu. Zira o, ne zaman bir sefere çıkacak olsa maksadını en yakınlarından dahi gizler, varılacak yere yaklaşmadıkça tasarılarını açıklamazdı. Hiç kimseyi gizli düşün - celerinden haberdar etmez, sırdaş eylemezdi. Hazırlıklar uzak bir sefer için yapılmıştı. Ordunun yönü Anadolu olduğu malum ise de Arap mı yoksa Acem mi belli değildi Giderken Rodos'u vurma ihtimali de vardı. Onun bir yılda birkaç devlete sefer ettiği çok görülmüştü. Gerek ordunun yönü gerekse başlatılan seferin başarılı devam etmekte oluşu yüzünden şimdilik İtalya'nın olmadığı kesin gibiydi. Şayet ölüm hadisesi on beş veya 292 Kayı II: Cihan Devleti yirmi gün sonra meydana gelmiş olsaydı, seferin nereye olduğu kesin anlaşılmış olacaktı. Ancak son olaylar ve güzergah mutlak olmasa da Mısır'ı işaret ediyordu. Zaten Arap ve Acemin casusları da çoktan menzile varmış padişahın yer götürmez ordu ile yola koyulduğunu haber vermişlerdi. Fatih Sultan Mehmed ise daha boğazı karşıya geçerken hastalığının verdiği ızdırap ile: Ah min azmetin bi-gayrı iyab Ah min hasretin ale'l-ahbtıb272 (Feryat dönüşü olmayan bu gidişten. Ahbapların hasretinden feryat) demişti. O, muhtemelen bu seferin ahiret seferi olduğunu hissetmişti. Bir kapıdır kabir kim her nefs giriser ana Bir kadehtir mevt kim her can içiserdir anı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder