Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

11 Nisan 2021 Pazar

OSMANLI TARİHİ 173 FATİH SULTAN MEHMED (Mısır Meselesi)

 


MISIR MESELESİ 

Osmanlıların Memlüklerle İstanbul'un fethi ile başlayan ve karşılıklı elçi ve hediyelerin teatisiyle oluşan dostluğu fazla uzun sürmemiş, zaman içerisinde yerini birtakım çatışmalara bırakmış bulunuyordu. İki devlet arasında ilk ciddi anlaşmazlık Hicaz su yollarının tamiri meselesinden çıkmıştır. 1458'de hac maksadıyla Mekke'ye giden Osmanlı hacıları su kuyularının haraplığı yüzünden çektikleri sıkıntıları dönüşte Fatih'e bildirmişlerdi. Fatih de Müslüman hacıları sıkıntı ve eziyete düşüren bu kuyuları tamir etmek üzere birtakım ustaları görevlendirmiş ayrıca, Mısır naibi, vali ve hakimlerine de ustalara yardımcı olmaları için mektuplar yazmıştı. Ancak kuyuları tamir etmek üzere giden Osmanlı ustalarını Memlükler hoş karşılamamışlar ve: "Biz aciz miyiz ki bürkemizi (kuyularımızı) ol tamir ede!" diyerek hakaretle geri çevirmişlerdi. Bu arada Karamanoğlu Pir Ahmed Bey de Memlük sultanına elçi göndererek Fatih' in su yolları bahanesiyle Fatih Sul tan Mehmed Han 279 Mekke emirine yüklerle filori (altın para) gönderdiğini ve onu Mısır'a karşı isyana teşvik ettiğini yazmıştı.258 İkinci olarak Osmanlı, Akkoyunlu ve Memlük sultanlığının üzerinde nüfuz mücadelesi ettikleri Dulkadır Beyliği'nin bu sıradaki durumu da iki devletin arasının açılmasında önemli rol oynadı. Maraş, Elbistan ve Haleb'in kuzey mıntıkasında sakin Bozok Türkmenlerinin teşkil ettikleri Dulkadırlı Beyliği, Fatih'in kayınpederi bulunan Süleyman Bey'in vefatından sonra oğulları arasında çıkan ihtilaflara sahne olmuştu. Babasının yerine geçen Melik Arslan 1465'te Memlüklerce desteklenen kardeşi Şah Budak tarafından öldürüldü. Yeni Memlük Sultanı el-Melikü'z-Zahir Hoşkadem'in Şah Budak'ı Dulkadır beyliğine tayin etmesini doğru bulmayan Bozok ulusu beyleri Fatih'e müracaat ederek ondan Süleyman Bey' in İstanbul'da bulunan diğer oğlu Şehsuvar Bey'i istediler. Memlüklerin bu beyliğin iç işlerine karışmasını doğru bulmayan Fatih de Şehsuvar Bey'in yanına bir miktar Osmanlı askeri katarak Dulkadırlı ülkesine gönderdi. Şeci bir Türkmen beyi olduğu anlaşılan Şehsuvar Bey 1466'da harekete geçerek Dulkadırlı ülkesine geldi ve devletin büyük bölümüne sahip oldu. Bu arada Fatih, Mısır Sultanı Hoşkadem'e bir mektup göndererek Şehsuvar Bey'in tanınmasını da rica etmişti. Padişah mektubunda; Şehsuvar Bey'in eba en ced Osmanlılarla yakın ilgisi olduğunu, birçok gaza ve cihadlara iştirak ederek değerli hizmetlerde bulunduğunu ve değerli bir emir olduğunu bildiriyor, Bozok ulusu beylerinin isteği üzerine bölgeye gönderildiğini belirterek kendisine yardımcı olunması rica ediyordu. Buna rağmen Memlükler de Şah Budak'ı desteklemekten vazgeçmediler. Haleb naibi Berdi Bey komutasında gönderdiği birliklerle Şah Budak'ı tekrar devletin başına geçirmek istediler. Ancak Şehsuvar Bey bu kuvvetleri Zamantı Kalesi önünde büyük bir bozguna uğrattı. Ardından yine Memlük taraftarı Üçoklardan Ramazanoğullarını yenerek Feke, Ayas ve Sis kalelerini aldı. Memlüklerden Darende'yi zaptetti. Bu fetihler üzerine Haleb ve Şam Türkmenleri Osmanlılara meyletmeye başladılar. 280 Kayı II: Cihan Devleti 1468'de Memlük tahtına çıkan Kayıtbay, Dulkadırlılar üzerine önce Emir Kulaksız ardından atabek Emir Özbek komutasında kuvvetler sevk etti ise de bunların da akıbetleri öncekiler gibi oldu. Yeni başarıları üzerine Şehsuvar Bey, el-Melikü'l-Muzaffer lakabını aldı. Ordularının mütemadi mağlubiyetleri üzerine Sultan Kayıtbay Fatih'e müracaat ederek iki devlet arasındaki dostluğun ezeli ve ebedi . olduğunu belirterek aradaki anlaşmazlıkları gidermek istediğini ve evvelce su kuyuları sebebiyle gelenleri kovan kişilerin cezalandırılacağını bildirdi. Ancak bu teklife karşılık Fatih'in gönderdiği namesinde, Memlük sultanına, "Hadimü'l-Haremeyn ve karındaşım Mısır Sultanı" diye hitap etmesi yeni birtakım karışıklıkların çıkmasına sebep oldu. Zira Fatih de dahil olmak üzere evvelce Osmanlı sultanları Mısır hükümdarlarına "Sultan-ı Haremeyn babam" diyerek hitap ederlerdi. Fatih'in bu yeni hitap şeklini beğenmeyen Memlükler, Osmanlı elçisine gereken değeri göstermediler. Elçi, ertesi gün sultanın huzuruna çıkarıldığında da yer öpmeye zorlandı. O da: "Ben yer öpmeye gelmedim. Padişahımdan Mısır sultanına selam getirdim'' diyerek reddetti ve yeni birtakım hakaretlere uğradı. Diplomatik münasebetlere büyük önem verdiği anlaşılan Fatih, bu olay üzerine vaziyeti izah maksadıyla İstanbul'a gelen Memlük elçisine: "Mısır tahtı gibi bir şehre kanun, kaide bilmez kişi hükmeyliyor" diyerek teessürünü beyan etmiştir.259 Buna rağmen Sultan Kayıtbay, Şehsuvar Bey'den kurtulabilmek için ne pahasına olursa olsun Fatih'le anlaşmak istiyordu. Bu itibarla kıymetli hediyelerle yeni bir elçilik heyetini İstanbul'a gönderdi. Şehsuvar Bey'in desteklenmemesi karşısında Dulkadırlı topraklarının Osmanlılara terk edileceğini bildirdi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder