YEMİNİNİ İADE EDİYORUM!
Başta Papalık ve Bizans olmak üzere, bütün Hristiyan aleminin Osmanlıları Avrupa kıtasından atmak için olanca imkanlarını seferber ederek hazırladıkları büyük Haçlı ordusu, Sultan Bayezid Han'ın karşısında mukavemet bile edememişti. Fransızların meşhur şövalyesi Korkusuz Jan başta olmak üzere pek çok asilzade ve şövalye esirler arasında bulunuyordu.
Asilzade ve şövalyelerin hepsi fidye vererek kurtuldular. Memleketlerine dönecekleri gün Yıldırım, bunlara bir ziyafet verdi. Bu ziyafette Korkusuz Jean ve arkadaşlarının; "Bu andan itibaren Yıldırım Bayezid Han'a karşı gelmeyeceğimize ve ona karşı silah kullanmayacağımıza namus ve şerefimiz üzerine yemin ederiz" demeleri üzerine Yıldırım Bayezid Han ayağa kalkarak:
''Avrupa'da Korkusuz lakabını almış olan Jan'a ve arkadaşlarına diyorum ki, bana karşı silah kullanmayacağınıza dair ettiğiniz yeminleri size iade ediyorum. Gidiniz, yeniden ordular toplayınız ve bizim üzerimize geliniz. Bana bir kere daha zafer kazanmak imkanını sağlamış olursunuz. Zira ben, Allahu Tealanın dinini yaymak ve O'nun rızasına kavuşmak için dünyaya gelmişim" dedi.
Niğbolu zaferi, gönderilen fetihnamelerle memleketin her tarafına, Asya'daki hükümdarlara, Mısır sultanına, Irak ve Acem beylerine, Tatar hanına, Bursa kadısına müjdelendi. Mısır'da bulunan Abbasi halifesi, zafernameye verdiği cevapta Yıldırım Bayezid Han'a, Sultan-ı İkliın-i Rum unvanı ile hitap etti. O günden itibaren Osmanlı hükümdarlarına sultan denilmesi adet oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder