DÖRDÜNCÜ BÖLÜM YILDIRIM BAYEZİD HAN
Ettiğiniz yeminleri size iade ediyorum. Gidiniz,
yeniden ordular toplayınız ve bizim üzerimize
geliniz. Bana bir kere daha zafer kazanmak imkanını
sağlamış olursunuz. Zira ben Allahu T e Wnın
dinini yaymak ve O'nun rızasına kavuşmak için
d ünyaya gelmişim.
ANADOLU'DA BİRLİK MÜCADELESİ
Osmanlı tahtında hemen her padişah değişikliğinde, Anadolu
beylerinin harekete geçmesi artık adet halini almış bulunuyordu.
Nitekim Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi sırasında Yakub Çelebi'yi
öldürtmesi Anadolu beyleri için bir sebep teşkil etti. Özellikle
Anadoluaa Osmanlı hakimiyetinin gelişmesini istemeyen Karamanoğulları bu hadiseyi körükleyerek Anadolu beyliklerini Osmanlılar
aleyhine kışkırtmaya başladı.
Bunun üzerine Balkanlar'da gerekli tedbirleri alan Yıldırım Bayezid süratle Anadolu'ya geçti. Saruhan, Aydın, Menteşe ve Germiyan beyliklerini kısa sürede aldı (1389-1390). Fetihlerle birlikte
bu bölgede Osmanlı idari teşkilatını kurdu ve Kütahya merkez
olmak üzere vücuda getirilen Anadolu eyaleti beylerbeyiliğine Kara
Timurtaş Paşa'yı tayin etti.
Hamidoğullarına ait yerlerin büyük kısmını da zapt eden Bayezid, Antalya'yı da Osmanlılara bağlı bir sancak durumuna getirdi.101
Yıldırım Bayezid bu harekatı ile Anadolu'yu bir Osmanlı vilayeti
haline getirmek düşüncesinde olduğunu gösteriyordu.
Nitekim Batı Anadolu'daki beylikleri ortadan kaldırdıktan sonra
derhal Karamanoğulları üzerine yürüdü. Karamanoğlu Alaaddin
Ali Bey karşı duracak güç ve kuvveti kendinde göremediğinden
Taşili'ne doğru çekildi.
Bayezid Han da süratle gelerek Konyayı kuşattı.
Harman zamanı olduğundan halkın bütün mahsulü kale dışında
bulunuyordu. Sahipleri korkudan kale içine kapanmışlardı.
Padişahın fermanı ile halkın bu mahsüle el sürmesi yasaklandı.
"Her kim yağma ve talana kalkışır, halkın malına bir habbe zarar
verirse en şiddetli cezalar ile cezalandırılacaktır". diye tellallar haber
verdiler.
Bayezid Han'ın gazabının şiddeti ve yıldırımlar çeken hiddeti
herkesin yüreğinde öyle tesir etmişti ki hiç kimse bir buğday tanesine dahi bakamadı.
Ancak asker bu defa da erzaksızlıktan sıkıntıya düşmüş bulunuyordu.
Bunun üzerine bazı iş erleri hisar altına kadar gelerek halka
padişahın yasağını bildirip şöyle seslendiler:
"Mahsulünüz ovada yatmakta olup havadan kuşlara, yerden de
böceklere yem oluyor. Niçin gelip satmazsınız? Dilediğiniz fiyata
satın alınsın. Böylece Allahu Teala'nın nimetlerinden iki tarafda
faydalansın."
Bu sözler hisar içinde yayılınca halk padişahın hak severliği ve
adaletine hayran kaldı.
Derhal satış işine birkaç kişiyi görevlendirip kaleden çıkardılar.
Bunlar diledikleri gibi mallarını satarak umduklarından daha fazla
parayı ellerine geçirdiler.
Konyalılar cihanı tutan padişahın adaletini, ihsanını, lütufunu
işittikleri zaman, hisarı teslim etmek, padişahın gelişine alkış tutmak
üzere hazırlandılar. Adaletinin tatlı yelleri çevre illerde de böylece
esmeye başlayınca her zaman halk cömert ve keremli padişaha
boyun eğmeyi diler oldular.102
Karamanoğlu talihin elvermediğini, bayraklarının indirildiğini
görünce umutsuzluğa kapılıp ağlayarak ve yalvararak padişahın
fermanına boyun eğdiğini bildiren mektuplar gönderdi. Geçmiş
kusurlarının hoş görülüp affedilmesini diledi. Ayrıca bundan sonra
bağlılık yolundan ayrılmayacağına, kulluğun bütün gereklerini can
ve başla yapacağına yeminler vermişti. Karaman ilinden birkaç kale
ve bucakla yetineceğini arz etmişti.
Karamanoğlu'nun dilekleri, yakarışları ve bağlılık gösterileri
neticesinde padişah suçlarına göz ·yumarak affetme yolunu tuttu.
Larende ve Taşili'ni Karamanoğlu'na bırakarak Çarşamba suyunu
sınır tayin edip Bursa'ya döndü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder