Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

11 Kasım 2020 Çarşamba

MÜKRİMİN HALİL YİNANÇ - Bir Kara Mizah Örneği

 


Program aynen uygulanıyor. Sağlam 14 dişini çektiren Mükrimin Hoca konu­şamaz, çalışamaz kesin teşhisiyle aldığı raporu Şemsettin Günaltay’a gönderiyor/ ve Nutku okumaktan kurtuluyor. Mükrimin Halil Bey gibi fevkalâde çekingen ürkek bir kimsenin Yassıada Mahke- meleri’nin ilgisini çekmesi, bir vesileyle şahitlik etmek üzere Adaya çağrılması ise tam bir kara mizah örneği.

27 Mayıs 1960 askerî darbesinden önce Mükrimin Hoca, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü de yapmış olan Prof. Kâzım İsmail Gürkan ve birkaç arkadaşı, Kon- yalı avukat Halis Bey’in evinde bir araya geliyorlar. Toplantının gayesi sohbet ve yemek. Askerî darbeyle birlikte hükümet düşürülüp Meclis kapatıldıktan ve özel mahkemeler kurulduktan sonra Mük­rimin Hoca, Yassıada’ya şahitlik için çağrılır. Hoca merak içindedir ve kısa sürede çağrının sebebi anlaşılır.

Evinde arkadaşlarına yemek veren avu­kat Halis Bey, profesörler hakkında yeni yönetime bazı bilgiler vermiş ‘Bunlar Demokrat Partiye ve başındakilere çok bağlı kimselerdi. Benim evimdeki yemekte üniversitede, Demokrat Partili yöneticilerin ve onların hükümetinin istedikleri değişiklikleri nasıl yapacakla­rını konuştular...’ gibisinden iddialarda bulunmuş.

27 Mayıs sonrasında böyle bir iddianın, k muhataplarını nerelere kadar götüreceği, ' başlarına ne işler açacağı izahtan vares­tedir. İddia hemen ciddiye alınmış ve takibat başlamış. Korkaklığı ile meşhur Mükrimin Bey böyle bir davet alınca ne yapacağını şaşırmış. Aynı eski hikâyede olduğu gibi bundan da kendini sıyırmak için bir çare bulmuş. Mahkeme Başka­nı nın ev toplantısı ile ilgili sorularını, ‘yemekte içki içmiştik, ben konuşulanları hatırlamıyorum. Ne söylesem yalan olur’ demiş.

Mahkeme Başkanı Başol, ‘Hocam hafızanızın kuvvetliliği bütün ülkede bi­liniyor. Nasıl hiçbir şey hatırlamazsınız?’ dedikçe Hoca ‘İçki yüzünden’ diye cevaplamış. Hocanın bu tavrı, yargılanan

Demokrat Parti milletvekilleri arasında da takdirle karşılanmış. Hocaya olan saygıları bir kat daha artmış.

Hoca Marmara Kıraathanesine birkaç kez gelmişti. Osmanlı sohbet geleneğinin en parlak örneklerinden biriydi. Türk tarihi konusunda çok büyük uzman­dı. Ama ne yazık ki bütün bilgilerini kitaplara geçirmedi. Derslerinde anlattı,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder