Kavminin reîsi, en şereflisi şâir Tufeyl bin Amr ed-Devsî (r.a.) Müslümanların Kureyş müşriklerinin elinden çok sıkıntılar çektiği bir zamanda Mekke-i Mükerreme’ye gelmişti. Kureyşliler ona “Ey Tufeyl, sen memleketimize geldin. (Re- sûlullân’ı (s.a.v.) kasdederek) bu adamın da acâyib hali var. Söylediği söz -Kur’ân-ı Kerım’i kasdediyorlar- sihir gibidir. İnsanı babasından, kardeşi kardeşinden, kocayıkarışından ayırıyor. Seninle kavminin arasına -bizde olduğu gibi- bir tefrika düşmesinden korkarız. Sana nasihatimiz, onunla sakın konuşma, sözlerini dinleme." demişlerdi.
Tufeyl (r.a.) der ki: “Vallâhi, bu sözü bana o kadar çok söylediler ki, konuşmamaya, sözünü işitmemeye karar verdim. O derecede kı, Mescıd-i Haram’a girdiğim vakit ne olur ne olmaz belki sözlerini duyarım korkusuyla kulaklarıma pamuk bile tıkamıştım. Mescidde Resûlullâh'ı (s.a.v.) gördüm. Kâ’be’nin yanında durmuş, namaz kılıyordu. Ona yakın bir yerde durdum. Sözlerinden bazılarını işitmemek mümkün olmadı. Hoşuma gitti.
Kendi kendime: “Ben, iyiyi kötüyü fark etmeyecek adam değilim. Söylediklerini dinlememe ve güzel bulursam kabul, bulmazsam terk etmeme ne mâni var?” dedim ve bir tarafa gizlendim. Namazını kılıp evine doğru giderken ona kavmi- min dediklerini söyledim ve;
“Bana ne diyeceksen de.” dedim. Bana İslâm’ı teklif etti, biraz Kur’ân-ı Kerîm okudu. Vallâhi, bundan güzel hiçbir.söz işitmemiştim. Hemen iman ettim ve dedim ki:
“Yâ Resûlallâh, ben kavmimin reisiyim. Memleketime dönüp onları da’vet niyetindeyim. Kolaylık olsun diye bana dua et.” Bunun üzerine: “İlâhî, onun için bir âyet, bir alâmet yarat.” diye dua buyurdu.
Mekke’den çıktım. Karanlık bir gecede kavmimin ikâmet ettiği su başına nâzır tepeye vardığımda iki gözümün arasında Kandil gibi parlayan bir nur peydâ oldu. İçimden: “Aman, yüzümde olmasın, belki hastalık zannederler.” dedim. O nur sopamın başına intikâl etti. Kandil gibi duran o nuru birbirine göstermeye başladılar. Bundan dolayı kavmi kendisine rZünnûr” namını verdiler. Tufeyl bin Amr (r.a.), kavminin îmânına sebep olmuştu. Hayber Gazası esnasında yetmiş, seksen kişi ile huzur-ı Resûıüllâh’a müşerref olmuşlardır. Bunların arasında -en çok hadîs-i şerif rivayet etmek şerefine mazhar olan- Ebû Hüreyre de (r.a.) vardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder