"Ey Müminler! Size bir emanet bırakıyorum ki, siz ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah kitabı Kur’ân’dır."
“Ey Mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi muhafaza ediniz! Müslüman müslümanın kardeşidir ve böylece bütün müslümanlar kardeştirler. Din kardeşinize aid olan herhangi bir hakka tecavüz -gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olması müstesna- helâl değildir.
Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyiniz! Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.”
“Ey İnsanlar! Cenâb-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Vâris için vasiyete lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aiddir. Zinakâr için mahrumiyettir. Babasından başkasına neseb iddia eden soysuz, yahud efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allâh’ın gazabına, meleklerin ve bütün müslümanların ilencine; la’netine uğrasın! Cenâb-ı Hak bu kabîl insanların ne tövbelerini ne de adalet ve şahâdetlerini kabul eder.”
“Ey İnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz!” diye sordu. Ashab-ı Kiram:
“Allâh’ın risâletini tebliğ ettin; risâlet vazifeni îfâ ettin, bize vasiyet ve nasihatte bulundun! diye şahâdet ederiz” dediler.
Resûl-i Ekrem mübarek şehâdet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek üç kere:
“Şâhid ol ya Rab! Şâhid ol ya Rab! Şâhid ol ya Rab” buyurdu.
“Ey İnsanlar: Cenâb-ı Hakk’a hamd ve senâ, tekbir ve tehlil ettikten sonra derim ki:
Sizi, Allâh’ın kitabına bağlayan Peygamberinizin sözlerini iyi dinleyiniz ve ona itaat ediniz!
Hac ibadetinizin bütün eşkâlini benden gördüğünüz gibi îfâ ediniz!
Öyle sanıyorum ki, ben bu seneden sonra bir daha haccedemem.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder