Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

6 Mayıs 2020 Çarşamba

REŞADİYE VE SULTAN OSMAN ZIRHLILARININ ÂKIBETİ



Osmanlı İmparatorlu­ğu 1913’te İngilte­re’ye iki savaş ge­misi siparişi ve­rir. Gemiler dö­nemin en mo­dem teknolojisi ile donatılacaktır.
Sadece Sultan Os­man zırhlısı için 3 milyon 387 bin 475 altın lira pe­şin olarak tıkır tıkır ödenir. Bir o kadar da Reşadiye için... Bu pa­ra İngiliz gemi yapım şirketi Vikers-Armstrong'a ödenmiştir. Bir sözleşme imzalanır ve gecik­me tazminatı olarak gün başına 100 altın lira ceza şartı konulur.

Hesap Ortada
Fakat ne Osmanlı, ne de Tür­kiye Cumhuriyeti hükümetleri bu gemileri teslim alamaz. Üste­lik ödenilen anapara da alına­maz, dahası gecikme tazminat­ları da... Bu sözleşme hükümle­rine göre savaş gemileri için ödediğimiz para bugünkü para ile 74.524.450 USD. Bugüne ka­dar olan gecikme tazminatı ki faizi hariç 37.262.000 USD tutu­yor.
Bir altın lirayı 10 gram altın, bir altım da 11 dolar üzerinden hesaplayıp liraya çevirdiğimiz­de karşımıza bu rakam çıkıyor. Üstelik bu para 90 yıldır öden­memiş, kendileri çalıştırmışlar. 



II. Abdüllıamid Han indiril­dikten kısa bir süre sonra orta­lık toz duman olur. Sultan Reşad padişahtır ama ipler İttihat­çıların elindedir. Akdeniz küffar gölü olmuştur. Balkanlarda peri­şan olmuşuz. İttihatçılar neye uğradıklarını şaşırırlar. Sık sık Abdülhamid Han’ı ziyaret ederek akıl fikir danışırlar. Ancak ok yaydan çıkmış, Abdülhamid Han da vefat etmiştir. 
Mahmut Şevket Paşa, paçayı kurtarma­nın yolu iyi bir ordudan geçer diye düşünür. Ancak sağlam bir kafadan geçer diye düşünen yoktur. Olsa bile kendi kafaları­nı sağlam gördüklerinden işe orduyla başlarlar. En zayıf gör­dükleri deniz kuvvetlerine el atarlar. Ancak işin bir de mali yö­nü vardır. Donanma ve donan­mama gibi bir mesele vardır or­tada. Hazine desen yayla... İçine fare düşse açlıktan gidecek. Ama olsun, milletin fedakarlığı ne güne duruyor?.. Hem onların adına darbe yapıp padişahı taht­tan indirmemişler miydi?..

Milletin Fedakârlığı
Hemen bir ilanla halkı göreve çağırırlar. Aziz millet  bir çırpıda toplayıverir parayı. Sonra doğruca İn­giltere'ye gönderilir. Mahmut Şevket Paşa hatıralarında şöyle der; “İngilizler bu iki gemi için 12 ay mühlet istiyorlar. Bu çok fazla. Tersane işçilerinin grev yaptığını ileri sürüyorlar. Bir grev için bu kadar mühlet çok fazla. Gemilerin inşasına nezaret eden Bahriye Binbaşı­sı mühendis Vasıf Bey’e, fir­mayı sıkıştırması için emir verdim. Anlaşmaya göre fir­ma her gecikme günü için 100 altın tazminat ödeyecekti. Fa­kat bu meblağın hiçbir önemi yoktu...” Paşa önemi yok diyor­du. Ama gemilerin parası mille­tin cebinden çıkmıştı ve ingilizler çatır çatır bu parayı kullanı­yorlardı. Şöyle devam ediyor Mahmut Şevket Paşa; “Bu Reşa­diye zırhlısı ki; dünyanın en büyük savaş gemilerinden biri olacaktı, hiçbir zaman Türki­ye’ye teslim edilmedi. İngiliz hükümeti, geminin teslim edil­memesi için firmaya baskı ya­pıyor. Gemileri alıp önce Yu­nanistan ’ı Ege ’den sürecek sonra Almanya ile birleşeceği­mizden korkuyor. "
Aynı durum Sultan Osman zırhlısı için de geçerlidir. Paşa bununla ilgili olarak da şöyle di­yor; “Sultan Osman zırhlısı da Reşadiye’nin akibetine uğra­dı. Her ikisi de inşa edildiği halde İngiliz donanmasına katıldı. ”
Mahmut Şevket Paşa bu trafik sırasında 11 Haziran 1913’te su- ikastle öldürülür. Bu suikastin gemilerin teslim edilmemiş ol­masıyla ilgisi var mı bilinmez
Yerine ünlü Cemal Paşa ge­çer. Bu da hatıralarında yazdığı şekliyle o sırada Denizcilik Ba­kanlığı adına Londra'da bulu­nan Vasıf ve Rauf (Orbay) bey­lere talimat verir. Veriş o veriş, arkası kiraz bahçesi çıkar. Zırh­lılar, Yahya Kemal’in Sessiz Gemi şiirinde olduğu gibi ka­ranlıklara karışır.
Şimdi ne Mahmut Şevket Pa­şa, ne Osmanlı yaşıyor Ama İn­giltere krallığı ile sözleşmelere imza koyan Vikers-Armstrong şirketi dimdik ayakta. İsmini 1987'de “Vikers-Armstrong De­fence Systems Limited” olarak değiştirdi. Şirket statüsünün faa­liyet alanı maddesinde “savaş araçlan" yazıyor. Uluslar arası ilişkilerde doğabilecek çelişkile­rin çözümlenmesinde bir yasal mekanizma var ki adına “Dev­letler Hukuku” deniyor.



Tazminat Hakkı
Lozan anlaşmasına göre böyle bir talebimiz imkansızmış. An­cak ilgili maddenin ne olduğuna kimse bir cevap vermiyor. Am­ma velakin bakanlığın 1984’te yayınladığı kitapta sözü edilen 140. madde, resmen İngilte­re’den bu tazminatı, ana parayı kuruşuna kadar isteyebileceğimizi gösteriyor.
Ayrıca gemileri tersaneden alıp kendi donanmasına katan ve bize karşı kullanan İngiltere'yi, Avrupa mahkemelerine verebiliriz. 
Osmanlı Devleti’nin yaptı­ğı anlaşmalardan doğan hak ve mükellefiyetlerimizin intikalini kabul ettik  O halde  bu parayı talep edip hakkımız olanı alabilliriz .

KAYNAK : Tarih ve Düşünce 2003 Sayı/4

FACE : https://www.facebook.com/SESL%C4%B0-TAR%C4%B0H-104683004490362/?modal=admin_todo_tour

TWİTTER : https://twitter.com/bilge_yolu





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder