İmâm Gazâlî hazretleri buyuruyor ki: İlimlerin en ehemmiyetlisine bütün gayretiyle sarılmak lâzımdır ki bu: Ahiret ilmidir, yani marifetullâh; Allâhü Teâlâ'yı bilmektir.
Âhiret ilminin tahsili, ibâdetle ve mücâhede ile tezkiye edilmiş (temizlenmiş) kalbe Allâhü Teâlâ’nın koyduğu bir nur ile olur. Bu da insanı Hz. Ebûbekr’in (r.a.) imanı gibi kuvvetli bir iman sahibi olmaya götürür ki Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) onun hakkında: “Eğer bütün yeryüzündekilerin İmanı Ebû Bekir’in imanıyla tartılsa Ebûbekr’in imanı elbette ağır gelirdi” buyurmuşlardır. Bu ilim, onun sadrında yerleşmiş bir sırdır. Burhanlar ve delillerle elde edilecek şey değildir.
Resûlullâh’ın (s.a.v.) bu mübârek sözünü işittiği halde mutasavvıfların buna uygun sözlerine dudak bükene şaşılır. Bu sırrı bilmeye harîs ol, gayret et. Bu ilme ancak öğrenmek hususunda azimli olursan kavuşursun.
İyi bil ki ilimlerin en şereflisi marifetullâhdır; Allâhü Teâlâ’yı bilmektir.
Hikmet sâhibi bir zât diyor ki: Bir şeyi ne kadar güzel yaparsan yap Allâhü Teâlâ yı bilmedikçe onu güzel yaptığını sanma.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder