Ezan ve İkamet
144- SORU : Ezan, lûgatta ne demektir ?
CEVAP : Bildirmek
SORU : Şeriat deyiminde, ne demektir ?
CEVAP : Farz namazlar için belli vakitlerde bilindiği şekilde okunan mübarek sözlerden ibarettir.
SORU : Ezan okuyana ne denir ?
CEVAP : Müezzin
SORU : Farz namazlar için ezan okumak, bu namazların kılınacağını ilan edip bildirmek nasıl tesbit edilmiştir ?
CEVAP : Kitab ve sünnetle sabittir.
SORU : Müslümanlığın başlangıcında ezan nasıl okunurdu ?
CEVAP : Bir müddet, namaz vakti gelince: "Essalâte, Essalâte = Namaza, namaza" veya: "Essalâtü camiatün = Namaz toplayıcıdır," deniliyordu.
Yani, namaz müslümanların güzel bir toplum halinde yaşamalarına vasıtadır. Birtakım güzellikleri ve şükür nevilerini kapsar diye çağırma yapılmıştı. Peygamber Efendimizin birinci hicret yılında, Medine-i münevvere'de Hazret-i Peygamberin Mescidi inşa edilip tamamlanmıştı. Ashab-ı kiram muntazam bir halde toplanarak cemaatla namaz kılmaya başlamışlardı. İşte bu sırada Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) namaz vakitlerinin insanlara duyurulması konusunda arkadaşları ile bu işi görüşmeye başladı.
SORU : Sonunda ezan nasıl bildiğimiz gibi okunmaya başlanmıştır ?
CEVAP : Ashabdan bazı zatların aynı şekilde görmüş oldukları sadık rüyaya ve o rüyayı doğrulayan bir vahye dayanarak
SORU : Bu ezan erkekler için nedir ?
CEVAP : Vacib kuvvetinde bir müekked sünnettir.
Müslümanlığın en büyük alametlerinden biridir. Peygamberimizin Hicreti bahsine bakılsın!...
Ezan aracılığı ile halka hem namaz vakitleri, hem de namazların kılınacağı bildirilmiş oluyor. Ayrıca namazın kurtuluşa ve mutluluğa sebeb olacağı da söylenmiş oluyor. Bununla beraber, bütün cihana karşı İslam dininin en kutsal esasları ilan edilmiş bulunuyor.
Doğrusu yeryüzünde namaz vakitleri değişik saatlere rastlamaktadır. Bu bakımdan hiç bir saat yoktur ki, İslam mabedlerinin yüksek minarelerinden bütün insanlığa Yüce Allah'ın varlığı, birliği, büyüklüğü, Peygamberimizin Risaleti, namazın kurtuluşa ve mutluluğa sebeb olduğu, yüksek bir sesle ilan edilmiş olmasın. Ne şerefli bir hakka davet görevi!..
Ezan ve ikametle ilgili bazı hükümler vardır. Şöyle ki:
1) Ezan şu mübarek kelimelerden ibarettir. "Allahü Ekber, Allahü Ekber, Allahü Ekber, Allahü Ekber... Eşhedü en lâ ilâhe illallah, Eşhedü en lâ ilâhe illallah. Eşhedü enne Muhammeden resûlullah, Eşhedü enne Muhammeden resûlullah. Hayye ale's salâh, hayye ale's-salâh. Hayye alel-felâh, hayye alel-felâh. Allahü Ekber, Allahü Ekber. Lâ ilâhe illallah" ... Memleketimizde bir müddet ezan yerinde ezanın şu tercümesi okunmuştur: "Tanrı uludur, Tanrı Uludur, Tanrı Uludur, Tanrı Uludur Şübhesiz bilirim bildiririm Tanrıdan başka yoktur tapacak, Şübhesiz bilirim bildiririm Tanrıdan başka yoktur tapacak.
Şübhesiz bilirim bildiririm Tanrının elçisidir Muhammed, Şübhesiz bilirim bildiririm Tanrının elçisidir Muhammed.
Haydin namaza, haydin namaza. Haydin felâha, haydin felâha. Tanrı uludur, Tanrı uludur. Tanrıdan başka yoktur tapacak." Sabah ezanlarında: "Hayye alel-felâh"lardan sonra iki defa "Essalâtü hayrün mine'n-nevm= Namaz uykudan hayırlıdır, diye okunur.
2) Erkekler yalnız başına yahut cemaatle namaza durdukları zaman ikamet yapılır. Ezan sözleri aynen okunur. Yalnız "Hayye alel-felâh"lardan sonra yine iki kere: "Kad kametissalâh" denilir ki, namaz başladı demektir.
Bir de ezanda, her cümle arasında bir bekleme (sekte) yapılır, ikinci cümlelerde ses biraz daha yükseltilir. Buna "Teressül, irtisal" denilir. İkamette ise duraklama yapılmaz. Sürekli okunur ki, buna "Hedir" denir.
3)
SORU : Her farz namaz için bir ezan ve bir ikamet meşrudur; yalnız cuma namazında iki ezan vardır. Bunun için bir camide ezan ve ikametle vakit namazı usule göre kılındıktan sonra, tekrar cemaatle veya yalnız başına namaz kılacak olanların o vakit namazı için ezan ve ikamet getirmelerine gerek var mıdır ?
CEVAP : Hayır
SORU : Vitir, bayram, teravih ve diğer nafile namazlarda ikamet var mıdır ?
CEVAP : Hayır
4)
SORU : Evde veya kırda kılınacak farz namazlar için hem ezan, hem de ikamet getirmek nedir ?
CEVAP : Daha faziletlidir.
SORU : Yalnız ikametle de yetinilebilir mi ?
CEVAP : Evet
SORU : Ezanla yetinilebilir mi ?
CEVAP : Mekruhtur.
5)
SORU : Bir namaz için daha vakti gelmeden ezan okumak caiz midir
CEVAP : Hayır
SORU : Böyle okunan bir ezanı ne yapmak gerekir?
CEVAP : İade etmek
SORU : Neden ?
CEVAP : Çünkü bununla namaz vaktinin girmiş olduğu haber verilmiş olmuyor.
SORU : İmam Ebû Yusuf ile üç imama göre nasıldır ?
CEVAP : Yalnız sabah namazı için vaktinden önce ezan okumak caizdir.
6)
SORU : Ezan ile ikamet arasını biraz ayırmak uygundur. Şöyle ki: Akşam ezanından sonra nasıl yapılmalıdır ?
CEVAP : Üç kısa ayet okunacak kadar bir ara verilmeli, sonra ikamet yapılmalıdır.
SORU : Diğer vakitlerde ise,nasıl yapılmalıdır ?
CEVAP : Farz namazların iki rekatinde on iki ayet okumak şartı ile namazın tamamlanması kadar bir zaman bekleme yapılmalıdır.
7)
SORU : Ezan ve ikamet, vakit namazları için nedir ?
CEVAP : Sünnet
SORU : Kaza namazları için nedir ?
CEVAP : Sünnettir
SORU : Neden ?
CEVAP : Çünkü ezan ile ikamet, vakitlerin değil, namazların sünnetidirler.
8)
SORU : Bir kısım kaza namazları başka başka yerlerde kaza olarak kılınacakları zaman,ezan ve ikamet nasıl yapılır ?
CEVAP : Her biri için ezan ve ikamet gerekir.
SORU : Bir yerde kaza edilecekleri zaman ezan ve ikamet nasıl yapılır
CEVAP : Her bir namaz için ezan ve ikamet daha faziletli
SORU : İlk kaza edilecek namaz için ezan ve ikamet getirdikten sonra, diğer namazlar için yalnız ikamet yeterli midir ?
CEVAP : Evet
9)
SORU : İkamet ile namaz arasında yemek-içmek veya yıkanmak gibi bir iş yapılsa ne gerekir ?
CEVAP : İkameti tekrarlamak
SORU : İkamet getiren kimse, ikametten sonra sünnet kılsa ikamet iade edilir mi?
CEVAP : Hayır
SORU : İmam ikametten sonra hazır bulunsa, ikamet iade edilir mi ?
CEVAP : Hayır
10)
SORU : Müezzin olan şahsın sünneti bilen ve takvası olan kimse olması nedir ?
CEVAP : Müstahabdır.
SORU : Cahillerin ve fasıkların ezan okumaları nedir ?
CEVAP : Mekruhtur.
11)
SORU : Sarhoşun, delinin, bûluğ çağına ermemiş çocuğun okuyacağı ezanı ne yapmak gerek ?
CEVAP : İade etmek mendub veya vacibdir.
SORU : Aklı yerinde olan bir çocuğun ezan okuması nedir ?
CEVAP : Bir rivayete göre mekruhtur.
12)
SORU : Ezanı oturarak okumak nedir ?
CEVAP : Mekruhtur.
SORU : Ancak kendisi için okuyacaksa ?
CEVAP : Keraheti olmaz.
SORU : Yolcudan başkası için, hayvan üzerinde ezan okumak nedir ?
CEVAP : Mekruhtur.
13)
SORU : Ezanda telhin (ezan kelimelerinin harflerini bozacak şekilde okumak) nedir ?
CEVAP : Mekruhtur.
14)
SORU : Kadınların, bunakların, cünüb olanların ezan okumaları veya ikamet getirmeleri nedir ?
CEVAP : Mekruhtur.
SORU : Bunların ikamet ve ezanları iade edilmeli midir ?
CEVAP : İkametleri değilse de, ezanları iade edilmelidir.
SORU : Neden ?
CEVAP : Çünkü ezanın tekrarlanması, cuma gününde olduğu gibi, meşrudur.
SORU : Abdestsiz kimselerin de ikamette bulunmaları nedir ?
CEVAP : Mekruhtur.
15)
SORU : Müezzin cemaatin haline bakmalıdır. Cemaat bir namazın vaktinde kılınmasını islediği takdirde ne yapmalı ?
CEVAP : Hemen ikamette bulunmalı
SORU : Mahalle büyüğünün veya dengi kimselerin gelmesini beklenilmeli midir ?
CEVAP : Hayır
SORU : Neden ?
CEVAP : Çünkü bunda riya, boyun eğme ve cemaata eziyet verme vardır
16)
SORU : Müezzin ezan ve ikamet getirirken ayakta olarak nereye yönelir ?
CEVAP : Kıbleye
SORU : "Hayye ales- salâh = Haydin namaza" derken ne tarafa döner
CEVAP : Sağ tarafa,
SORU : "Hayya alel-felâh= Haydin felaha" derken ne tarafa döner?
CEVAP : Sol tarafa
SORU : Minarede ise, ne yapar ?
CEVAP : Duruma göre sağ taraftan sol tarafa doğru dolaşarak ezanı bitirir.
SORU : Ezanda sesin yükselmesine yardımcı olsun diye ne yapar ?
CEVAP : İki parmağının uçlarını iki kulağına tıkar.
17)
SORU : Sesi yükseltmek ve güzelleştirmek gibi meşru bir özür olmaksızın ikamet esnasında boğazı temizlemek (tenehnuh) nedir ?
CEVAP : Mekruhtur
SORU : Ezan ve ikamet arasında müezzinin konuşması nedir ?
CEVAP : Mekruhtur
SORU : Bu arada kendisine verilecek olan bir selamı karşılar mı ?
CEVAP : Hayır
18)
SORU : Ezan okunurken, ezanı duyanların ne yapmaları gerekir ?
CEVAP : Dinlemeleri ve konuşmayı kesmeleri gerekir.
SORU : Kur'an okuyan kimse ne yapmalı ?
CEVAP :
1-Durup ezanı dinlemesi daha faziletlidir.
2-Camide veya kendi evinde Kur'an okumakta bulunan kimse okuyuşuna devam eder. Fakat kendi mahalle mescidinde ezan okununca onu dinler.
SORU : Bununla beraber ezan okunurken onu duyanların konuşmaları için ne denmektedir ?
CEVAP : Bir kerahet olduğu da söylenmektedir.
19)
SORU : Ezan ve ikameti işiten kimsenin, müezzinin söylediklerini aynen tekrarlaması nedir ?
CEVAP : Müstahabdır.
SORU : Yalnız müezzin: "Hayye ales-salâh, Hayyealelfelâh" dediği zaman işiten bunların yerine ne der ?
CEVAP : "Lâ havle ve lâ kuvvete illa billah""Günahlardan sakınıp dönmek ve itaata güçlü bulunmak, ancak Yüce Allah'ın koruması ve yardımı ile olur." der.
SORU : Sabah ezanında da müezzin: "Essalatü hayrün minennevm" deyince, işiten kimse ne der ?
CEVAP : "Sadakte ve berirte = Doğrusun, gerçeği söylemiş bulunuyorsun" der.
SORU : Ezanı işiten kimse cünüb dahi olsa, bu şekilde müezzine karşılıkta bulunur mu ?
CEVAP : Evet
SORU : Neden ?
CEVAP : Çünkü bu bir övgüdür.
SORU : Hayız ve nifas hallerinde olan kadınlar bu ezan çağrısına karşılık vermezler mi ?
CEVAP : Hayır
SORU : Neden ?
CEVAP : Çünkü onlardan namaz sorumluluğu düştüğünden sözle karşılıkta bulunmak sorumluluğu da düşmüştür
20)
SORU : Ezanı işiten kimse, birinci defa "Eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah" denilince ne der ?
CEVAP : "Sallallahu aleyke ya Resûlallah = Allah sana salât etsin, ey Allah'ın Peygamberi!" der.
SORU : İkinci defa müezzin tarafından: "Eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah" denilirken ne der ?
CEVAP : "Karret aynî bike, ya Resûlallah = Gözüm seninle aydın olsun, ey Allah'ın peygamberi!" der.
SORU : Bunları söylerken de, baş parmaklarının uçlarını öperek gözlerine sürer ki, bu nedir ?
CEVAP : Müstahabdır.
SORU : İkamette bu yapılır mı ?
CEVAP : Hayır
21)
Ezanı dinleyen bir müslüman, ezanın sonunda şu duayı yapar.
Çünkü bu duayı yapan kimse şefaata hak kazanır ve Peygamber Efendimiz ona şefaat eder
"Allahümme Rabbe hazihi'd-daveti't-tammeti vessalati'l-kaimeti âti Muhammedenil-vesilete ve'l-fazilete ve'd- derecete'r-refiate veb'ashü makamen Mahmudenillezi veadtehu. İnneke lâ tuhliful, mîad."
Anlamı: "Allah'ım! Ey bu tam davetin (mübarek ezanın) ve kılınmak üzere bulunan namazın mukaddes Rabbi! Peygamberimiz Hazret-i Muhammed'e vesileyi, fazileti ve yüksek dereceyi ihsan et. Onu, kendisine söz verdiğin "Makam-ı Mahmud'a" eriştir. Şübhesiz sen, sözünden caymazsın."
22)
SORU : Beş vakit namazlar için ezan okunduktan sonra, ayrıca cemaati namaza çağırma maksadıyla "Vakti salâ" gibi bir ifade kullanılmasına ne denir ?
CEVAP : "Tesvîb" tekrar bildirme
SORU : Görülen ibadet gevşeklikleri için böyle bir uyarma yapılabilir mi ?
CEVAP : Evet Böyle yapılmasını sonraki alimler iyi görmüşlerdir.
Sonuç: Ezan-ı Muhammedi, müslümanlığın en büyük güzelliklerinden biridir. Müezzin olan zat, bütün aleme karşı Yüce Allah'ın varlığını, birliğini, Hazret-i Muhammed Efendimizin hak peygamber olduğunu ilan eder. Bütün insanları kurtuluşa ve mutluluğa çağırır. Bu bakımdan pek hayırlı bir insan demektir. Bunun için Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Müezzin sesinin yetiştiği yerlere kadar insan, cin ve diğer hiç bir şey yoktur ki, onu işitmiş olsun da, kıyamet gününde müezzin için güzel şehadette bulunmasın."
Diğer bir hadis-i şerifin anlamı şöyle: "İnsanların kıyamette en uzun boylusu müezzinlerdir."
Hazret-i Ömer (Radıyallahu Anh) şöyle demiştir: "Eğer üzerimde halifelik görevi olmasaydı, müezzinlik yapardım." Bütün bunlar, müslümanlıkla hakka hizmetin, Allah sözünü yüceltmenin, hayrı sevmenin ne kadar kıymetli ve şerefli olduğunu göstermektedir.
Vesile'nin cennette yüksek bir makam olduğu, faziletin de yine yüksek bir makam olduğu, Makam-ı Mahmud'un ise, en büyük şefaat makamı olduğu ifade edilmektedir. Böyle bir duada bulunmak Resûl-ü Ekreme muhabbetin ve ona sağlam bağlılığın bir nişanıdır.
SORU 23 : (Sorularla İslamiyet) Ezan okunurken namaz kılınabilir mi?
CEVAP : Ezanı dinleyip, ezan bittikten sonra namaza başlamak en güzelidir. Ancak ezan bitmeden namaza başlayanın namazı geçerlidir.
Önemli olan vaktin girmesidir. Vakit girdikten sonra ezan okunmadan ya da ezan okunurken kılınan namaz geçerlidir.
SORU 24 : (Fetva Meclisi) Ezan okunurken giren vaktin namazı kılınır mı? Çalışıyorum, ikindi ezanı okunurken yola çıkmış olmam gerekiyor.
CEVAP : Mesela ikindinin vakti saat 16.00'da ise tam 16.00'da ikindi namazına başlamak mümkündür. Ezanın okunmasını veya bitmesini beklemek şart değildir. Yalnız bunu itiyat haline getirip namazın önemli sünnetlerinden olan ezanı küçümseme anlayışına neden olmamak gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder