Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

9 Nisan 2018 Pazartesi

PARMAK İZİNDEKİ SIR



PARMAK İZİNDEKİ SIR 


 Herhangi bir suçluyu tesbitte sağlam bir usûl vardır: Parmak izlerinin alınması. Parmak izleri, yanıltmayan kimlik kartlarıdır. Çünkü hiçbir insanın parmak izi diğer insanınkine benzemez. Dünyâdaki insanlar sayısınca farklı parmak izleri vardır. Bu hârika kimlik üzerinde 1875 yılında Sir Edvvard Henry ciddi olarak durdu. Bir kısım tecrübelerden sonra parmak izleri polis teşkilâtınca kullanılmaya başlandı. İngiltere, ilk defâ resmen 1884’te parmak izini delil olarak kullanmayı kabul etti. Parmak izleri öylesine hârika bir yaratılışa sâhiptir ki, insan ne kadar yaşlanırsa yaşlansın, ne değişiyor ne de kayboluyordu. Hattâ üst deri koparılsa yerine çıkan deri aynı özelliklere sâhip oluyor. Yanan parmaklar bile tedâvî olunca eski özelliğini koruyor. Parmak uçlarında korunan taklidi imkânsız “iz mucizesi” hakkında Kur’ân-ı Kerîm ne buyuruyor? Kıyâme Sûresi’nin üçüncü ve dördüncü âyetlerinde Allah-ü Teâlâ. meâlen buvuruvor ki: "İnsan öldükten sonra kemiklerini bir araya top-layamayacağımızı mı sanıyor? Biz, parmak uçlarına varıncaya kadar onu derleyip toplamavakâdiriz^”  Kur’ân-ı Kerîm’in işâret ettiği bu inceliği ıncak 1300 sene sonra anlayabildi. Parmak uçlarının insanlar sayısınca farklı parmak izlerine işâret ettiğini kavrayabildi. İnsanlar ağız, burun, göz, kulak gibi uzuvlarda ne kadar farklı olsalar da birbirlerine benzeyebilirlerdi. İkiz, üçüz, beşiz insanlar vardı. Şaşırmak mümkündü. Ama parmak uçları insanı şaşırtmayan kodlara, genetik bir yapıya sâ-hipti. Milyarlarca insanın parmak izlerini birbirinden farklı olarak yaratan Yüce Allah, elbette ki onları yeniden yaratmaya da kâdirdir. İnsan vücudunda daha nice sırlar vardır. İlim adamları bu sırları çözdükçe, Allah’ın sonsuz kudretini daha iyi anlayacaklardır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder