5 Nisan 2018 Perşembe
MUSİBET VE SABIR
MUSİBET VE SABIR
Hz. Enes’ten rivâyet edilir ki, bir kimse Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) huzuruna çocuğuyla gelirmiş. Bir gün çocuğu vefât etmiş. Bu sebeple o kimse de huzura gelememiş. Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) o kimseyi göremeyince nerede olduğunu sormuş. Orada bulunanlar:
- Yâ Rasûlallâh, gördüğünüz çocuk vefât etti.
Buyurmuşlar ki:
- Niçin bana haber vermediniz? Kalkınız, karde-şimizi ta’ziye edelim.
Kalkıp o sahâbînin yanına gitmişler ve onu kederli bir hâlde görmüşler. Sahâbî;
- Yâ Resûlallâh, ben onu yaşlılığım İçin ümit ederdim. Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.);
- "Seni sevindirmez mİ ki, kıyâmet gününde o çocuğa “cennete gir” denildiği zaman, “Hani, annem babam?” der. O çocuğa üç defa “cennete gir” dendikçe, o da durmadan anne ve babasına şefaat eder. Nihayet Allâhü Teâlâ, onun şefaatini kabul buyurarak hepinizi o çocuk sebebiyle cennete koyar. Bu sevindirici değil midir?”
Bu haberde, musibete uğrayanları ta'ziye ve teselli etmenin sünnet olduğu işâret edilmektedir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder