İNSAN VE REHBER

İNSAN VE REHBER


Mahlukâtın en şereflisi olan insan, Allâhü Teâlâ’ya ibâdet için yaratılmış, sayısız nimetler, akıl ve fikir verilmiş, “ilâhı emânet” yüklenmiş ve “İbâdet” ile mesul tutulmuştur. Bu vazifesini ifâ edebilmesi için rehber ve numune-i imtisal olmak üzere kitap ve peygamberler gönderilmiştir.

Çünkü insan “nefis” sahibidir. Kötülük işlemeye kâbiliye-ti vardır, iyi ve kötüyü işleyebilen bir “varlık” olması, insanın dünyada “imtihan” hâlinde olmasının sonucudur. Bu imtihanı, îmân, sâlih amel ve güzel ahlâk ile kazananlar olduğu gibi, inkâr, isyan ve kötü ahlâk ile kaybedenler de vardır.

Allah, insanların küfre ve isyana düşmelerini istememektedir. Onun için “din” göndermiştir. Din, insanların dünya ve âhiret saadetini temin içindir. Dolayısıyla din; insanın fert; âile ve cemiyet hayatındaki bütün davranışlarıyla ilgilenir.

İnsanın İlâhî mesaja uyması, dîni insanlara tebliğ eden Peygamberin sözlerine kulak vermesi ve her sâhada onu kendisine rehber edinmesi gerekir. Çünkü o, mü’minler için en güzel örnek ve âlemlere rahmet olmak üzere gönderilmiştir. O, en yüce ahlâk üzeredir. Müjdeleyici, uyarıcı ve yol göstericidir. Onun inanç, söz, fiil ve davranışlarını kendine rehber edinen fert ve toplumlar, huzur ve mutluluğa ulaşır, Allah’ın sevgi ve rızâsını kazanır.

Ne mutlu onun yolunda gidenlere ve onu kendine önder ve örnek edinenlere.

Salât ve selâm onun üzerine olsun.

FIKRA GAZETELER NASIL YAZAR?

Üç soyguncu bankayı soyduktan sonra kaçıp ormanda buluşmuşlar...

Biri “Şu parayı sayalım!” demiş...

İkincisi, “Bosver yâhu, nasıl olsa yarın gazeteler yazar, öğreniriz!* diye îtiraz etmiş... .

Üçüncüsü yerinden fırlamış:


“Deli misiniz yahu, yarın her gazete ayrı ayrı şeyler yazar, birbirimize gireriz!” demiş.