Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

12 Nisan 2018 Perşembe

"HALKA FETVÂ VERİRSİN, YA SEN NİÇİN TUTMAZSIN?”



"HALKA FETVÂ VERİRSİN, YA SEN NİÇİN TUTMAZSIN?”


Başkalarına hakkı tebliğ eden kimsenin kendisini unutması caiz olmaz. Başta kendisi amel etmelidir. Asr-ı saadette Medîne'deki Yahudi âlimlerinden bazıları, kendilerine gizlice gelip ‘Muhammed aleyhisselâm hakkında ne dersin?’ diye soranlara, ‘doğrudur, haktır’ derler, Resûlullâh’a uymalarını emrederlermiş. Fakat gelen hediye ve vergilerden mahrum kalmak endişesiyle kendileri Resûlullâh’a uymazlarmış. Diğer bazıları da ‘Allâh’a itâat ediniz, âsî olmayınız' derler, fakat kendileri sözleriyle amel etmezlermiş, işte bu gibiler hakkında Bakara sûresinin 44. Ayet-i kerîmesi nâzil olmuş; daima kitâbı okuyup da insanlara bol bol iyilik emredip kerkilerim unutmalarının âkil kârı olmadığı bildirilmiştir. Fenalık emretmektense iyilik emretmek elbette iyidir. Fakat’ aklı olan başkasının iyiliğini isterken kendini unutur mu? ’


Evvelâ, emir bi'l-ma'rûf ve nehiy ani’l-münkerden maksad, diğerlerini irşâd etmek; doğru yolu göstermektir. Hâlbuki başkasını irşad edip de kendisini unutmak ve kendisini iyilikten, irşâddan mahrûm etmek, başkasını selâmete çıkarıp kendim ateşe atmak demektir.


İkinci olarak, insanlara vaaz vererek ilmini yayıp da kendisi, kendi nasihatini dinlememek, kendini ve ilmini lülen tekzîb etmektir. Halkı bir taraftan irşâd etmek isterken diğer taraftan saptırmaktır.


Üçüncüsü, söylediği sözün, verdiği nasîhatin bir kıymeti ve kalblerde bir nüfuzu olduğu görülmek istenir. Boşuna emir, boşuna gevezelik âkil kârı değildir. Hâlbuki verdiği nasîhatin aksiyle amel etmek onun kıymetini kırmak ve herkesi ondan nefret ettirmektir. Daha açıkçası bindiği dalı kesmek, oturduğu evi yıkmaktır ki bundan büyük budalalık olmaz.


Buhârî ve Müslim’de şu Hadîs-i Şerîf rivâyet olunmuştur: Kıyâmet gününde bir adam getirilir, ateşe atılır, ateş içinde değirmen taşı gibi dönmeye başlar. Cehennemdekiler onun • etrafını çevirirler. ‘Ey fülân! Sen bize iyilikleri emreder, fenalıklardan nehyeder değil miydin?’ derler. 'Evet, amma ben size emreder, kendim yapmazdım, sizi nehyeder kendim yapardım’ der.


Binâenaleyh insan başkasına nasîhat ederken kendini unutmamalı, başkasına nasihat verip de kendi zakkum salkımı yutmamalıdır. irşâd için doğru söyleyenlerin akıbeti böyle olursa, saptırmak için eğri söyleyenlerin azabı ne olur...,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder