Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

4 Ekim 2017 Çarşamba

Hz.Muhammed (s.a.v.)'in Hayatı - Müslümanlar hallerinden memnun oldu



Müslümanlar  hallerinden  memnun oldu

Altı bin esirin bir sözle ser­best bırakılması, insanlık târihinde, benzerini gör­mek mümkün değildir. Bu bü­yüklük karşısında Hevâzin Ka­bilesi topluca Müslüman oldu. Bu esnada, kabile reisi Mâlik Tâ- if'teydi. Hz. Peygamber (s.a.v.) Hevâzin heyetine: "Eğer Mâlik, gelir de Müslüman olursa, bü­tün âilesi ve mallarından başka aynca 100 de deve veririm" bu­yurdu. Mâlik bu heberi duyun­ca, gelip Müslüman oldu. Ço­cuklarıyla birlikte, bütün malla- nnı ve 100 deveyi alarak kabile­sine döndü. Rasûlüllah (s.a.v.) onu kabilesine âmil (zekât topla­ma memuru) tâyin etti.
Ganimetlerin taksimi
Esirlerin hürriyete kavuşma­sından sonra sıra ganimetlerin taksimine geldi. Esâsen Bedevi­ler: "Artık bizim de deveden, davardan hakkımızı ver" diye taşkınlık yapıyorlar, Rasûlüllah (s.a.v.)'in peşini bırakmıyorlardı. Rasûl-i Ekrem bunlara hitâben: "Ey nâs! Ne diye sabırsızlanı­yorsunuz? Ganimet davarları, şu vâdinin ağaçlan sayısınca bile olsa, dağıtacağım" Sonra yarandaki deveden aldığı bir tü­yü parmaklarının arasında gös­tererek: "Benim sizin ganimet­lerinizle, değil bir deve, şu tüy
kadar bile ilgim yok. Aldığım beşte bir hisse de gene size (fa­kirlerinize) sarfolunmaktadır. İğne-iplik bile olsa, aldığınız her şeyi teslim ediniz. Çünkü kıyamet gününde en büyük ar ve azâb vesilesidir" buyurdu. Sonra ganimet mallarını dağıttı. Ganimet beşe bölündü. Bir hisse Beytü'l-mâl için ayrıldı, dördü mücâhitlere pay edildi. Beytü'l- mâl'ın tasarrufu (harcama yetkisi) Rasûlüllah (s.a.v.)'e âitti.
Paylarına düşeni aldılar
Rasûlüllah (s.a.s.), Mekke'nin fethinden sonra Müslüman ol­muş olan Kureyş ileri gelenlerine ganimetten paylarına düşenden ayn olarak, Beytü'l-mâl hissesin­den de bol mikdârda bağışda bulundu. Bunlar uzun yıllar, Ra- sûlüllaha (s.a.v.) düşmanlık hare­ketinin öncülüğünü yapmışlar, Mekke'nin fethinden sonra Müs­lüman olmuşlardı. Ancak gönül­leri İslâm'a ısınmamıştı. Bunca yıl İslâm düşmanlığı yaptıktan sonra, bir anda bütün kalbiyle Müslümanlığı benimseyivermek kolay bir iş değildi. Kur'ân-ı Ke­rîm, "el-müellefetü kulûbü- hüm" adını vermekte, gönülleri­nin kazanılması, İslâm'a ısmdınl- ması için zekât verilebileceğini bildirmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder