Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

17 Eylül 2017 Pazar

İLMİHÂL: ÎMÂ İLE NAMAZ



İLMİHÂL: ÎMÂ İLE NAMAZ

Bir hasta, ayakta kılmağa gücü yettiği hâlde rükû ve secdeye yahut yalnız secdeye gücü yetmezse namazını ayakta kılması lâzım gelmez. Tahiyyatta oturduğu gibi yere oturup îmâ ile kılar.

îmâ: Namazda rükû için başı aşağıya doğru eğme, secde de biraz daha fazla eğmektir.

Rükû’ ve secde ile namaz kıldığı takdirde yarasından kan akacak kimse, namazını ayakta veya oturup îma ile kılar.

Oturduğu hâlde bile rükû ve secdeye gücü yetmeyen kimse (yine oturduğu yerde) rükû ve secdeyi başıyla îmâ ederek yapar. Secde için başını rükûdakinden biraz fazla eğer. Yastık gibi bir şey üzerine secde etmesi câiz olmaz.

Oturduğu hâlde namaza gücü yetmeyen kimse, arkası üzerine yatar, ayaklarını kıble tarafına yöneltir, rükû ve secdeyi başıyla îmâ eder. Başıyla îma yapabilmesi için omuzlarının altına münasip bir şey konulur. Böyle bir hasta, yüzü kıbleye yönelmiş olarak sağ yanı üzerine yatıp da îmâ ile rükû ve secde etse namazı yine câiz olur. Fakat kudreti varsa arkası üzerine yatması daha faziletlidir.

Velhâsıl: Namaz, tam bir özür bulunmadıkça asla terk ve te’hîr edilemez. Aksi takdirde Allâhü Azîmüşşân’ın azâbı pek şiddetli, pek korkunçtur.

KİŞİ BİLMEDİĞİNİN DÜŞMANIDIR

Abbâsî Halîfesi Hârun Reşîd’in meşhûr veziri Yahya bin Hâlid Bermekî’nin oğluna nasihati:

İşittiklerinizin en güzelini yazınız,

Yazdıklarınızın en güzelini ezberleyiniz,

Ezberlediklerinizin en güzelini söyleyiniz,

Her şeyden biraz öğreniniz.

Zira kim bir şeyi bilmezse ona düşman olur. (Dür-rü'l-kelâm, Siftî.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder