Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

24 Nisan 2017 Pazartesi

EN İYİ AMEL



Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle haber verdi: "Sizden evvel geçenlerden üç kişi yola çıktılar, geceyi geçirmek için bir mağaraya girdiler. Derken dağdan bir taş yuvarlandı ve mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine aralarında şöyle dediler: ‘İyi amellerimizle duâ etmekten başka bizi buradan hiçbir şey kurtaramaz”. İçlerinden birisi:

- Ey Allâh'ım! Benim çok ihtiyar annem ve babam vardı. Onlardan evvel ne çocuklarımı, ne de hayvanları sulamazdım. Günün birinde odun toplamak için uzaklara gitmiştim. Onlar uyuyuncaya kadar dönemedim. Akşam yemeklerini hazırladım, fakat onları uyumuş buldum. Onları uyandırmayı ve onlardan evvel âilece yemek yemeyi hoş görmedim. Çanak elimde olduğu hâlde onların uyanmalarını bekledim. Nihayet sabah gün ışıdı. Çocuklar ayağımın altında açlıktan ağlıyorlardı. Derken annem, babam uyandılar ve akşam yemeğini yediler. Ey Rabbim! Eğer bu işi senin rızân için yapmışsam bu taştan çektiğimiz belâyı bizden uzaklaştır, dedi. Taş bir parça açıldı; lâkin çıkılacak gibi değildi.

İkincisi şöyle dedi:

- İlâhî! Amcamın bir kızı vardı ki, onu herkesten ziyâde seviyordum. Ona yaklaşmak istedim; lâkin teklifimi kabul etmedi. Bir kıtlık senesinde bana başvurdu. Kendisini bana teslim etmek şartiyle ona yirmi attın verdim. Kabul etti. Fakat fırsat elverdiği zaman ‘Allâh'dan kork...' dedi. Ben de (Allâh'dan korkarak) bu çok sevdiğim kadından uzaklaştım, verdiğim altınları da ona bıraktım. Allâh'ım! Eğer bu İşi sırt senin rızânı kazanmak için yapmış isem, içinde bulunduğumuz belâyı üzerimizden gider, diye yalvardı. Mağaranın kapısı bir parça daha açıldı; yine çıkabilecek derecede değildi.

Üçüncü şahıs da şöyle dedi:

- Ey Allâh’ım! Ücrette amele tuttum ve ücretlerini verdim. Lâkin biri ücretini almadan gitti. Onun ücretini ürettim, onun nâm ve hesâ-bına mal çoğaldı. Bir müddet sonra o adam yanıma gelerek, “Ücretimi ver” dedi. Ben de şu gördüğün deve, öküz, koyun senin ücretinden üremiştir, al götür" dedim. O da: Ey Allâh'ın kulu! Benimle alay etme, dedi. Seninle alay etmiyorum, hakikati söylüyorum, dedim. Bunun üzerine malları aktı ve hepsini sürüp götürdü, hiçbir şey bırakmadı. İlâhî! Eğer bunu senin rızân için yapmışsam, içinde bulunduğumuz belâyı üzerimizden defet, dedi. Tas mağaranın ağzından kaydı onlar da çıkıp yürüdüler. (Buhâri ve Müslim).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder