Mekkeli müşriklerle ilk harp hicrî 2, milâdî 624 senesinde Bedirde yapıldı. Müslümanlar 305 kişi idi. 64 kişi muhâcirlerden, geri kalanı ensârdandı. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Medine’de muhâfız ve vazifeli olarak, izin verdikleri ile berâber Bedir ashâbı 313 kişidir.
Kervan tâkibi için yola çıkıldığından yanlarına harp silahları almamışlardı. Altı kişide zırh, sekiz kişide kılıç bulunuyordu. Diğerlerinde silah olarak ok, yay, mızrak ve sapan vardı. Üç kişide at vardı. 70 deveye, üçer kişi, Peygamber Efendimiz (s.a.v) de dâhil olmak üzere sırayla biniyorlardı. Peygamber Efendimiz (s.a.v) müminlerin hâllerine bakıp, onlara duâ ettiler: “Allâh’ım! Onlar, yaya ve yalın ayaktırlar. Sen onlara binit ver. Allâh’ım! Onlar çıplaktırlar. Sen onları giyindir. Allâh’ım! Onlar açtırlar. Sen onlan doyur. Fakirdirler. Sen onları fazi ü kereminle zengin et.”
Bedir’e varınca da müşriklerin öldürüleceği yerleri bir mucize olarak önceden göstermiştir. Fahr-i Kâinât Efendimiz (s.a.v) secdeye varıp, gözyaşları toprağı ıslatır olduğu hâlde Cenâb-ı Hakk’a duâ etti: “Yâ Rabbil Bana va’d ettiğin yardımı bugün lütfet. Yâ Rab! Bu bir avuç mü’min bugün telef olacak olursa, yeryüzünde sana ibâdet edecek kimse kalmayacak.”
Hz. Ebû Bekr (r.a.) “Yâ Rasûlallâh! Allâhü Teâlâ sana va’dini elbette yerine getirecektir.” dedi.
Cenâb-ı Hak, Habîbinin duâsını kabul etmiş, harp meydanında, beyaz atlara binmiş, müşriklere karşı insan şeklinde, saf bâgjayıp bilfiil harp eden melekler göndermişti. Mü'minlerin şiddetli hücûmu karşısında müşriklerden 70 kişi ölmüş, 70 kadar esir alınmıştıİÇlen-lerin 24’ü Kureyş’in reislerindendi. Müslümanların 14 şehiCyardı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), şehidlerin cenâze namazınuplçlırdı.
Kureyş müşriklerinin reislerinden 24 kişi, Bedirdeki kör kuyıfjrdan (Kalîb) birine atıldı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), o kuyununiaşına gelerek, onların tek tek ismini sayıp, onlara şöyle seslendi.,,'®,filân bin filân... Ey Ehl-i Kalîb! Siz beni memleketimden çıkarcınız, başkaları kabul etti. Siz benimle harp ettiniz, insanlaFtana yardım etti. Ben Cenâb-ı Hakk’ın va’dini hakikat olarak buldum. Siz de Allâh'ın va’d ettiğini hakikat olarak buldunuz mu?”
Hz. Ömer (r.a.); “Yâ Rasûlallâh! Bunlar ruhsuz birtakım cesetlerdir. Onlara nasıl hitâp ediyorsunuz?” deyince, Peygamber Efendimiz (s.a.v); “Siz onlardan daha fazla işitmezsiniz. Şu kadarı var ki, onlar cevap veremezler.” buyurdular.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder