Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

13 Ocak 2017 Cuma

EL - KAHHAR (C.C.)


  Allah Teala Kahhar dır. Kahhar İsmi Şerifi " mahlukat razı olsa da olmasa da her istediğini yapan galip gelen"  anlamında olup Cenabı Hakk'ın fiili sıfatlarındandır. O bütün mahlûkatına ölümle galip gelmiş ve hiç bir kişi ondan istisna edilmemiştir. Ne mukarreb bir melek ne gönderilmiş bir peygamber kurtulabilmiştir ne de insanların en kuvvetlisi. O öyle bir varlıktır ki düşmanlarının belini kırar ,onları kahreder. Hayatta hiçbir varlık yoktur ki O'nun kahrını ve kudretine karşı koyabilsin
 
  Yaşadığımız olumsuzluklar karşısında başkalarını suçlayıp günü kurtarmaya yönelik karelerle uğraşmak çözüm değildir. Geçici çözümler aramak yerine içimize dönmeli nefis muhasebesine ağırlık vermeliyiz. Çünkü asıl sorumlu bizleriz. Başta farz olan ibadetlerin Vedası olmak üzere günlük hayatımızda insanı ilişkilerimizde davranışlarımızda ve sözlerimiz de Takva ölçüsüne riayet edip etmediğimizi bakmalıyız. Bizim hayatımızı belirlemesi gereken tek ölçü budur. Dünya hayatının ıslahı da buna bağlı ahiret kurtuluşu da

  İkinci bin yılın müceddidi İmamı Rabbani (rah.)şöyle buyuruyor
" Dostlarıma devamlı öğütlediğim ve ömrümün sonuna kadar da öğütleyeceğim nasihat şudur. Öncelikle ehli sünnetin Akaid kitapları doğrultusunda inancı düzeltmek gerekir. Bunun ardından Farz ,vacip, sünnet ,mendup ,helal ,haram ,mekruh ve şüpheli şeklinde sıralanan fıkhi hükümleri öğrenip yapılacakları yapmak ve kaçınılması gerekenlerden de kaçınmak gelir. Bunları yerine getirdikten sonra kalbi masivadan yani Hak Teala'nın dışındakilerle meşgul olmaktan kurtarmak gerekir"

  Büyük Alim İmam Malik (rah.) salih bir zat olan amcasından şu sözleri rivayet eder
 " Babam Hazreti Ömer(ra) ve Hazreti Osman'ı (ra) görmüştü. Onlar bir kafileyle Mekke'den Medine'ye dönerken Muarres denilen konaklama yerinde konaklarmış. Istirahat edip Medine'ye girmek için bineklerine bindiklerinde ise herkes terkisine bir çocuk veya köle alıp Medine'ye öyle girermiş. Hazreti Ömer(ra) ve Hazreti Osman(ra) da onlardan birini  arkasına alırmış."
  Babam "bunu anlattığında ona bunu tevazu sebebiyle mi yapıyorlardı" diye sordum. Babam şöyle dedi " Evet onların yaya köle veya çocukları bineklerine almaları krallar gibi olmadıklarını göstermek içindi. Onlar krallar gibi kibirli olmak istemiyorlardı"  Sonra bana hulefayi raşidin den sonra gelen bazı insanların kendileri binekteyken hizmetçileri arkalarında yürüttüğünü anlattı ve bunun kibir alameti olduğunu söyledİ.
  
 Gavsı Hizani Seyyid Sıbgatullah Arvasi (rah.) genellikle susmayı tercih ederdi. Yine bir gün bir grup insanla bulunmuşlar ve uzun bir müddet hiç konuşmadan durmuşlardır. Orada bulunan bu yolun özel hallerinden habersiz zahir alimlerden biri dayanamayarak " Keşke şey bize biraz sohbet etse"  dedi. Bunun üzerine Gavsı Hizani (rah) şöyle buyurdu " Bizim sükutumuzdan fayda görmeyen konuşmamızdan da fayda görmez"

  Allah Teala insanı ayakta tutmak ve korumak için birtakım Melekleri'ni görevlendirdi. Bunlara "Hafaza Melekleri" denir. Yüce Rabbimiz onları bize şöyle tanıtmıştır " insanın önünde ve arkasında Allah'ın emriyle onu koruyan ve devamlı takip eden melekler vardır "  (Ra'd 13 -11)

  Bu melekler insanları tehlikelerden muhafaza ile görevlidirler. Uyku ve uyanıklık hallerinde onunla beraberdirler. Fakat gerçekleşmesi kesin olan İlahi kader hükmünü icra edeceği zaman melekler kenara çekilir gelen şeyle kulu başbaşa bırakırlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder