DUALAR NİÇİN KABUL OLMAZ

1) Allah', tanırsınız, ama hakkını edâ etmezsiniz.
2) Allah'ın kitabını okursunuz, ama onunla amel etmezsiniz.
3) iblis'in düşmanlığın! iddia edersiniz, ama ona tabi olursunuz.
4) Resulullah'ın sevgisini iddia edersiniz, ama onun izini ve sünnetini terk edersiniz.
5) Cennetin sevgisini iddia edersiniz, ama onun için amel etmezsiniz.
6) Cehennem korkusunu iddia edersiniz, ama günahlardan çekinmezsiniz.
7) Ölümün hak olduğunu iddia edersiniz, ama onun için hazırlanmazsınız.
8) Başkalarının ayıbları ile meşgul olursunuz amma kendi ayıplannızı terk etmezsiniz.
9) Allah'ın verdiği rızkı yersiniz, ama Allah'a şükür etmezsiniz.
10) Ölülerinizi gömersiniz, ama onlardan ibret almazsınız.
MÜ'MİNİN MÜ'MİN KARDEŞİNE VAZİFESİ
"Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır:
1- Ona rastladığı zaman selam vermesi,
2- Yemeğe davet ederse icabet etmesi,
3- Nasihat istediğinde nasihat etmesi,
4- Aksırdığı zaman "yerhamükellah", demesi
5- Hastalandığinda ziyaret etmesi,
6- Öldüğü zaman da cenazesinde hazır bulunmasıdır. her şeyden evvel müslüman herkese karşı hürmetli olan, edep hudutlarının dışına çıkmayan insandır. Çünkü edep müslüman'ın, vasfı mmümeeyyizidir. Müslüman müslümana karşı tatlı dilli, güler yüzlü, samimi, halis ve muhlis ve açık kalpli olmalıdır. Allah (c.c.) güler yüzlü, iyi huylu kimseyi sever. Müslüman hiç kimseye eliyle ve diliyle eziyet etmez. Çünkü müslüman diğer müslümanların elinden ve dilinden selamet bulduğu kimsedir. - Yine müslüman, başkasının kötülüğüne karşı iyilik yapmalıdır. Bunu yapamazsa hiç olmazsa sabredip kötülükle karşılık vermemelidir. Kendisine yapılan eziyetlere sabretmelı, eziyet edenleri de afv etmesi, kendisine gelmeyene gitmeli, vermeyene vermelidir. Küsmemeli, üç günden fazla dargin durmamalı, dargın olan Müslümanların barışması için gayret etmek, böylece islam cemiyetinin parçalanmasına müsaade etmemelidir. Müslümanın kusurlarını araştırmamalı, görüp bildiği kusurlarını da örtüp gizlemelidir. Başkasının kusurunu değil de, kendi kusurunu görmeli, başkasına yaptığı kötülüğü, başkasının da kendisine yaptığı iyiliği hiçbir zaman unutmamalıdır. Kendisinin başkasına yaptığı iyiliği, bir de başkasının kendisine yaptığı kötülüğü hemen unutmalıdır. Müslüman, müslüman kardeşini arkasından müdafaa etmek, hakkındaki yanlış fikirleri düzeltmeli, meşru olan her durumda din kardeşinin yardımında olmalıdır. Çünkü müslüman din kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah (c.c.) da onun yardımında olur. Müslüman kardeşi hakkında su-i zanda bulunmamalı, onu töhmet altında bırakmamalı, onun hakkında nefret uyandırmamalı, uyandıranlara müsaade, etmemek buna gücü yetmediği takdirde o meclisi terk etmelidir. Müslüman, her insanın mevkiine göre konuşmalıdır. Cahil ile ilmi mevzulara girmediği gibi, alim ile de onun ilmi mevkiine göre hareket edip konuşmalıdır. Mevki, makam ve mal sahiplerini, mal ve mevkileri için değil, Allah (c.c.) rızası ve müslüman kardeşlerimiz oldukları için sevmelidir. Peygamberimiz(s.a.v.)" kim zengine malı için hürmet gösterirse dininin üçte ikisi gide
, EY OĞLUM
Cafer-i Sadık hazretlerinin oğlu Musa Kazım'a nasihati:

"Ey oğlum, insanlara kızmaktan çok sakın, yoksa sana da kızarlar. Boş iş ve söze karışmaktan sakın, sonra aşağılanırsın."
"Ey oğlum, lehinde veya aleyhinde de olsa, hakkı, doğruyu söyle! Böyle yaparsan herkes seninle istişare eder, danışır, fikrini alır.
"Ey oğlum, arkadaşlık yaptığın, ziyaretine gittiğin kimse, iyi ahlak sahibi .olsun, kötü ahlakı olanlarla arkadaşlık etme onlarla görüşme Çünkü onlar, suyu olmayan çöl, dalları yeşermeyen ağaç, ot bitmeyen topraktırlar.”
"Ey oğlum, Allahu Tealanın kitabını okuyucu, iyilikleri emredici, kötülüğü nehyedici, sana gelmeyene sen gidici, seninle konuşmayanla konuşucu ol isteyene ver. Gıybetten, koğuculuktan sakın. Çünkü söz taşımak, insanların kalbinde düşmanlığı arttınr. insanların ayiplarını görme, ınsan-ların ayıplannı gören, onların hedefi olur
İBN-İ MES'UD (RA)'DEN
"Kul, imânın doruğuna çıktıkça onun hakikatine ulaşamaz (Helal yoldaki) fakirliği, (haramla kazanılan) zenginlikten, (Allah'a itaat uğrundaki) alçakgönüllülüğü Allah'a isyan edilerek kazanılan şereften daha çok sevmedikçe ve kendisini hak yolunda övenle yeren, nazarında eşit olmadıkça da imanın zirvesine ayak basamaz "
"Sizler gece ve gündüzün uğrak yerindesiniz, ecelleriniz eksiliyor, amellerinız zabt (kayd) ediliyor. ölüm ansızın gelir. Hayır eken kimsenin saadet, şer ekenin de nedamet biçeceği zaman yakındır., Her ekici ektiğini devşirir. Tembelin dünyadaki mukadder nasibi kendisini bulur. Haris olan kimse ne kadar uğraşsa da nasibi olmayan biri şeyi elde edemez. Hayra mazhar kilınmış olana o hayrı Allah vermiştir. Şerden korunmuş olan; da Allah korumuştur. Müttakiler (Allah'dan korkanlar) efendi, fakih (alim)ler kılavuzdur. Bunlarla oturup kalkmak hayırların artışına sebeptir.
"Aranızda kendisi misafir, malı emanet olmayan kimse yoktur. Neticede müsafirin gitmesi, emanetin de sahibine geri verilmesi kaçınılmazdır."
SUDAN LAFLAR.
Van'a Kirkor Efendi namında bir avukat gelmişti., Nihayet derecede çenesi düşüktü. Bir kere söze başladı mı, saatlerce uzatır, dinleyenleri canlarından bezdirecek hale getirirdi. Birgün dostlar meclisinde şifalı sulara dair söz açıldı. Derken Kirkor Efendi söze başladı. Birçok sudan laflar söyledikten sonra: - Efendim! Suyun iyisi menba suyudur Ama onun da şartı vardır Suyun çıktığı yerin başı taş etrafı saz, akışı az, rengi beyaz olmalı! Der demez, sabrı taşan biri atılarak şöyle dedi:
Be hey şaşkın kaz ! Lafa doymaz ! Az söyle biraz !
YARDIMLAŞMA

'Peygamber Efendimiz "her biriniz din kardeşinin aynasıdır onda eza veren bir hal görürse karde nden onu gidersin "
Bir müslüman, şu dört şeyle meşgul olmalıdır:
1-) Faydalı ilmi öğrenmek ve öğretmek ile;
2-) Zikir, tesbih, Kur'an-ı Kerim okumak, namaz kılmak gibi ibadetler ile;
3-) Müslümanların yardımına koşmak, onların hayrına vesile olacak şeyleri yapmak ve onları sevindirmek ile;
4-) Kendinin ve çoluk çocuğunun rızkını, nafakasını temin için çalışmak ile, Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: Mahlükat Allah'ın ıyali (mesabesinde)dir. (Çünkü onların rızıklarını veren Hz. Allahlır.) Allah'a karşı mahlukâtın en sevimlisi, iyâlûllah (olan halk 'a veya kendi ıyaline) iyilik yapandır.
Hak yolunda mallarını, mülkerini bırakıp, Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevere'ye yerleşen ashâba "Muhacir", Mekke'den gelen kardeşleriyle ellerindekini paylaşan, onlara kucak açan, bütün varlıklarıyla onlara yar ve yardımcı olan Ashaba da "yardım edici" manasına gelen "Ensar" ismi verilmiştir. Cenab-ı Hak, Kuran-ı Kerim'inde, bu iki zümrenin imanda ulaştıkları kemal mertebeyı şöyle beyan buyurur"0 kimseler ki, iman edip hicret ettiler ve Allah yolunda cihada.
gittiler ve o kimseler ki (Resülüllah'ı ve muhacirleri kendi hanelerinden ve yerlerinden meskenler tahsis ederek) iskan ettiler, yerşeştirdiler ve yardım ettiler (ensar oldular). İşte bunlar hakka mü'minlerdir. Bunlar için mağfiret ve kerim bir rızık vardır. (Enfal 74);
Ebu'd-Derda (ra.) buyuruyorlar ki: "Üç şey vardır ki Ademoğlunun işlerinin özlerindendir:1-Uğradığı felaketten yakınma,
2- Acı ve kederini anlatma,
3- Kendi kendini tezkiye etme (aklama).
PRATİK ZEKA
Sevda, babasına:
"Babacığım, bir sopa ve eski bir kutu ile kendime mandolin yaptım."
"İyi ama teli nerden buldun ki?"
"Hiiç, amcamın kemanından birkaç tane çıkardım.
POPÜLER TARİH
İlk telefon görüşmesi
POPÜLER BİLİM
Johns Hopkins Üniversitesi’nden malzeme bilimi sınıfı öğrencileri şekerleme aşkını mikroskobik boyuta taşıyarak adeta seviye atladılar. Öğrenciler incelenen nesneyi 400 ile 5.000 kat arası büyütebilen tarayıcı bir elektron mikroskobu kullanarak çikolatanın şeker kristalleri ve kakao yağı küreciklerinin bir arada bulunduğu engebelerle dolu yüzeyine göz attılar. Ders, öğrencileri malzeme bilimine çekmek için sarf edilen büyük uğraşın bir parçası. Çikolatanın bu alışılmadık görüntüsü ağzı pek sulandırmasa da büyüleyici olduğu kesin.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder