Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

9 Kasım 2023 Perşembe

Emr-i bi’l-Mârûf Nehy-i ani’l-Münker

 Toplumda açıkça işlenen haramlar ve yapı­lan kötülükler karşısında toplumun diğer fertleri şayet bunu umursamaz ve duyar­sız kalırlarsa, iyilik sahibi ve akl-ı selim kim­seler kötülük işleyenleri uyarıp ikaz etmezler, onları iyiye ve doğruya teşvik edip haramlardan sakındırmaya çalışmazlarsa işte o toplum için tehlike çanları çalmaya başlar.

İnsanlık tarihine şöyle bir baktığımızda, belâ ve musibetlere mâruz kalarak helak olan ve ta­rih sahnesinden silinip yok olan kavimlerin; fit­ne ve fesadın yaygınlaşmasına ses çıkarmayan, açıkça işlenen ahlâksızlığın çoğalmasına seyirci kalan kavimler olduğunu görüyoruz. Nitekim Kur’an-ı kerim’de, birbirini günah ve isyandan sakındırmayan nice kavimlerin helak edildiği, Emr-i bil marul Nehy-i anil münker’i terk eden toplumların azaba dûçar olduğu pek çok sürede zikredilmekledir. Özellikle Sebt Kavini’nin he­lak edilmesinde, bizim için pek çok ibretler ve dersler vardır. Zira onların helak olmasının se­bebi hakkında Allahtı Teala şöyle buyurmuştur:

“Onlar, yaptıkları kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Gerçekten ne kötü iş yapıyorlardı?(Maide; 79)


Emr-i bi’l-Mârûf Nehy-i ani’l-Münker

İyiliği emredip kötülükten nehyetmek, İslam'ın Müslümanlara yüklediği önemli bir vazifedir. Hatta bu ümmetin en belliğin özelliği “iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymaktır” desek mübalağa etmiş olmayız. Nitekim Rabbimiz:

“Siz insanlık için çıkarılmış en hayırlı üm­metsiniz. İyiliği emreder, kötülükten nehyedersiniz...” (Âli İmran) buyurmuş, hu ümme­tin en hayırlı ümmet olmasını, emr-i bi’l-maruf, nehy-i ani’l-münker şartına bağlamıştır.

Fakat günümüz Müslümanları olarak öylesine dünya meşgalesine dalmış ve suni gündemlere takılıp kalmışız ... Ahlâkî yapının bo­zulmaya yüz tuttuğu, Dini hassasiyetlerin gi­derek azalmaya başladığı günümüzde birtakım ahlaksızlık, sapkınlık ve kötülükler maalesef toplumda giderek yaygınlaşmaya başladı. Kim­se kimseyi uyarıp ikaz etmez oldu ve Islamın "Emri bi’l-maruf, Nehyi ani’l-münker” emri ade­ta unutulmaya yüz tuttu.

Hatırlayacağınız üzere, geçtiğimiz ay bir toplu taşıma aracında yapılan bi ahlaksızlık sosyal medyada gündem olmuştu. Haber şöyleydi;

Marmaray metro hattında yolculuk esnasında, ailelerin ve çocukların bulunmasına aldırmadan iki genç sarılmış öpüşüyorlar. Ahlâki yönden has­sasiyeti olan bir yolcu da bu kepazelikten rahat­sız oluyor ve haklı olarak; “burası toplu taşıma aracı, aile var, çoluk çocuk var, herkesin gözü önünde hu yaptığınız uygun değil” diyerek on­ları uyarıyor. Fakat ne gariptir ki; bu ahlaksızlığa tepki gösteren yolcuya orada bulunan hiç kimse destek olmuyor. Daha da vahim olanı ise; herke­sin gözü önünde utanmadan öpüşenlere bir tek laf etmeyip seyredenler, bu duyarlı yolcuyu eleştirip; “bundan sana ne, kini ne yaparsa yapsın sen karışma!*’ diyebiliyorlar...

Vâ Esefâ!..

Bir toplumda kötüler varsa, mutlaka iyiler de vardır. Onlar işlenen günah ve kötülüklere karşı insanları uyarmalı ve ikaz etmelidir. Zira aşikare işlenen kötülük ve ahlâksızlıkların yayılmasına seyirci kalıp insanları vazgeçirmek için çalışma­yanlar, bir takım haksızlık ve sapkınlıklara karşı vurdumduymaz tavır takınıp “Bana dokunma­yan yılan bin yaşasın” diyenler, tabiri caizse etliye sütlüye karışmayıp nemelazımcılık edenler mesuliyetten kurtulamazlar! Nitekim Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Şüphesiz ki Allah-u Teala, husûsî bir ta­kım kimselerin yaptıkları kötülükler sebebiyle umum halka azab etmez. Ne zaman ki onlar aralarında kötülüklerin işlendiğini görür de, onu ikaz etmeye güçleri yettiği halde uyarıp ikaz etmezlerse, işte o zaman Allah-u Teala husûsî, umûmî (demeden) hepsine birden azap eder.”

(Ahnıed İbai Hanbel, Müsaed, No:17736, 6/218; Ta- beranî, Mu’cetnu’l-Kebir, No: 343,17/138)

Fî emanillah!

Mustafa Özşimşekler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder