Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

20 Eylül 2023 Çarşamba

Ahmet Sırrı Arvas

 MÜBÂREK KAPI

Geçmez boğazımdan hiç hıçkırığım,
Mübârek kapında gönlü kırığım,
Öylesine boş ki, sırtımda heybem,
Onca yolu boşa çekmiş çarığım. 

Mübârek kapına sürdüm yüzümü, 
Sayısız kez bozdum tevbe sözümü, 
Kulluk sarayına giden yollarda, 
Ben günahtan alamadım gözümü.

Mübârek kapında el pençe divan,
Ne erler oldular yollara revan,
Ülkeler, beldeler hep dize geldi,
O erler olunca sürüye şivan. 

Mübârek kapında bir boynu bükük, 
İncecik belimde dağlar kadar yük, 
Sen şefaat eyle, ey canlar canı! 
Bu âciz fakirin cürmü pek büyük.

Mübârek kapında rûhum sana aç,
Ne öğüt kâr etti nefse, ne kırbaç,
Güzeller güzeli, nurlar menbâ-ı
İnsanlık âlemi hep sana muhtaç! 

Mübârek kapında titrek elimle, 
Günah denizinde yüzen dilimle, 
Nurdan tespihlere salevat dizdim, 
Tedirgin, utangaç, mahcup hâlimle.

Mübarek kapında bekler mü’minler,
Bilal okur gibi, ezanı dinler,
Levlâke sırrına vakıf olanlar, 
Gözyaşları ile, durmadan inler.

Mübârek kapında geçmese zaman, 
Nefsimle vuruşsam hem de pek yaman, 
Her iki cihanda sultanımızsın, 
O nurlu mekânda huzur bir umman!

Mübârek kapında sultan ve geda,
Cümlesinin canı yoluna feda,
Umudum, göz nurum, güneşim sensin,
Ölümden zor Yeşil Türbe’ye veda!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder